Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacıların süresi içerisinde takibe itiraz etmemeleri ve bu nedenle takibin kesinleşmiş olması menfi tespit davası açılmasına engel teşkil etmediği gibi, davacıların murislerinden kaynaklanan borç sebebi ile mirasın reddi sebebine dayalı olarak menfi tespit davası açmakta hukuki yararlarının bulunduğu da açıktır. Öte yandan davacı tarafça iş bu dava açılmadan önce davalı tarafa ihtarname gönderilerek mirasın reddedildiği hususu davalı bankaya bildirilmiş olmasına rağmen banka tarafından takipten vazgeçilmediği gibi açılan dava da kabul edilmeyip reddi talep edildiğinden, davanın açılmasına davalı banka sebep olmuştur. Açıklanan sebeplerle davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....

İcra Mahkemesinin 2020/1264 E.sayılı dosyası ile davanın reddine karar verildiğini, daha önce açılmış ve ret edilen dava var iken açılan davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesine ayrıca ödeme emrinin tebliğinden itibaren itirazın icra mahkemesine yapılması gerektiğini, takibin kesinleştiğini, mirasın reddi kararının her bir davacı için 03/10/2020 tarihinde kesinleştiğini, mirasın reddi nedeniyle icra takibi yapılamayacağına ilişkin itirazın borca itiraz niteliğinde olup, yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğunu belirterek davanın reddine, %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "Şikayetin KABULÜ ile İstanbul 37.İcra Müdürlüğünün 2020/13485 E sayılı dosyasındaki icra takibinin şikayetçi borçlular yönünden iptaline " karar verilmiştir....

Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/1314 E. sayılı dosyasından mirasçılık belgesi verilmesi istemi ile dava açıldığını, bu dava sonucunda mirasçılara da kanuna ve usule uygun olarak ödeme emirlerinin tebliğ edildiğini, takibin mirasçılar yönünden usulüne uygun olarak kesinleştiğini, icra takibinde itiraz süresi geçtikten sonra sunulan mirasın reddi kararının takibi durdurmayacağını, icra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde mirasın reddedilmiş olduğu hususunun maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi olduğunu, davacıların takibin kesinleşmesinden önce TMK’ın 606.maddesine göre alınan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin Sulh Hukuk Mahkemesi kararını ödeme emri tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirmediklerini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Yetkili mahkemenin Bursa Mahkemeleri olduğunu, öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, davacı tarafın icra dosyasına yapacakları bir beyan veya mirasın reddi kararının dosyaya sunulması ile davacıların borçtan ve borçlu olmaktan kurtulacakları açık olduğunu, bunu yapmayıp, takibe intikal ettiğini ve kesinleşmiş icra takibinden sonra mirasın ret kararının müvekkili bankaya ihtarname ile gönderilmesi davacı tarafa bir haklılık kazandırmayacağını, hukuki ve yasal olarak takibin durmasını da gerektirecek bir durum olmadığını, icra dosyasına sunulacak mirasın reddi kararından sonra aynı dosya üzerinden tereke mahkemesine müracaat ederek borçlu/murisin terekesinin resmi tasfiyesini istemek hakkına sahip olacaklarını, davacı taraf vekiline mirasın reddi kararını dosyaya ibrraz etmesi ve takibin durdurulmasını talep etmesi hususunda defaatle ikazda bulunulduğunu, bu müracaatın yapılması halinde taraflarından Tereke...

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; murisin vefatı üzerine müvekkilleri mirasçılarına takip yöneltildiğini, müvekkillerinin süresi içerisinde takibe itiraz ettiklerini ve takibin durmuş bulunduğunu, işbu dava için belirlenen yasal süre geçtikten sonra müvekkilleri aleyhine itirazın iptali, takibin devamı ve inkar tazminatına ilişkin talepler içeren dava açıldığını, öncelikle davanın süre yönünden reddi gerektiğini, alacaklı bankanın dava açmakta haklı olmadığı gibi iyiniyetli de olmadığını, müvekkillerinin murisinin terekesi borca batık olduğundan süresi içersinde mirasın reddi usulünü bilmediklerinden ve ayrıca terekenin borca batık olduğunu, tam anlamıyla kavrayamadıklarından yapmamış olsalarda bilahire mirasın hükmen reddine ilişkin dava açtıklarını, esasen davacının o davada da taraf olduğundan bu konuya vakıf olduğunu, yapılan incelemeler ve delillerin tespiti sonrası Ordu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2011/117 sayılı dosya ile süren davanın 12/11/2013 günü karara bağlandığını...

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin murisi eşi ....’in ölümünden sonra...Sulh Hukuk Mahkemesi’nde reddi miras talebinde bulunduğunu, mahkemece davanın kabul edildiğini ve kararın 12.01.2012 tarihinde kesinleştiğini, davalı alacaklı bankanın murisin borcu nedeniyle mirasçılar aleyhine 02.07.2012 tarihinde takibe giriştiğini, müvekkilinin itiraz etmesine rağmen takibin devam ettiğini, mirasın reddi nedeniyle icra takibinde sıfatının bulunmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının murisinin müvekkili bankaya olan borcu nedeniyle davacı aleyhine 09.05.2012 tarihinde takibe girişildiğini, davacının itiraz etmediğini, takibin kesinleştiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının süresi içinde murisin mirasını reddettiği, mirasın reddinin iptaline ilişkin herhangi bir dava da bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

    ye ise 01.8.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde mirasın reddi kararına dayalı olarak 08.8.2014 tarihinde icra takibine itiraz ettikleri anlaşılmaktadır. Bu itibarla, itiraz, İİK'nun 168/1-5. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süre geçirildikten sonra yapılmış olduğundan, adı geçen borçlular hakkındaki takip kesinleşmiş bulunmaktadır. Belirtilen durum karşısında, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde mirasın reddine ilişkin mahkeme kararını icra mahkemesine sunmak suretiyle takibin iptalini isteyemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca, mahkemece, istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılmasının zorunlu olduğu, borçluya tebligatın 13/12/2019'da tebliğ edildiği, borçlunun 24/01/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük süre geçtikten sonra yapıldığı, bu haliyle takibin kesinleştiği anlaşılmakla icra müdürlüğünün takibin durdurulması ve maaş haczinin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararı hukuka uygun olduğundan borçlunun şikayetinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek, mahkemenin eksik inceleme neticesinde karar vermiş olduğunu, ayrıca duruşma açılmayarak hukuka aykırı bir şekilde davanın reddedildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile takipte mirasın reddi nedeniyle takibin iptali talebine ilişkindir....

      Takip tarihinin 02.02.2016 olduğu, ödeme emrinin, mirasçı borçlulara 15.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği, mirasçıların 01.02.2016 tarihinde mirasın reddi davası açtıkları, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/76 Esas sayılı dosyasında, 06.04.2016 tarihinde davanın kabulüne, mirasın reddedildiğinin tespitine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, takip tarihinden önce mirasın reddi davasının açıldığı ve davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakla, mahkemece, takibin durdurulmasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İcra Dairesinin 2020/4150 esas sayılı dosyası ile davacı borçlular hakkında yürütülen takibin iptaline, takibin iptaline ilişkin karar verildiği hallerde alacaklı aleyhine tazminata hükmolunmasına ilişkin yasal düzenleme bulunmadığından davalı aleyhine tazminata hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasçıların süresinde mirasın reddi davası açmalarına rağmen Sulh Hukuk Hakiminden tereke için defter tutulması talebinde bulunmadıklarını, icra takibini engelleyen yasal bir durumun söz konusu olmadığını, mirasçılardan Namit Yılmaz'ın reddi miras dava dosyasına 01.07.2020 tarihinde avukatı aracılığıyla verdiği dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bu mirasçının mirasın reddi davasından feragat etmesinin mirası hiç reddetmemiş gibi bir sonuç doğurduğundan bu mirasçının dava açma hakkının zaten bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu