"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Kapatıldı) K A R A R Dava, tapulu taşınmazın harici satış ve teslime ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali tescil değilse tazminat isteğine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 04.07.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
KARAR Davacı, maliki bulunduğu taşınmazı 11.02.2008 tarihli harici alım ve satım protokolü ile davalıya sattığını, satış bedelinin davalı tarafından ödenmediği gibi satış bedeline güvenerek oturduğu dairede yaptığı yapım ve dekarosyon masraflarını da ödemek zorunda kaldığını zarara uğradığını, davalının sözleşmeyi ifa etmemesi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart ile ev için yaptığı dekarosyon masraflarının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, cezai şart alacağı olarak 20.000 TL yönünden davalının itirazının iptaline takibin devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapulu taşınmazın "alım satım ve komisyon Protokolü sözleşmesi" başlıklı adi senetle satışının kararlaştırılmasından kaynaklanmaktadır....
Davacı dosya arasında bulunan 27.10.1980 tarihli “Gayrimenkul Satış ve Zilyetliğin Devri Senedidir” başlığını taşıyan harici satış senedi ile dava konusu yeri ...oğlu ...’tan zilyetliğini devir ve teslim almış olup, satış tarihinden itibaren de dava konusu yer davacı tarafından kullanılmaktadır. Yani davacının, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 27.12.1967 tarihinden önce satıcı ...'nin taşınmaz üzerinde var olan zilyetliğini ve dava hakkını devraldığı görülmektedir. Harici satış senedinin kapsamı itibariyle bir bakıma dava hakkının devri niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Kural olarak, tapulu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuken kullanıcısına herhangi bir hak bahşetmez. Bu bakımdan 1967 tarihinden itibaren tapulu taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetlik geçerli bir sonuç doğurmadığından 1967 yılından önceki zilyetliğin ve koşullarının kanıtlanması halinde eklemeli zilyetliğe dayalı olarak dava konusu yerin kazanılması mümkün olabilir....
Mahkemece, asıl dava olan el atmanın önlenmesi ve ecri misil davasının reddine, tarafların murisleri arasında yapılan sözleşmenin yapıldığı tarihte dava konusu taşınmazın tapuya kayıtlı bir taşınmaz olmaması, sözleşmeden doğan satış bedelinin ifa edilmiş olması ve davacının söz konusu taşınmazdaki zilyetliği devam ettiği gerekçesi ile birleşen dosyada davacı ...'ın davasının kabulüne,birleşen tapu iptal ve tescil davasının kabulüne, 2667 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın davalılar adına olan tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, asıl dava davacılar/birleşen dava davalıları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, tapulu taşınmaza yapılan el atmanın önlenmesi ve ecri misil isteğine birleşen dava ise harici satıma dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir....
Davacılar tarafından, bu senet içeriği ve miras bırakanın imzasına itiraz ileri sürülmemiştir. Davacılar ile birlikte dava açan, murisin ikinci eşi ... ve ondan olma çocuğu ..., satışın gerçek olduğunu belirterek davadan feragat etmişlerdir. Taraf tanıkları dinlenmiş, davalı tanığı olarak dinlenen ... “ Murisin evini ve bahçesini torunu ...na para karşılığı sattığını ifade ettiğini” beyan etmiş, harici satış senedi tanığı olmasına rağmen harici satış senedine ilişkin her hangi bir beyanda bulunmamış kendisine bu yönde bir soru da sorulmamıştır, davalı tanığı ... “Taşınmazın davalı ...'e satış bedeli olarak 12.000.00TL kararlaştırıldığını, 6.000.00TL ilk taksitin murise davalı ve babası tarafından ödendiğini gördüğünü” ifade etmiştir. Bu durumda,11.03.1982 tarihli harici satış senedinin, satışın belgesi olduğu ve harici satışın ifası amacıyla temlikin yapıldığının saptanması halinde murisin diğer mirasçılardan mal kaçırma kastıyla hareket ettiğinden söz edilemez....
Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Bu tür davalarda satış geçerli olmadığından ancak davacılar tarafından sunulan harici satış sözleşmesindeki alacak miktarı belirlenerek; satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Tapu kaydına bağlı taşınmazın harici satış senedi ile satın alınması yolu ile zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 09.06.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
'e yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğunu, Mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın tapulu olduğunu, tapulu taşınmazın haricen satışının geçerli olmadığını, davada zilyetlikle kazanmanın şartlarının da gerçekleşmediğini belirterek, kararın bozulmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dosya içeriğine göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, harici satın alma ve TMK'nın 724 üncü maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2....
Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden sonra, tesbitin kesinleşmesinden önceki satın alma ve eklemeli zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12/11/2018 gün ve 2018/9332 Esas, 2018/18478 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Bozma kararına uyulmasına karar veren mahkemece verilen kararın süresi içinde davacı ve bir kısım davalılar vekili tarafından düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava; kadastro tesbitinden sonra, tesbitin kesinleşmesinden önceki satın alma ve eklemeli zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yaptırılan yeminlerin usule uygun olmadığını, toplanan deliller ve dinlenen tanıklar beyanları ile aslen davalarının ispatlandığını, davacı iş bu yapıyı yaparke ve taşınmazı ağaçlandırırken kimsenin davacıya engel de olmadığını, bu nedenlerle taşınmazın imar ihya edilmiş olması da nazara alınarak davanın kabulünün gerektiğini belirterek ilk dereceli mahkeme kararının kaldırılmasına ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında tanıkların dinlendiği, delillerin toplandığı, mahallinde keşif icra edildiği ve belirlenen dava değeri üzerinden (204.002,40 TL) harcın davacı tarafça ikmal edildiği anlaşılmıştır....