Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacıya ödeme emri 11/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı 13/11/2020 tarihinde şikayet ve takibin iptali davası açmış, yapılan yargılama sonucunda davacının şikayetinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı borçlu istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Her ne kadar takip dosyasından borçlu mirasçısı davacı T1 yeniden ödeme emri gönderilmiş ise de, bu ödeme emri gönderilmesi kesinleşmiş takipte hukuki sonuç doğurmayacak olup, vefat eden borçlu mirasçılarına muhtıra gönderilmesi gerekmektedir. Davacının talebi, takibin kesinleşmesinden sonra ki dönemde gerçekleşen mirasın reddi kararı nedeniyle takibin iptali şikayeti niteliğinde olup, davacı mirasçı tarafından borçlu murisin mirasının reddi davası açıldığı belirtildiğinden (Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1336 Esas) mahkemece mirasın reddi davasının sonucunun beklenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, kararda yazılı olduğu üzere şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir....

Tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından 20/07/2020 tarihli dilekçe ve sunulan veraset ilamı ile takibin mirasçılara yöneltilmesinin talep edildiği, her ne kadar takip tarihi olan 19/04/2019 tarihi itibariyle davacıların açmış oldukları mirasın reddine ilişkin hükümler kesinleşmemiş ise de, ek takip talebi ile takibin davacılara yöneltildiği tarih olan 27/07/2020 tarihi itibariyle davacılar tarafından açılan mirasın reddine ilişkin kararın kesinleşmiş olduğu, mirasçılar tarafından usulüne uygun olarak mirası reddettiklerine yönelik ilam alınması nedeniyle talep tarihi itibariyle mirasçılar aleyhine takibe devam edilmesi mümkün değildir....

Her ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı olup, Dairemizce de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır. İİK'nun 170/b maddesi delaletiyle 68/4. maddesinde; “Borçlu murisine ait bir alacak için takip edilmekte olup da, terekenin borca batık olduğunu ileri sürerse, bu hususta ilam getirmesi için kendisine münasip bir mühlet verilir. Bunun dışında itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddi için ileri sürülen iddia ve savunmalar, bekletici mesele yapılamaz” hükmü yer almaktadır....

    İcra Dairesinin 2019/7082 Esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senedine haiz özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacı T1 takip borçlusu olan Kemal Aksu'nun mirasçısı olduğu ve mirasın reddine dayalı olarak takibin iptalini talep ettiği, Tire Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/827 sayılı kararı ile davacının mirası reddettiğinin anlaşıldığı, mirasın reddi halinde mirası reddeden davacı aleyhine takibe devam edilemeyeceği " gerekçesiyle "davanın kabulü ile erzurum 1. icra dairesinin 2019/7082 esas sayılı icra takip dosyasında davacı T1 yönünden başlatılan takibin mirasın reddi nedeniyle iptaline" şeklinde karar verilmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 28.03.2014 tarihli ve 2014/246 E., 2014/316 K. sayılı kararı ile; icra takip dosyası incelendiğinde borçlular aleyhine 02.12.2012 (02.02.2012) tarihinde kira alacağının ve ferilerinin tahsilinin talep edildiği, örnek 7 nolu ödeme emrinin tanzim ve tebliğ edilerek takibin kesinleştiği, murisin takipten önce vefat ettiği, mirasın reddi işleminin takip öncesi bir işlem olduğu, mirasçıların şahsına yönelik bir takip başlatıldığından mirasın reddi nedeniyle borçlu olunmadığı iddiasının borca itiraz sebebi olduğu, takipten çok önce yapılmış mirasın reddi işleminin takibin kesinleşmesinden sonra şikâyet sebebi olarak bildirilmesi mümkün olmayıp, borcun murise ait olup olmadığı ve mirasın reddi kapsamında kalıp kalmadığının ancak menfi tespit davası ile ileri sürülebilecek hususlardan olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Özel Daire Bozma Kararı: 7....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; ...'ın tarımsal sulama aboneliğinden kaynaklanan elektrik borcu nedeniyle aleyhinde ...1. İcra Müdürlüğünün 2009/7979 nolu dosyası ile icra takibi başlatıldığını, tebligat aşamasında adı geçenin öldüğünü, bunun üzerine mirasçılarına karşı takibe devam olunduğunu, mirasçılar tarafından terekenin borca batık olduğu ve hükmen reddi gerektiği gerekçesiyle takibe itiraz edildiğini, takibin haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir....

        Seyahat Otelcilik Tur.Yat.İnş.Tic.A.Ş'nin sorumlu tutulduğunun açıkça belirtildiğini, mirasın reddi kararının davacılar tarafından takibe dayanak ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/618 E sayılı dava dosyasına henüz tahkikatın devam ettiği 22.11.2018 tarihli 8.celse itibariyle sunulduğunu, alacaklının bu karardan haberdar olduğunu, red kararına karşı yasal süresi içerisinde reddin iptali davası da açmadığını, belirterek bölge adliye mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ilamlı icra takibinde mirasın reddi sebebiyle takibin iptali talebine yönelik şikayet istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK 'nun 16 maddesi ile Hukuk Genel Kurulu'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E.-1997/776 K. Sayılı kararı. 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

          Vakıflar Bankası T.A.O tarafından borçlu Şuayip Göçer aleyhine 26.737,76 TL asıl alacak üzerinden 18/01/2019 tarihinde örnek 7 ilamsız takibe geçildiği, ödeme emrinin borçlu Şuayip Göçer'e 21/01/2019 tarihinde bizzat tebliğ edildiği ve takibin kesinleşmesinden sonra 02/09/2021 tarihinde borçlunun vefatı üzerine mirasçılarına takibe ilişkin muhtıranın tebliğe çıkartıldığı ve şikayetçi T1'e bizzat 14/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun 16/03/2022 tarihli dilekçesi ile mirasın reddi kararı gereğince araçlarına ve taşınmazı üzerine konulan hacizlerin kaldırılması ve takibin iptali talebinde bulunduğu, müdürlüğün 17/03/2022 tarihli şikayete konu kararı ile itirazın yasal sürede yapılmadığından kesinleştikten sonra uygulanan hacizlerin kaldırılması ve takibin iptali yetkilerinin bulunmadığı, taleplerin mahkemeden istenebileceğine karar verildiği görülmüş olup, davacı tarafından iş bu müdürlük kararı şikayet edilerek kararın ve takibin iptali ve tazminat talebinde bulunulduğu...

          Hukuk Genel Kurulu’nun, 19/11/2014 tarih ve 2013/12- 2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır. 2004 sayılı İİK'nın 53. maddesindeki sürelere uyulmaksızın veyahut icra takibinin kesinleşmesinden sonraki süreçte mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının alındığı durumlarda ise uyuşmazlık şikayet olarak nitelendirilmektedir. Somut olayda takipten sonra Kastamonu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/2313 Esas 2018/2275 K....

          Belirtilen durum karşısında, borçluların takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde mirasın reddine ilişkin mahkeme kararını icra müdürlüğüne sunmak suretiyle kesinleşen takipte, takibin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını isteyemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu