Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesince ecrimisil talebi yönünden, hüküm altına alınan miktarın kesinlik sınırının altına kaldığından bahisle reddine, tazminat talebi yönünden ise kabulü ile HMK’nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı idare vekilince yapılan istinaf başvurusunun tazminat talebi yönünden kabulü ile Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/154-2017/334 E/K. sayılı kararını ortadan kaldırılarak, arsa niteliğindeki İzmir ili, Çiğli ilçesi, Büyükçiğli mahallesi, 4733 parsel sayılı taşınmazın dava tarihlerindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline ilişkin, 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304/ 1. maddesinde; “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayda, tashihi istenilen hüküm 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği halde mahkemece taraflar duruşmaya davet edilmeksizin hatanın düzeltildiği anlaşılmaktadır . Mahkemece, kesinleşen hükmün düzeltmesi talebi üzerine, bu konuda beyanları alınmak üzere taraflara duruşma günü tebliğ edilmesi gerekirken, HMK 304. maddesine aykırı şekilde taraflar çağrılmadan kesinleşen hükümde yer alan maddi hatanın düzeltilmesi isabetli bulunmamıştır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

      Ancak davacı kadının açıklanan boşanmanın eki olmadığı belirtilen tazminat (ziynet ve eşya alacağı) talebi ayrıca nispi harca tabidir.Bu amaçla davacıya bu talebi ile ilgili nispi peşin harcı yatırması için süre verilmesi (Harçlar Kanunu m.30-32) harç tamamlandığı taktirde bu talepte ilgili işin esasına girilmesi aksi halde Harçlar Kanununun 32. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken bu konuda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Öte yandan, davada taraflardan birine mahkemenin talebi üzerine baro tarafından görevlendirilen avukatın ücreti yargılama gideri olarak Hazine'den ödenir (HMK. m. 340). Mahkemenin bir talebi olmaksızın, ilgilinin başvurusu üzerine doğrudan baro tarafından görevlendirilmiş olan avukatın ücreti Hazinece karşılanmaz ve bu ikinci halde dava sonunda kanun gereğince takdir olunacak haksız çıkan taraftan alınacak vekalet ücretinin de Hazine'ye verilmesine karar verilemez. Davacıya davada, mahkemenin talebi üzerine değil, davacının baroya başvurusu üzerine doğrudan baro tarafından avukat görevlendirilmiştir. Dava kabul edildiğine ve davacının "vekalet ücreti istemediği" yönünde açık bir beyanı da bulunmadığına göre, davada kendisini vekille temsil ettirmiş olan davacı yararına vekalet ücreti takdir ve tayini gerekirken, tayin olunan maktu vekalet ücretinin, Hazine'ye gelir kaydına karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

          hakkında karar verme yetkisi, Yüksek Mahkemeye ait bulunduğundan, sanık ... müdafiinin 30/10/2014 havale tarihli eski hale getirme talebi niteliği taşıyan infazın durdurulması ve temyiz talebi ile sanık ...’ ın 08/06/2015 havale tarihli eski hale getirme ve temyiz talebi yönünden yerel mahkemece verilen 31/10/2014 ve 26/06/2015 tarihli ek kararların yok hükmünde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede; Sanığın yüzüne karşı 12/06/2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü 1412 Sayılı CMUK' nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 30.10.2014 tarihinde temyiz eden sanık ... müdafiinin temyiz isteminin aynı kanunun 317. maddesi gereğince REDDİNE, 11/07/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Mahkemece, davacının bedel iadesi talebi hakkında hüküm kurulduğu halde, manevi tazminat talebi hakkında hüküm kurulmamıştır. Davacının, manevi tazminat talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              maddesi kapsamında “davacı sigortalının anılan düzenlemeden yararlandırılıp-yararlandırılmadığı davalı Kurumdan sorularak, davacının anılan düzenlemeden yararlandırılması durumunda ihtilaf konusu dönemdeki sigortalılığa yönelik davanın konusunun kalmayacağı gözetilmeli, davacıya yaşlılık aylığı tahsisi gereken tarihinin belirlenmesinde bu husus nazara alınmalı” hususları belirtilmiş olup, bozma ilamı sonrası, davalı Kurumca, davacının 06.09.1999 tarihinde 3165 sayılı yasa kapsamında tescilinin sağlandığı ve düzenlemeden yararlandırılmadığının belirtilmesi üzerine mahkemece davanın reddine karar verildiği, mahkeme kararından sonra, davalı Kurum tarafından, davacının bu konuda talebi olmadığını, talebi olması durumunda ilgili yasadan yararlandırılacağı hususlarının belirtildiği, dosyanın temyiz aşamasında davacının 26.01.2017 tarihinde davalı Kuruma başvurduğu ve Kurumca, davacının 5510 sayılı Yasanın geçici 54. maddesinden yararlanma hakkının bulunduğunu, bu başvurunun tahsis talebi olarak...

                Mahkemece, tahliye talebi yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, itirazın iptali talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı tarafın temyiz istemi süre yönünden reddedilmiş ise de; Somut olayda; gerekçeli kararın davalı vekiline 26.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının temyiz tarihinin ise 03.07.2015 tarihi olduğu, bu itibarla davalının temyizinin süresinde olduğu anlaşıldığından, davalının temyiz talebinin süre yönünden reddine ilişkin 10.11.2015 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek yasal süresi içinde verilen temyiz isteminin incelemesine geçilmiştir....

                  İlk Derece Mahkemesince davanın davacının bağ-kur sigortalılığının ve bu sigortalılığına bağlı olarak tahakkuk ettirilen prim borcunun silinmesi yönündeki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının 4/1-a SSK sigortalılığının devamı yönündeki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının 27/03/2007 tarihinde bir gün Bağ-kur sigortalısı sayılması yönündeki istemin reddine karar verilmesi üzerine davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının bağ-kur sigortalılığının ve bu sigortalılığına bağlı olarak tahakkuk ettirilen prim borcunun silinmesi yönündeki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının 4/1-a SSK sigortalılığının devamı yönündeki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının 27/03/2007 tarihinde bir gün Bağ-kur sigortalısı sayılması yönündeki istemin reddine karar verilmiştir....

                    Reddedilen hâkim tarafından, görüş belirtilmemesi üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından ret sebebine ilişkin inandırıcı delil ve emare gösterilmediği gerekçesiyle HMK'nın 41/1. maddesi uyarınca reddi hakim talebinin geri çevrilmesine ilişkin verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir 6100 sayılı HMK'nın 41. maddesi gereğince; ret talebi süresinde yapılmamışsa, inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse ve davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyor ise toplu mahkemelerde ret edilen hakimin müzakereye katılmasıyla, tek hâkimli mahkemelerde ise reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir. HMK'nın 42/2. maddesi uyarınca ret talebinin merci tarafından kabul edilmemesi hâlinde, reddi istenen hâkim davaya bakmaya devam eder. Somut olayda; ret talebi HMK'nın 42. maddesi gereğince merci tarafından incelenmiştir. Talebi inceleyen mercinin HMK'nın 41. maddesinde düzenlenen geri çevirme verme yetkisi bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu