nun 677. maddesinde düzenlendiğini, ilgili maddenin birinci fıkrasında mirasçıların kendi aralarında yapacakları sözleşmelerin yazılı şekilde olması gerektiği belirtilerek TMK md. 676 da öngörülen kurala bağlı kalındığını, bilindiği gibi TMK md. 676/3 de yer alan paylaşma sözleşmesinin geçerliliği için genel kural olarak adi yazılı şekli yeterli görüldüğünü, bu itibarla TMK md. 677 de mirasçılar arasında yapılan miras payının devri konusunda yazılı şeklin yeterliliği benimsenerek TMK md.676 da yer alan genel kurala bağlı kalındığını, Kanun koyucu burada paylaşma sözleşmelerine işlerlik kazandırmak amacıyla ve ülke gerçekleri göz önünde tutarak mirasçılar arasında yapılan pay devirlerinde herhangi bir şekil şartı öngörmediğini, -Yerel mahkeme kararında, tapulu haldeki taşınmazın devrinin harici satışı yapılamayacağını, devrin ancak resmi şekilde yapılacağına karar vermişse de TMK. m. 677/f. 1, özel bir şekil şartı getirmiş olduğundan, bu durumda TMK. m. 706 ve Tapu Kanunu m. 26- 28 uygulanmamakta...
Davalı ..., dava konusu taşınmazların kendilerine intikalinden sonra kardeşi davalı ... ile taksim yaptıklarını, kardeşinin kendisine düşen 16 adet taşınmazı tescil ettirdiğini ancak kendisinin harcı yatıracak parası olmaması nedeniyle hissesine düşen yerlerin tapusunu alamadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., cevap vermemiştir. Mahkemece, dava konusu 44 ada 64 parsel sayılı taşınmazda borçlu ...'nun payının bulunmadığı ve 38 ada 12 parsel sayılı taşınmazda ortaklar arasında geçerli bir miras taksim sözleşmesinin bulunduğu belirtilerek bu taşınmazlar hakkındaki davanın reddine, 44 ada 50 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davanın kabulüne ve ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir....
den dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizleriyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine; tapu iptali tescil ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir . Dava; miras taksim sözleşmesinde hata ile fazladan davalılara verilen payın iptali istemine ilişkindir. TMK'nin 676. maddesinde düzenlenen paylaşma sözleşmesine göre “Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapılacak paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar paylaşma sözleşmesi ile mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edilebilir. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.”...
Davalı T4 cevap dilekçesinde özetle; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12- 26/b maddesi gereğince kadastro tutanakları askıya çıktığı tarihten itibaren kadastro mahkemesine dava açılması gerektiğini, davanın 30 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, bu nedenle iş bu davaya bakmaya Hekimhan Asliye Hukuk mahkemesinin görevli ve yetkili olduğunu, ayrıca miras taksim sözleşmesinin TMK 676 maddesi gereğince tüm mirasçıların katılımıyla ve tamamının imzalayacağı yazılı sözleşme ile yapılması gerektiğini, miras taksim sözleşmesinin yazılı yapılmadıkça geçerlilik kazanmadığını, hukuk sisteminde rızai ve harici miras sözleşmesi diye bir sözleşmede mevcut olmadığını, bu nedenle iş bu davayı tüm mirasçılarının hep birlikte açılması gerektiğini, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, ayrıca adına kayıtlı böyle bir taşınmaz bulunmadığını, taşınmazın babası Şükrü Bulgurcu adına tespit ve tescil edildiğini, davanın kendisine yöneltilmesinde davacının hukuki yararı da bulunmadığını...
Mahkemece, davacı tarafça taksim iddiasına yönelik açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle ve yine olağanüstü zamanaşımına yönelik açılan davanın subut bulmaması nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Gaziantep 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/24 esas 2018/164 karar sayılı karar ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil veya TMK 713/2 maddesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükümlerini düzenlemektedir....
Mahkemece, davanın hukuki niteliği bakımından TMK'nin 617. maddesine dayalı mirası reddin iptali isteği olduğu, iptali istenen ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/239 E. sayılı dosyada davalının 28.03.2014 mirasın reddi talebinde bulunduğu, mirasın reddinin iptali davasının ise 20.05.2015 tarihinde açıldığı ve 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Mirasın reddinin iptali davasının koşulları; davanın mirasın reddedildiği günden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içinde açılması, borçlu mirasçının alacaklıları zararlandırma kastı ile hareket ettiğinin alacaklı tarafından kanıtlanması, borçlunun alacaklıya teminat göstermemesi borçlunun mevcut mallarının borçlarına ödemeye yetmemesi ve borcunu ödemekten imtina etmesidir....
Noterliğinin 03/04/2018 tarihli ve 07248 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde miras taksim sözleşmesi yapıldığı, ancak daha sonra tarafların miras taksim sözleşmesinin uygulanmasını teminen tapudan tescil talep edilmesi üzerine Elazığ Tapu Müdürlüğünün 12/11/2020 tarihli ve 4250 yevmiye sayılı mirastan taksim işlemi ile taşınmazın taraflara intikalinin yapıldığı ve halihazırda dava tarihi itibariyle taşınmazın davanın taraflar arasında paylı mülkiyete tabi olduğu anlaşılmaktadır. TMK'nın 676 ve devamı maddeleri uyarınca taksim sözleşmesinin geçerli olduğunun kabul edilebilmesi için dava konusu taşınmazın muris adına kayıtlı ya da elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmaz olması gerekir. Davaya konu taşınmazın muris Fethi Ertuğ ve Fikriye Ertuğ’dan kaldığı ve murisin ölümünden sonra 03/04/2018 tarihli miras taksim sözleşmesi ile mirasçılar arasında taksim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....
TMK'nın 676. maddesi "Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır" hükmünü içermektedir. Madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere elbirliği mülkiyetine konu mallarda ortaklar paylaşma sözleşmesi (miras taksim sözleşmesi) yapmış iseler bu sözleşmeyle elbirliği haline son vermiş olduklarından artık ortaklığın giderilmesi davası açamazlar....
Mahkemece, "474 ve 547 sayılı parsellerle ilgili olarak yapılan paylaşımın doğru olduğunu gerekçe göstermek suretiyle reddine, 265 sayılı parselde pay sahibi olan davalılar...., ...., ... ve... yönünden adı geçenlerin davayı kabul etmesi nedeniyle bu parsel hakkındaki davanın kabulüne, 157 ada 15, 610 ve 1918 sayılı parseller bakımından ise, paylaşım sözleşmesinin geçersiz olması sebebiyle tapu kayıtlarının iptali ile veraset belgesindeki payları oranında davacı ile davalılar adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesi üzerine" hüküm davalılardan ..., ...,...., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 08.07.1999 tarihinde yapılan taksim sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle açılan, tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçeyle bir kısım parseller bakımından davanın kabulüne, bir kısım parseller yönünden ise reddine karar verilmiş ise de; Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır....
Noterliğinin 17/07/1987 tarih ve 11852 yevmiye nolu sözleşme düzenlendiklerini, tarafların taşınmaz sözleşmesinde paylaşıldığı şekilde kendilerine ait olacağı kararlaştırılan taşınmazların sözleşme tarihinden itibaren kullanmaya başladıkları ve zilyetliklerinin devam ettiğini, davalıların taksim sözleşmesi gereği müvekkil ve müvekkillerinin murisine ait olan parselleri tapuda devretmek istemediklerini belirterek dava açtıklarını, davanın Miras Taksim Sözleşmesinden Kaynaklı Tapu İptali ve Tescili davası olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 25.06.2020 tarih ve 564 sayılı kararı ile düzenlenen Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünün 5.Hukuk Dairesinin görevlerini belirleyen 1....