Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2020/74 esas, 2020/77 karar ilamına konu hukuki olay ile bu davaya konu olayın tamamen farklı olduğunu, zira dava konusu taşınmazın davalı tarafından 16.08.1997 tarihli satış sözleşmesi ile satıldığı zaman henüz dava konusu taşınmazın davalı adına tapulu olmayıp tahsisli olduğunu, tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu üzere taşınmazın harici satış ile satışı yapıldıktan sonra müvekkiline fiilen devri yapıldığını ve müvekkilinin kullanımında olduğunu, müvekkilinin bu satış sözleşmesine dayanarak taşınmazı bugüne kadar kullandığını ve üzerine bina yaptığını, mahkemece tapulu taşınmazın harici sözleşme ile satışının yapılamayacağı belirtilmiş ise de müvekkiline satıldığı zaman davalı adına tapusu olmayıp müvekkilinin taşınmaz üzerine ev yaptığında da tapunun davalı adına olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

Ne var ki dava; tapulu yerde sürdürülen zilyetliğe dayalı olarak değil, 1975 yılında yapılan ... çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan taşınmazın dava tarihi olan 14.11.2008 tarihine kadar davacı taraf lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle iktisap koşullarının oluştuğu iddiası ile açılmış olup, dava tarihi itibariyle çekişmeli taşınmaz tespit harici bırakılan yerlerdendir. Öte yandan toplulaştırma sonucu oluşan 212 parsel sayılı taşınmaz da halen ... adına tapuda kayıtlıdır....

    Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil olmadığı halde tazminat istemine ilişkindir Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; istemin harici satış sözleşmesine dayandırıldığı, dava dilekçesinin ekinde davacı vekili tarafından sunulan 12/06/2011 tarihli satış sözleşmesinde 4535 sayılı parseldeki 1000 m² hissenin davalıların ortak murisi olan Mustafa Çoban tarafından 50.000 TL bedel ile satıldığının belirlendiği, sözleşmede hisseyi alan ve satan haricinde o dönemdi köy muhtarı, aza ve iki şahidin imzalarının bulunduğu, keşif icrası esnasında davacı vekili tarafından tanık olarak bildirilen ve sözleşmede imzası bulunan Mehmet Göçer'in beyanlarının sözleşmeyi doğrular nitelikte olduğu, ayrıca mahalli bilirkişilerin beyanından dava konusu taşınmazın zilyetliğinin davacıda olduğunun sabit olduğu, her ne kadar taşınmazın devrinin tapu memuru önünde resmi şekilde yapılması gerekmekte ise de 4721 sayılı TMK nın 677. maddesinde mirasçılar arasındaki pay satışına...

    Hükmü, davacı ve davalılar temyiz etmişlerdir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriği ile özellikle Türk Medeni Kanununun 706., Borçlar Kanununun 213.maddeleri uyarınca tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerliliğinin resmi şekilde yapılmış olmasına, davada haricen düzenlenmiş taşınmaz satış sözleşmesine dayanılmasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalıların ve davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Belirtildiği üzere dava, haricen düzenlenmiş taşınmaz satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise tazminat taleplerine ilişkindir. Mahkemece, davacının ikinci kademedeki istemi 245 ada 5 parsel sayılı taşınmazın zilyetliğinin davalı ...’a devri koşuluyla 50.000,00 TL’nin bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, harici satış ve zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 70 inci, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 89 uncu maddesi, 2. Kural olarak, 10.07.1940 tarihli ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre; harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. Bilindiği üzere geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır....

        Şu halde; her ne kadar, Mahkemece dava; harici satın alma ve temliken tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat istemi olarak nitelendirilmiş ise de, dava tespit sonrası fakat kesinleşme öncesi haricen satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece iddianın ilk bölümü TMK 724 vd maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu kabul edilerek bu yönde değerlendirme yapılmıştır, ancak dava dilekçesi ve yargılama aşamasında davacıların TMK 724. maddesine dayalı bir talepte bulunmadıkları, dosyaya sundukları 1998 tarihli adi yazılı harici satış senetleri ile dava konusu 35 ada 27 parsel sayılı taşınmazda (imar sonrası 1899 ada 3 parsel sayılı) bir kısım bölümleri satın aldıkları iddiasında bulunarak tespit sonrası ve fakat kesinleşme öncesi eklemeli zilyetliğe dayandıkları anlaşılmaktadır....

          Mahkemece, tapulu taşınmazların satış ve devirlerinin TMK'nun 706, Tapu Kanunun 26. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuki sonuç doğurmayacağı ve davacı tarafın taşınmazın bedelinin tahsiline yönelik talebinin de Borçlar Kanunu 146 maddesi gereğince zamanaşımına uğradığı gerekçeleri ile reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, 18.03.1970 tarihli harici satış sözleşmesi ve eklemeli zilyetlik nedeniyle TMK. nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde taşınmazın değerinin tahsili isteğine ilişkindir....

            Ortak mirasbırakan ya da elbirliği şeklinde tüm mirasçılar adına kayıtlı bulunan tapulu taşınmazlardaki miras paylarının, mirasçılar arasında harici olarak yazılı senetle satışı geçerli bulunmakta ise de; söz konusu satış senedine dayanılarak iptal ve tescil davasının açılabilmesi için başta geçerli olarak yapılan mirasçılar arasındaki harici satış senedinin geçerliliğini koruması gerekir. Başka bir anlatımla, mirasçılar arasında yapılan harici satış sözleşmesinden dönülmemiş olması gerekir. Somut olayda; dava konusu 156 ada 136 parsel sayılı taşınmazın 21.7.2014 tarih, 8371 yevmiye numaralı işlem ile paylı mülkiyet şeklinde mirasçılara intikal ettiği, paylı mülkiyete geçiren intikal işleminden sonra 18.08.2014 tarih ve 9296 yevmiye numaralı satış işlemi ile davacı tarafından davalı dışındaki diğer mirasçıların hisselerini satın aldığı, taşınmazın 1/8 hissesinin davalı, 7/8 hissesinin davacı adına kayıtlı olduğu görülmüştür....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. TBK 237. Madde (eski BK 213) uyarınca taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır hükmünü düzenlemiştir. Tapulu taşınmazlar TMK 706, BK 237 ve TK 26. maddeleri uyarınca tapu memuru önünde yapılacak resmi işlem ile devredilir. Bu şekil taşınmazların devrinin geçerlilik şartı olup tapu dışı satışlara taşınmazın mülkiyetinin devri yönünde hukuki değer vermez. Geçerlilik şartı olan bu hükme aykırı düzenlenen sözleşmeler geçersizdir. Bu nedenle tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile devri mümkün değildir. (Yargıtay l.HD 01.07.2008 gün 3589- 8256 sayılı kararı) TMK 730 TK 26 Noterlik kanunu 60 ve 89.maddeler de benzer düzenleme içermektedir. Somut olayda, davacı davalıdan satış vaadi sözleşmesi ile aldığı bağımsız bölümlerden sonra davaya konu dükkan nitelikli bağımsız bölümü haricen aldığını iddia ederek eldeki davayı açmıştır....

              Davalı ... vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, harici satışı kabul etmediklerini, tapulu taşınmazın harici satış ile devredilmeyeceğini, davacıların murisi ile davalının babası arasında iddia edildiği gibi bir sözleşme imzalanmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, yargılama devam ederken 30.06.2012 tarihinde davalının vefatı üzerine davaya yasal mirasçıları tarafından devam edilmiştir. Mahkemece, yargılama neticesi toplanan delillere göre davaya konu 1157 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi rapor ve krokisinde kullanılan arsa olarak gösterilen 136,57 m2'lik taşınmaz bölümünün alım satımı konusunda dava dışı ... ile davalının murisi ... arasında 06.12.1973 tarihinde harici satım senedi düzenlendiği, satış bedelinin tamamının ...'ye ödendiği, bilahare 16.06.1976 tarihinde aynı taşınmazın yine harici satım sözleşmesi ile davacıların murisi ... tarafından satın alındığı, taşınmazın o tarihten beri davacı yanca kullanıldığı, ...'...

                UYAP Entegrasyonu