Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 3402 sayılı Yasa'ya 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu ile oluşan tapu kaydının beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi istemine ilişkindir. Kadastro sonucu dava konusu 208 ada 13 parsel sayılı taşınmaz, kullanıcısı belirlenemediğinden kullanıcı şerhi verilmeksizin Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde fiili kullanım olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; eldeki dosya ile aynı gün temyiz incelemesi yapılan İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/103 Esas ve 2015/184 Karar sayılı dava dosyasında, çekişmeli ... Mahallesi 208 ada 13 parsel sayılı taşınmazın dosya davacısı ...'in kullanımında bulunduğu gerekçesiyle lehine kullanıcı şerhi verilmesine karar verilmiştir. Her iki dosyada da uyuşmazlık, taşınmaz üzerinde kullanım olup olmadığı, varsa kim tarafından kullanıldığı noktasında toplanmaktadır....

    ile davalı ve kendi adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    tescil edildikten sonra 02.08.2010 tarihinde 2/B parseli güncelleme işlemine alınarak taşınmaza ilişkin ifraz ve hibe nedeniyle kullanıcı değişikliği ile sınırlandırma, koordinat, tersimat ve yüzölçümü düzeltmesi yapılmış, bu parselden ifrazen oluşan 713,01 m2 yüzölçümündeki dava konusu 315 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ise beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... kızı ... kullanımında olduğu şerhi yazılarak, tarla vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş ve ve daha sonra 6292 Sayılı Kanun uyarınca 19.07.2013 tarihinde ...’e satılarak bu kişi adına tescil edilmiştir....

      Ne var ki davacının taşınmazın bir bölümüne yönelik beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi istemine yönelik oluşturulan mahkemenin ret gerekçesi isabetli değildir. Yargılamanın devamı sırasında taşınmazın 6292 sayılı Yasa gereği satış işlemi nedeniyle davalı ... adına tapu kaydı oluşturulmuş olup bu aşamada davaya tapu iptal ve tescil davası olarak devam edilemez ise de davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonradan ileri sürülebilecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur. O halde; mahkemece davaya zilyetliğin tespiti davası olarak devam edilmeli, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 140 ada 2 parsel sayılı 52.36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine "6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı" şerhi yazılarak bahçe vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın kendi fiili kullanımında olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 140 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan kullanıcı şerhinin iptaline, tapu kaydının beyanlar hanesine, taşınmazın ve taşınmaz üzerinde bulunan deponun 08.01.2004 tarihinden beri davacı ...'...

          ilçesi, ... mevkii 8018 ve 8020 parsellere ilişkin tapu iptal tescil davasının reddine, 8018 parselde taşınmaz kaydındaki ormana tahsislidir şerhinin kaldırılması talebinin reddine, karar verilmiş, hüküm davalı ..., davalılar ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili, davalı/birleşen davacı ... vekili ve davacı ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçelerindeki açıklamaya göre davalar, tapu iptali ve tescil ile tapunun beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi istemlerine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 7 nolu ... Kadastro Komisyonunca 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen ... tahdidi ile daha sonra 22/05/1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen, herhangi bir şekilde sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarla, evvelce sınırlaması yapılmış ormanların tümünde 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması vardır. ...- Davalı/birleşen davacı ...'...

            Dava; 3402 sayılı Kadastro Yasası'na 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile getirilen Ek-4. madde kapsamında yapılan kullanım kadastrosu sırasında orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi istemine ilişkindir. Çekişmeli 184 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, kullanım kadastrosu sırasında kullanıcısı tespit edilmediğinden bahisle kullanımsız olarak tespit edilmiş, davalı ...'ın Kadastro Mahkemesinde açtığı dava üzerine hükme esas alınan 08.07.2014 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen ve taşınmazın ortasında kalan bölümde ... lehine kullanım şerhi verilmiştir. Davacı ..., ... lehine şerh verilen bölüm dışında kalan bölümleri, tek parça olarak tespit tarihinden önce satın aldığı, kendisinin kullanıcı olduğu ve lehine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır....

              İddia ve savunmanın içeriğine göre dava; fiili kullanıcı olmadığı halde Hazineden satın alma suretiyle taşınmaza malik olan davalıya ait tapu kaydının iptali istemine, başka bir ifade ile yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Ne var ki, taşınmaz, ... tarafından tapuda adına zilyetlik şerhi olan şahsa satıldığına göre, tapu kaydının oluşumunda bir yolsuzluk bulunmamaktadır. Taşınmazın tapuya tescil işlemi usulüne uygun olduğuna göre, Mahkemece, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaza ilişkin bu davanın dinlenme olanağının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Görüleceği üzere, davalı ... lehine kullanıcı şerhi verilmesinin dayanağı, davalı ...’ın kadastro komisyonuna sunduğu 23/03/2002 tarihli adi senet olmuştur. Ancak; mahkemece, 17/01/2013 tarihli celsede davalı ...’ın alınan beyanında, komisyonca kullanıcı şerhi verilmesine dayanak teşkil eden 23/03/2002 tarihli adi senedin sahte olarak kendisi tarafından düzenlendiği kendisi tarafından ikrar edilmiştir. Şu hale göre, davalı ... lehine tapu kaydının beyanlar hanesine konulan kullanım şerhi dayanaksız hale gelmiştir. Bundan başka, davacı ... ile davalı ... ve dava dışı Hüseyin Ayaz arasında düzenlenen 18/02/1992 tarihli protokolde; davacı ...’ın taşınmazın korunup gözetilmesi ve hali hazır durumu ile muhafazası, inşaat yapmamak ve başkalarını da yaptırmamak ve 3. şahıslara karşı da koruyup gözetmek şartları ile taşınmazın davalı ... ile dava dışı Hüseyin Ayaz’a terk edildiği ifade edilmiştir....

                  Taşınmazlar üzerinde bulunan yapı ile zeytin ağaçlarının yaşı ve sayısı belirtilmek suretiyle tapu kütüğünün beyanlar hanesinde 3402 sayılı Kanun'un 19. madde uyarınca muhtesat olarak gösterilmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece muhtesatların ne olduğu belirtilmeksizin karar verilmesi isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu