HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Davacının iddiası ve mahkeme gerekçesindeki nitelendirmeye göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, 4721 sayılı TMK'nın 676, 677 ve 678. maddelerinden kaynaklanan miras taksim sözleşmesi ve miras payının devri sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil davasıdır. Bu sebepten; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarih ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 08/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece bozma ilamına uyularak, taraflar arasında yapılan mirastan feragat sözleşmesinin usulüne uygun olarak düzenlendiği, geçersizliğini etkileyecek, davacının iradesini fesada uğratacak bir etken bulunmadığı, miras taksim sözleşmesinin ivazlı ya da ivazsız olabileceği gerekçesiyle asıl dava, birleşen dava ile ....'nin müdahale talebinin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; miras taksim sözleşmesinin butlan nedeniyle iptali isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, mahkemece bozma ilamına uyularak sonuca dairesinde işlem tesis edildiğine, yapılan miras sözleşmesinin yazılı olmak şartıyla geçerli bulunduğuna, ........
Taksim sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 743 Sayılı Türk Medeni Kanununun 611. maddesine uygun taksim sözleşmesi düzenlenmiş ise de bu tarihten sonra yapılan kadastro tesbiti ile ... ada ... parsel, paylı olarak tarafların murisleri ... ve ... adlarına tesbit edilmiş olup, kadastro tesbiti 1981 yılında kesinleşmiş ve kadastrodan önceki nedenlere dayalı 10 yıllık dava süresi geçmiş olduğundan taksim sözleşmesinin geçerliliği kalmamıştır.Davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar miras bırakanlar adına kayıtlı olup, 15.2.1980 tarihli taksim sözleşmesi geçerliliğini kaybettiğine göre, mahkemece işin esasına girilerek taşınmazın aynen taksimi mümkün ise aynen taksim, değil ise satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile taksim sözleşmesine değer verilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ..., Alanya İlçesi ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 144 ada 3, 146 ada 6, 205 ada 31 ve 34 parsel sayılı 1.702.33, 101.35, 4.510.37 ve 1.650.97 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların davalı ... adına; 244 ada 7 parsel sayılı 2.043.63 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ancak tutanağın gerçeği yansıtmadığını dava konusu taşınmazların kök muris ...’dan geldiğini ve terekesinin mirasçılar arasında taksim edilmediğini ileri sürerek miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu kayıtların iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ..., Alanya İlçesi Kayabaşı Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 144 ada 3, 146 ada 6, 205 ada 31 ve 34 parsel sayılı 1.702.33, 101.35, 4.510.37 ve 1.650.97 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların davalı ... adına; 244 ada 7 parsel sayılı 2.043.63 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ancak tutanağın gerçeği yansıtmadığını dava konusu taşınmazların kök muris ...dan geldiğini ve terekesinin mirasçılar arasında taksim edilmediğini ileri sürerek miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu kayıtların iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda davacıların muris muvazaasına dayalı eldeki davayı açmakta TMK 2'deki dürüstlük kuralına uygun hareket etmediği ve tapu iptal tescil ve tenkis talebi yerinde görülmediğinden haksız bir kullanım /işgal söz konusu olmadığından ecrimisil talebinin de reddi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Davalılar, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı 2015 yılında gayrımenkul satış vaadi sözleşmesiyle sattıklarını, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının 25.12.1972 tarihinde başladığını, ... ada ... parselin kadastro tespitinin 28.08.1973, ... ada ... parselin 28.08.1989, ... ada ... parsel (eski ... parsel) sayılı taşınmazın tespitlerinin 12.03.1990 tarihinde kesinleştiğini, 19.11.1964 tarihli miras taksim sözleşmesinin kadastro tespitinden yaklaşık 10 yıl önce yapıldığını, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kadastro öncesi sebeplere dayalı olarak dava açılamayacağını, davacıların mirasbırakanının sağlığında aynı mahkemenin 2014/182 esas sayılı dosyasında “ kendisinin miras taksim sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yaşının küçük olması, babasının olmaması, eğitimli olmaması nedeniyle kandırıldığını, miras taksim sözleşmesi için verdiği vekaletnameyi okumadığını, davalıların mirasbırakanlarının kendisini aldatarak işbirliği içinde hareket...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan anneleri Şükran Yapıcı'nın ikinci eşinden miras yoluyla intikal eden 71 parsel sayılı taşınmazdaki 12 adet büro vasfındaki bağımsız bölümlerdeki miras paylarını mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla ikinci eşinin çocukları ile miras taksim sözleşmesi yapmak suretiyle muvazaalı temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali, tescil veya tenkis isteğinde bulunmuşlardır. Davalılar, iddiaların yersiz olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davacının dayandığı taksim sözleşmesinde bu husus eksik ise de; yine aynı mirasçılar arasında görülen ve aynı taksim sözleşmesine dayanılarak açılıp sonuçlanan ve 23.6.2010 tarihinde kesinleşen Ankara 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.07.2006 tarih 2002/324 Esas 2006/249 Karar sayılı ilamı ile taksim sözleşmesinin geçerli olduğunun kabul edildiği, ayrıca benzer şekilde aynı taraflar arasında yine 12.1.1971 tarihinde Çubukta bulunan taşınmazlar ile ilgili düzenlenmiş taksim sözleşmesine dayalı açılan davada da Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.3.2007 tarih 2002/74 Esas 2007/119 Karar sayılı ilamı ile taksim sözleşmesine değer verilerek geçerli kabul edildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 16.7.2009 tarih 2009/9089 Esas 2009/14284 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve hükmün 7.4.2010 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Az yukarıda esas ve karar numaraları yazılı ve kesinleşen dosyalar aynı nitelikte bulunan eldeki dava bakımından güçlü delil oluşturmaktadırlar....
Türk Medeni Kanunu 462/9. maddesine göre, mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması, vesayet makamının iznine tabi kılınmıştır. Somut olayda; vasinin kısıtlı adına miras sözleşmesi değil, miras taksim sözleşmesi ve miras payı devir sözleşmesi yapma izni istediği, TMK 462/9 maddesine göre, kısıtlı adına miras paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmesi yapılmasının, vesayet makamının iznine tabi olduğu anlaşılmış olmakla, uyuşmazlığın vesayet makamı olan Çardak Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince Çardak Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....