Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/2848 Esas sayılı dosyasında davalı T5, muris Orhan ÇAYGÜR'ün terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın reddine ilişkin kararın iptalini bu madde kapsamında talep etmiştir. Yargıtay 17'nci Hukuk Dairesi'nin, 2014/21622 Esas 2017/4442 Karar sayılı 24/04/2017 tarihli kararında bu tür davaların aynı zamanda tasarrufun iptali davası olarak da açılabileceğine işaret edilmiştir. Dolayısı ile ilk derece mahkemesinin davayı tasarrufun iptali olarak değerlendirmesi doğru olup buna ilişkin davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir. Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak mirasın reddi bağışlama sayılmaz. Ancak borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddetme işlemi tasarrufun iptali davasına konu olabilmektedir....
İcra Müdürünün mirasın reddi kararını görmeden önce takip hukuku kurallarına göre yaptığı işlemleri, kendiliğinden kaldırma yetkisi bulunmamakta ise de bu işlemleri iptali şikâyet yolu ile İcra Mahkemesinden istenebilir. İcra Mahkemesi takipten önce alınan mirasın reddi kararının taşıdığı hüküm ve bu hükümlerin sonuçlarını (TMK 611.) şikâyetin konusu olması nedeniyle değerlendirebilecektir. Mirasın reddi kararına dayanan takibin iptali talebinin borçlu sıfatına itiraz olarak nitelendirilip borca itiraz müessesesi kapsamında değerlendirilmesi başvurunun borca itiraz süreleri ile sınırlandırılması takip hukukunun bütünlüğü ile uyum sağlamaz. İcra hukuku ilâmlı icrayı da bünyesinde bulundurmaktadır. İlâmlı icrada itiraz “İtfa”, “imhal”, “zamanaşımı” ile sınırlı olup, yasada bir başka nedenle ilamlı takibe itiraz edilebileceğine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır....
Buna göre Mahkemesince mirasın hükmen reddi davası açmayan davalı T2 hakkında davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Zira bu davalı tarafından mirasın hükmen reddine ilişkin bir dava henüz açılmamış davalı tarafından bu yönde bir savunma yapılmamıştır....
Davacı, eldeki dava ile muris ile yapılan tüketici kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun ödenmemesi nedeniyle mirasçılar aleyhine başlatılan takibe vaki itrazın iptali isteminde karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında davalıların mirasın reddine ilişkin açtıkları dava sonucunda terekenin borca batık olduğunun tespiti yapılmış ve karar kesinleşmiş davalılar yönünden davanın mirasın hükmen reddi nedeniyle reddine karar verilmiş, davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davanın niteliği gereği davacının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurulduğunda mahkemece, mirasın hükmen reddi nedeniyle davanın reddine karar verilen davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu görülmekle bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek hüküm kurulmasına karar verilmiştir....
İcra dairesinin 2016/109103 sayılı takip dosyası ile müvekkillerine icra takibi yapıldığını, ancak müvekkillerinin süresi içerisinde ve takipten önce mirasın borca batık olması nedeni ile Bafra Sulh Hukuk mahkemesinin 2016/187 esas sayılı dava dosyası ile mirasın hükmen reddini talep ettiklerini, mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davanın henüz derdest olup sonuçlanmadığını, müvekkillerinin aleyhlerine yapılan takibi ve borcu kabul anlamında hiçbir girişimde bulunmadıklarını, müvekkillerinin herhangi bir zararlarının olmaması için Samsun 9. İcra dairesinin 2016/109103 takip sayılı takip dosyasına teminatsız tedbir konulmasına, mirasın reddi davası sonuçlandığında ise müvekkillerinin taraf sıfatının ortadan kalkması nedeniyle müvekkillerinin lehine olmak üzere davanın kabulüne, takibin iptaline ve takibin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe;Davacılara hakkında 28.09.2020 tarihinde ilamsız icra takibine başlanıldığı, davacılarca mirasın reddi kararı olmasına karşın haklarında takip yapılmasının ve haciz tatbikinin hatalı olduğu iddiası ile takibin durdurulmasının ve hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece davanın süresinde açılmamış olması sebebi ile reddine karar verildiği, davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; takibin borçlular hakkında mirasçı sıfatı ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Borçlular icra mahkemesine başvurusunda; mirası reddettiğinden hakkındaki takibin durdurulması ile konulan hacizlerin fekkini istemiştir. Bir diğer ifade ile mirasın reddi kararı nedeniyle borçlu olunmadığı ileri sürmektedir....
Diğer taraftan, borçlunun mirasın reddi nedeniyle takibin iptali yönündeki başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur....
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyanın tetkikinde borçlu -----ölüm tarihi olan ---- tarihinden itibaren TMK.605-606.md.si gereğince 3 aylık süre içerisinde mirasın gerçek reddi ile ----- tarihinde reddedildiğini dosyaya ibraz edilen mirasçılık belgesinden anlaşıldığını, davacılardan ------ tarafından yapılan mirasın reddine ilişkin olarak gösterilen ----- tarihli kararın ise borçlunun ölümünden itibaren 1 yılı aşkın sürenin dolmasını müteakiben yapılmış olması nedeniyle geçersiz olduğunu, mirasın reddini yapmayan davacı ---- tarafından açılan haksız, mesnetsiz davanın reddini ve alacağın %20'si oranında tazminata mahkum edilmesini savunmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE; Dava, menfi tespit talebidir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15/05/2014 NUMARASI : 2012/489-2014/245 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.12.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi ve icra takibinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, mirasın hükmen reddi ve icra takibinin iptali isteğine ilişkindir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/454 E sayılı dosyasından açılan itirazın iptali davasında, söz konusu dava dosyaları bildirilmiş olsa da davalarda bekletici mesele yapılmadığını, itirazın iptali davalarında davanın kısmen kabul kısmen ret olarak karara çıktığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Mirasın Hükmen Reddi, Olmazsa Menfi Tespit istemine ilişkindir. TMK'nun 605/1 maddesinde gerçek ret, 605/2 maddesinde ise hükmen ret düzenlenmiştir. Mirasın gerçek reddine ilişkin dava, Türk Medeni Kanununun 606/2. maddesinde belirtilen 3 aylık süre içerisinde, hasım gösterilmeden ve mirasın reddi için herhangi bir sebep ileri sürülmeden Sulh Hukuk Mahkemesine açılmalıdır....