. - K A R A R - Dava sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının alacaklısı bulunduğu icra takibinde, takip dayanağı bononun icra dairesine ibraz edilmediği iddiasıyla açılmış ödeme emrinin, takibin ve sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. İcra Mahkemesince yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre bono aslının icra müdürünce görülüp iade edildiğinin tutanağa geçmiş olduğu gerekçesiyle ödeme emri ve takibin iptali istemlerinin aktif dava ehliyeti yokluğundan, sıra cetveline itirazın da esastan reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366.maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 02.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
doğurmayacağı, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren süresi içerisinde itiraz da bulunmadığı ve ödeme emrinin tebliğinden önce yapmış olduğu borca itirazın değerlendirilmemesi gerektiğinden bahisle taraflarının takibin devamına ilişkin istemlerinin reddine dair icra müdürlüğünün 02/09/2022 tarihli işleminin iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı -borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle;müvekkil şirkete ödeme emrinin usulsüz olraak tebliğ edildiğini, usulsüz tebligatın iptali için yerel mahkemede dava açıldığını, ancak mahkeme tarafından borca itirazda bulunulmuşcasına takibin türü gereği İİK 62 maddesi uyarınca her türlü itirazın icra dairesine yapılacağı gerekçesi ile davanın reddedildiğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu beyanla, mahkemece verilen kararın kaldırılarak usulsüz tebligattan ötürü müvekkil şirkete gönderilen ödeme emrinin iptali ile davanın kabulüne, mevcut ve yapılacak olan hacizlerin fekkine karar verilmesini istemiştir....
TL'nın tahsili amacıyla ..... tarihinde Gaziantep İcra Dairesinin ..... esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının gönderilen ödeme emrine karşı süresinde icra dairesinin yetkisine ve borca itirazda bulunduğu, icra dairesince yetkiye ve borca itiraz yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı vekilinin ..... tarihli dilekçe ile dosyanın Diyarbakır İcra Dairesine gönderilmesini talep ettiği ve gönderilen takip dosyasının Diyarbakır İcra Dairesinin ..... esasını aldığı, Diyarbakır İcra Dairesince ..... tarihinde Gaziantep İcra Dairesine yazılan yazıda; muhabere yoluyla gelen takip talebi ve gereği dosyanın açıldığı, masraf yatırılıp taleple bildirilmesi halinde ödeme emrinin borçluya tebliğ edileceğinin bildirildiği, bu aşamadan sonra Diyarbakır İcra Dairesince ödeme emrinin davalı-borçluya tebliğe çıkartıldığına ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı anlaşılmaktadır....
Buna göre dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan kat malikleri kurulu kararına davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği veya başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, nihayet hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih başlangıcı esas alınmalıdır. Mahkemece, yukarıdaki esaslar gözetilerek davalının aidat borcunu öğrendiği günün açıkça belirlenmesi, icra takibinden önce öğrendiğinin tesbiti halinde öğrenme tarihinden, bu durumun tespit edilememesi halinde ise gecikme tazminatının ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlatılması gerekirken; mahkemece bu kararda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan gecikme tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir." denilerek bozulmuştur. Bozma ilamına uyulması sonrasında mahkemece davanın kısmen kabulü ile; Davalı borçlunun, ... 11. İcra Müdürlüğünün 2010/22002 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 18.375,00....
Davalı tarafça her ne kadar ödeme emrinin davacı borçluya henüz tebliğ edilmediği, bu nedenle borçluya tebliğ edilmeyen ödeme emrine yönelik şikayetin süresi içinde yapılmadığı ileri sürülmüş ise de; ödeme emrine yönelik şikayetin kural olarak ödeme emrinin tebliğinden itibaren en geç 7 gün içinde yapılması gerektiği, ancak ödeme emri tebliğ edilmeden önce de, aleyhinde yürütülen icra takibinde borçlunun ödeme emrinin veya takibin iptali için şikayet yoluna başvurmakta hukuki menfaatinin bulunduğu gibi, ödeme emrinin tebliğinden önce şikayet yoluna başvurmasını engelleyen yasal bir düzenleme bulunmadığı, cevap dilekçesinde zikredilen Yargıtay kararının ilamlı takipte "icranın geri bırakılması" istemine ilişkin olup somut olayda emsal niteliği bulunmadığı, bu çerçevede şikayetin süresi içinde yapıldığının kabulü gerektiği anlaşılmakla işin esasının incelenmesine geçilmiştir....
Maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, icra dosyasında düzenlenen ödeme emrinin doğrudan mirasçılara tebliğ edilmesi ve ayrıca ödeme emrine dayanak belgenin müvekkiline tebliğ edilmemiş olmasının ödeme emrinin iptalini gerektireceğini, icra takibine itiraz edilmiş olmasının iş bu şikayetteki hukuki yararı ortadan kaldırmayacağını, icra müdürlüğü tarafından mirasçılar adına düzenlenen ödeme emrinin dahi bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, ilamsız icra takibinde, takibin ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Şikayetçinin süresi içinde itirazda bulunarak takibi durdurmuş olması, ödeme emrine takibe dayanak belgelerin eklenmemesi ve ödeme emrinin şekli nedeniyle şikayette bulunmasına engel değildir. Bu nedenle şikayetçinin anılan konularda şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurmakta hukuki yararı bulunmaktadır....
Davacı borçlulara gönderilen ödeme emri incelendiğinde; takip dayanağı olarak bir belge gösterilmediği bu nedenle ödeme emri tebliğinde dayanak belge bulunmaması hususunun takibe etkili olmayacağı ancak işlemiş faiz kalemlerine ait faiz başlangıç tarihleri ve faiz oranlarının belirtilmediği bu hali ile ödeme emrinin eksik düzenlenmiş olduğu, bu durumun takibin iptalini gerektirmeyip icra emrinin iptali sonucunu doğuracağına kanaat getirilmekle..." gerekçesi ile "şikayetin kabulüne, Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2021/5010 sayılı dosyasında düzenlenen icra emrinin iptaline, müdürlük işlemi şikayet edilmekle davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına" karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuşlardır....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/3535 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, kıdem tazminatı, izin alacağı, avukatlık ücreti, yargılama gideri ve harç için toplam 6.652,00 TL ödeme yaptıklarını takibe konu ilamın bozulmasından sonra, ....... İş Mahkemesi'nce verilen kararda daha önce ödenen alacağa ek olarak 8.843,00 TL fazla mesai alacağı ve 405,00 TL resmi-dini bayram alacağına hükmedildiğini, bozmadan sonra verilen ilamın ayrı bir takibe konu edilmesine itirazları üzerine; ..... İcra Mahkemesi'nce 2014/1444 sayılı ikinci takibin iptal edildiğini, ilk takip olan 2012/3535 sayılı dosya üzerinden, gönderilen icra emri ile daha önce ödeme yapılan alacak kalemlerinin de mükerrer olarak istendiğini, icra emrine konu takibin iptali aksi halde, daha önce yapılan ödemeler ve faiziyle ilgili icra emrinin iptaline %20 tazminatın alacaklıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
- K A R A R - Dava, davalının alacaklı olduğu icra dosyasındaki ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu ve satış bedelinin garamaten paylaştırılması gerektiğinden 22.01.2009 tarihli sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, ödeme emrinin memur vasıtası ile tebliğ edildiğini, kaldı ki ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğünü takip borçlusu dışında kimsenin ileri süremeyeceğini, davacı açısından İİK.nun 100.maddelerinin aradığı şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacının davalının takip dosyasındaki işlemlerden dolayı takibin tarafı olmadığından ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğünün ileri sürülemeyeceğini davalının haczinin daha önce kesin hacze dönüştüğünü düzenlenen sıra cetvelinin hukuka uygun olduğundan şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....