Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde davalıya ait işyerinde ....06.2013-05.09.2013 tarihleri arasındaki hizmetinin tespitini talep etmiştir.....02.2014 tarihli ön inceleme tutanağında, uyuşmazlığın davacının davalı işveren nezdinde hizmetlerinin tespiti talebi olduğu ve taraflar arasında talep edilen sürelerde çalışma olup olmadığı yönünde ihtilaf bulunduğunun tespit edildiği belirtilmektedir.Dava tarihinden önce davacının talep ettiği dönemleri kapsar şekilde davalı işverence sigorta bildirimlerinin yapıldığı anlaşıldığından davacı 06.05.2014 tarihli celsede, davaya prime esas kazanç talebi olarak devam etmek istediğini beyan etmiş davalı ise muvafakatı olmadığını bildirmiştir.Dosya içeriğinde usulüne uygun ıslah talebi ve ıslah harcı ödendiğini gösteren belge bulunmadığı anlaşılmaktadır....

    O halde, davacının boşanmanın eki niteliğinde bulunmayan maddi tazminat talebi yönünden nispi karar ve ilam harcının peşin bölümünü yatırması için davacıya süre verilmesi (Harçlar K m. 30-32), harcın tamamlanması ve gerekli açıklamanın yapılması halinde, kadının ziynet alacağı talebi hakkında sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.12.2016 (Çrş.) .......

      SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hüküm fıkrasının 2, 3, 4 ve 5 nolu bentlerinin çıkarılarak yerlerine; “2-Davacının bakiye ihbar tazminatı alacağı net 417,92 TL'nin 50,00 TL'sinin 23/06/2006 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, bakiye kısmının ise faiz talebi olmadığından faiz işletilmeden davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, 3-Davacının fazla mesai ücreti alacağından %30 hakkaniyet indirimi yapılarak net 4.085,76 TL'nin 50,00 TL'sini 23/06/2006 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, bakiye kısmına ise faiz talebi olmadığından faiz işletilmeden davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, 4-Davacının UBGT alacağından %30 hakkaniyet indirimi yapılarak net 375,88 TL'nin 50,00 TL'sine 23/06/2006 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, bakiye kısmının ise faiz talebi olmadığından faiz işletilmeden davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, 5-Davacının yıllık izin ücreti...

        HMK'nın 41. maddesi gereğince hâkimin reddi talebi, süresinde yapılmamışsa, inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse ve davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyor ise, toplu mahkemelerde ret edilen hâkimin müzakereye katılmasıyla; tek hâkimli mahkemelerde ise reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir. HMK'nın 42/2. maddesi uyarınca ret talebinin merci tarafından kabul edilmemesi hâlinde, reddi istenen hâkim davaya bakmaya devam eder. Somut olayda; ret talebi HMK'nın 42. maddesi gereğince merci tarafından incelenmemiş, reddedilen hâkim tarafından kurulan ara kararla reddedilmiştir. Ret edilen hâkimin, davalı tarafça yapılan ret talebini, HMK'nın 42. maddesinde belirtilen şekilde reddedip, disiplin para cezasına hükmetme yetkisi bulunmamaktadır. Reddi istenen hâkim, bu talebi 41. maddede yazılı şartlar var ise geri çevirebilir ve bu geri çevirme kararı ancak esas hükümle birlikte temyiz edilir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı maddi tazminat talebi ile davalı şirkete yöneltilen manevi tazminat talebi yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı asıllar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 02/11/2020 gün 2019/1744 Esas- 2020/6342 Karar sayılı ilamında; “Mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu, davacının cismani zarara uğraması nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları; davacının uzun süre (12 ay) tedavi gerektirecek biçimde yaralandığı ve % 24 malul kaldığı dikkate...

            Taraflar arasındaki harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın tapu iptal tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kabulüne dair verilen kararın esastan reddine ilişkin verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın tapu iptal tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 03.04.2023 tarihli ve 2022/7455 Esas, 2023/1911 Karar ... kararıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “dava miras hakkına dayanılarak, terditli olarak tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak talebi ile açılmış olup, tapu iptali ve tescil davasının reddine dair kararda bir isabetsizlik bulunmamakta ise de Mahkemece alacak talebi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsizliğine” değinilmiştir. Bozma ilamından sonra Abdullah Tokgöz mirasçıları ... ve müşterekleri de ayrı vekile vekaletname vermek suretiyle irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın tapusunun iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır....

                Davacı babanın velâyetin değiştirilmesine ilişkin talebi reddedilmiş, ancak kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik talebi kabul edilerek karar verilmiştir. Davada kısmen kabul söz konusu değildir. Dava terditli olarak açılmış olup; iki ayrı dava değil, tek dava vardır. O halde davacının kademeli talebi kabul edildiğinden sadece davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücreti takdiri gerekirken, ilk derece mahkemesi tarafından davalı yararına hükmolunan vekâlet ücretine yönelik hükmün kaldırılmaması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

                  İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı iki hafta içinde cevap verebilir. (2) İstinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir.” hükmünü içermektedir. Aynı kanunun "Kıyas yoluyla uygulanacak hükümler" başlıklı 366. maddesinde istinaf yolu ile ilgili 343 ilâ 349 ve 352 nci maddeleri hükümlerinin, temyizde de kıyas yoluyla uygulanacağı belirtilmiştir. Temyiz yoluna başvuran taraf, bu talebinden feragat eder veya talebi Yargıtay tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile temyiz yoluna başvuranın talebi de reddedilir.Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple, davacı -davalı erkek temyiz talebinden feragat ettiğinden, davalı -davacı kadının katılma yoluyla temyiz başvurusunun da reddine karar verilmesi gerekmiştir (HMK m. 348/2, 366)....

                    Talebi inceleyen merci tarafından “...davalı vekilinin belirttiği nedenlerin ret sebebi oluşturmadığı, ancak temyiz nedeni olabileceği...” gerekçesiyle talebin reddi ile H.M.K.'nun 42/4 maddesi uyarınca reddeden tarafın "1000.- TL" disiplin para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Duruşma hâkiminin reddi talebi, H.M.K.'nun 41. maddesine göre yargılamayı yapan mahkeme hâkimi tarafından bizzat değerlendirilmiş ve istem geri çevrilmiş, ancak incelenmek üzere merciye gönderilmiştir. Reddedilen hâkim tarafından H.M.K.'nun 41. maddesi uyarınca verilen geri çevirme kararları aleyhine, ancak hükümle birlikte temyiz yoluna başvurulabileceği H.M.K.'nun 41/son fıkrasının amir hükümlerinden olup, bu karardan sonra aynı ret talebi hakkında merci tarafından H.M.K.'nun 42. maddesi uyarınca yeniden inceleme yapılamaz. Bu nedenle, merci tarafından verilen karar, usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu