nun 2. maddesi hükmü de dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazların harici satış tarihlerinde tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeler resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (MK.705, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: "...davaya konu taşınmazın kadastro tutanağının incelenmesinde Ummuhan Tota adına kayıtlı olduğu ve kadastro tutanağının 03/08/1963 tarihinde kesinleştiği, tapulu taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran sözleşmenin yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz olduğu, bu hali ile geçersiz sözleşmeye dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davası dinlenemeyeceğinden tescil talebinin reddine, davacının terditli talebi olan taşınmazın davalıların hisselerinin rayiç bedeli olmadığı takdirde satış bedelinin iadesi talebinin harici satış sözleşmesinin geçersiz olması "gerekçesiyle" davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.05.2010 gün ve 409/316 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı, dava konusu 143 ada 339 parsel numaralı taşınmazı 1.1.2000 tarihinde harici senetle satın aldığını açıklayarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, tapulu taşınmazın harici satışının geçersiz olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu 143 ada 339 numaralı parsel kadastro tutanağı 31.08.1999 tarihinde düzenlenmiş, tutanak 17.5.2001 tarihinde itirazsız olarak kesinleşmiş ve tapu siciline işlenmiştir. Davaya konu edilen harici satış ise, 01.01.2000 tarihli olup, tespit tarihinden sonra tutanağın kesinleşmesinden öncedir. Dolayısıyla satış tarihi itibariyle taşınmaz tapusuzdur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/168 esas sayılı tapu iptal ve tescil davasında taşınmazın müvekkilinin adına tescilinin istendiği ancak bahse konu taşınmazın Tavas -Yenidere barajı göl sahası içinde kaldığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup kazandırıcı zamanaşımıyla kazanılmayacağından bahisle davanın reddedildiği ve Yargıtay 8....
Ancak taşınmaz malın alıcıya devredilerek zilyetliğine geçmesine rağmen geçerli olmayan harici satış ve taksim sözleşmelerinin varlığı ve yaygınlığı karşısında kanun koyucu fiili durumu hukuki duruma uydurmak için 3402 sayılı kadastro kanunun 13/B-b ve 15/1 maddeleri ile geçersiz ve mutlak butlan ile batıl olan ve resmi şekilden yoksun olarak tapulamadan önce düzenlenen harici satışları ve taksimleri tasfiyeye göre hükümler getirmiş ve şekil yönünden geçersiz olan tapu dışı satış ve taksimlere geçerlilik tanıyarak fiili durumu hukuki duruma uygun hale getirilmek istenmiştir. Böylece TMK'nın ve Tapu Kanunu’na aykırılığı düzeltmeyi amaçlayan başka bir tasfiye kuralı getirilmiştir. Kadastro kanunları TMK'nın ön gördüğü biçimde sicil oluşturulmasını hedefleyen, süresi işleviyle sınırlı geçici, zilyetliğe özel önem ve değer vermek suretiyle tasfiyeyi amaçlayan özel kanunlardır....
KARAR Davacı, davalının maliki olduğu taşınmazını 2.09.2003 tarihli harici sözleşme ile satın aldığını, satış bedelini de ödediğini ancak tapuda devrin yapılmadığını, taşınmazın izale i şuyu davasına konu olup satış aşamasında bulunduğunu, davalıya harici sözleşme gereği ödediği satış bedelinin günümüz şartları ile ulaştığı alım gücü bedeli olarak 10.000 TL nin sözleşme tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, yargılamaya katılmadığı gibi davaya karşı herhangi bir cevapda vermemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz....
Yukarıda açıklanan genel ilkeleri belirleyen 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre, " tapulu taşınmazın harici satışının hüküm ifade etmemesi durumunda, taraflar verdiklerini geri alabilirler. O halde, harici satış sözleşmesindeki satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir." düzenlemesi yer aldığı gibi 07.06.1939 tarihli ve 1936/31, 1939/47 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, “Taşınmazın haricen satışına ve satış vaadine ilişkin muameleler kanunen geçerli bulunmamış ise de, satıcının bu işte görevli memur önünde ferağın icrasını ve aksi takdirde almış olduğu bedelin geri verileceğini taahhüt etmiş ve alıcıyla aralarında kararlaştırılmış bulunan bedeli bu şartla satıcıya vereceğini üstlenmiş ise, bu gibi uyuşmazlıklar Borçlar Kanununun 125. maddesine (TBK m.146) göre on yıllık zamanaşımına bağlıdır....
Mahkemece, harici satışın 27.2.1974 tarihinde yapıldığını, murisin 1983 yılında öldüğünü, taşınmazın 6.11.1992 tarihinde mirasçılar adına intikal gördüğünü, ölüm tarihinden intikalin yapıldığı tarihe kadar davacının taşınmaz üzerinde kazanmayı sağlayan 20 yıllık sürenin geçmediğini açıklayarak tapu iptali ve tescil davasının reddine, satış bedeli olarak 1974 yılına ait sözleşmede gösterilen 14000 TL’nin karşılığı olarak 4000 YTL’nin davalılardan tahsiline yönelik terditli isteğin ise HUMK.nun 8. maddesindeki düzenlemeye göre mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle bedel yönünden davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 27.2.1974 tarihli harici satış sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedelin tahsili isteğine ilişkindir. Mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir....
e 16.04.2012 tarihinde satış suretiyle temlik edildiği, ...ile davalı arasında düzenlenen 20.08.2009 tarihli harici satış belgesinde iki katlı evin davalıya satışı konusunda anlaştıkları görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki; tapulu taşınmazların TMK md.706, BK. md. 213 ve 2644 sayılı Tapu Kanunu 26. md. gereğince resmi olarak yapılmayan satışlarına hukuken değer verilemez.Bir başka ifadeyle geçersizdir. Ancak harici satın alma, satın alan lehine harici satış bedeli üzerinden kişisel hak sağlar. Ne var ki, davalı yararına kişisel hak sağlayan satış bedeli üzerinden hapis hakkı tanınmak suretiyle çapa değer verilerek bir karar verileceği tartışmasızdır. Öncelikle mahkemece harici satış senedinin keşfen uygulanarak kapsamı tayin edilmelidir. Başka bir ifadeyle, çekişmeli yerin satışa konu edilip edilmediği saptanmamıştır....
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, 9.1.1958 tarihli “Borç Karşılığında Gayrimenkul Satış Senedidir” başlığını taşıyan harici satış sözleşmesi ve eklemeli zilyetlik nedeniyle TMK. nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde satış sözleşmesinde yazılı değerin uyarlama ve denkleştirici adalet kuralı gereğince dava tarihine kadar ulaşan değerin saptanması ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000 TL nin tahsili isteğine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçeyle her iki davanın reddine karar verilmiştir. Harici satış bedelinin reddine ilişkin gerekçeye katılma olanağı bulunmamaktadır. ... ölmeden önce kardeşi ... ile 9.1.1958 tarihli sözleşmeyi yapmıştır....