Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, eldeki dava ile muris ile yapılan tüketici kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun ödenmemesi nedeniyle mirasçılar aleyhine başlatılan takibe vaki itrazın iptali isteminde karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında davalıların mirasın reddine ilişkin açtıkları dava sonucunda terekenin borca batık olduğunun tespiti yapılmış ve karar kesinleşmiş davalılar yönünden davanın mirasın hükmen reddi nedeniyle reddine karar verilmiş, davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davanın niteliği gereği davacının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurulduğunda mahkemece, mirasın hükmen reddi nedeniyle davanın reddine karar verilen davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu görülmekle bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek hüküm kurulmasına karar verilmiştir....

Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe;Davacılara hakkında 28.09.2020 tarihinde ilamsız icra takibine başlanıldığı, davacılarca mirasın reddi kararı olmasına karşın haklarında takip yapılmasının ve haciz tatbikinin hatalı olduğu iddiası ile takibin durdurulmasının ve hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece davanın süresinde açılmamış olması sebebi ile reddine karar verildiği, davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; takibin borçlular hakkında mirasçı sıfatı ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Borçlular icra mahkemesine başvurusunda; mirası reddettiğinden hakkındaki takibin durdurulması ile konulan hacizlerin fekkini istemiştir. Bir diğer ifade ile mirasın reddi kararı nedeniyle borçlu olunmadığı ileri sürmektedir....

Buna göre Mahkemesince mirasın hükmen reddi davası açmayan davalı T2 hakkında davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Zira bu davalı tarafından mirasın hükmen reddine ilişkin bir dava henüz açılmamış davalı tarafından bu yönde bir savunma yapılmamıştır....

İcra Müdürünün mirasın reddi kararını görmeden önce takip hukuku kurallarına göre yaptığı işlemleri, kendiliğinden kaldırma yetkisi bulunmamakta ise de bu işlemleri iptali şikâyet yolu ile İcra Mahkemesinden istenebilir. İcra Mahkemesi takipten önce alınan mirasın reddi kararının taşıdığı hüküm ve bu hükümlerin sonuçlarını (TMK 611.) şikâyetin konusu olması nedeniyle değerlendirebilecektir. Mirasın reddi kararına dayanan takibin iptali talebinin borçlu sıfatına itiraz olarak nitelendirilip borca itiraz müessesesi kapsamında değerlendirilmesi başvurunun borca itiraz süreleri ile sınırlandırılması takip hukukunun bütünlüğü ile uyum sağlamaz. İcra hukuku ilâmlı icrayı da bünyesinde bulundurmaktadır. İlâmlı icrada itiraz “İtfa”, “imhal”, “zamanaşımı” ile sınırlı olup, yasada bir başka nedenle ilamlı takibe itiraz edilebileceğine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır....

    Her ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı olup, Dairemizce de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, murisin takipten önce ölmesi ve mirası red süresi geçtikten sonra murisin borçları için mirasçıları aleyhinde takip yapmaları durumunda geçerli olup, mirasçılar ödeme emri tebliği üzerine mirası red nedeniyle borçlu olmadıkları itirazını takibin şekline göre icra müdürlüğüne veya icra mahkemesine süresi içinde yapmak zorundadırlar. Somut olayda muris ...'...

      Diğer taraftan, borçlunun mirasın reddi nedeniyle takibin iptali yönündeki başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/454 E sayılı dosyasından açılan itirazın iptali davasında, söz konusu dava dosyaları bildirilmiş olsa da davalarda bekletici mesele yapılmadığını, itirazın iptali davalarında davanın kısmen kabul kısmen ret olarak karara çıktığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Mirasın Hükmen Reddi, Olmazsa Menfi Tespit istemine ilişkindir. TMK'nun 605/1 maddesinde gerçek ret, 605/2 maddesinde ise hükmen ret düzenlenmiştir. Mirasın gerçek reddine ilişkin dava, Türk Medeni Kanununun 606/2. maddesinde belirtilen 3 aylık süre içerisinde, hasım gösterilmeden ve mirasın reddi için herhangi bir sebep ileri sürülmeden Sulh Hukuk Mahkemesine açılmalıdır....

      ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı olup, Dairemizce de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır....

        Her ne kadar mirasçılar murisin borçlarından halefiyet ilkesi gereği sorumlu iselerde bu sorumluluğun mirasın reddi halinde ortadan kalkacağı ve davacı mirasçıların Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/1009 Esas, 2016/219 Karar sayılı kesinleşmiş mirasın hükmen reddi ilamı karşısında murisin boçlarından sorumlu tutulamayacakları anlaşılmakla davanın kabulüne, takip tarihi itibariyle alınmış bir mirasın reddi kararı bulunmadığından takibin başlangıç anı itibariyle takibin haksız ve kötü niyetli olmadığı gözetilerek tazminat talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davalının istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Her ne kadar mirasçılar murisin borçlarından halefiyet ilkesi gereği sorumlu iselerde bu sorumluluğun mirasın reddi halinde ortadan kalkacağı ve davacı mirasçıların Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/1009 Esas, 2016/219 Karar sayılı kesinleşmiş mirasın hükmen reddi ilamı karşısında murisin boçlarından sorumlu tutulamayacakları anlaşılmakla davanın kabulüne, takip tarihi itibariyle alınmış bir mirasın reddi kararı bulunmadığından takibin başlangıç anı itibariyle takibin haksız ve kötü niyetli olmadığı gözetilerek tazminat talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davalının istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        UYAP Entegrasyonu