Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK 41. maddesinde "(1) Hâkimin reddi talebi, aşağıdaki hâllerde kabul edilmeyerek geri çevrilir: a) Ret talebi süresinde yapılmamışsa b) Ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse. c) Ret talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa. (2)Bu hâllerde ret talebi, toplu mahkemelerde reddedilen hâkimin müzakereye katılmasıyla; tek hâkimli mahkemelerde ise reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir. (3)İlk derece mahkemesinin bu kararlarına karşı istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyeleri hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hükümle birlikte başvurulabilir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Somut olayda; Davalılar tarafından verilen dilekçe ile mahkeme hakimi hakkında reddi hakim talebinde bulunmuşlardır. Reddedilen mahkemece ret talebi hakkında HMK'nun 41. maddesi uyarınca ret talebinin geri çevrilmesine karar verilmiştir....

    O halde Mahkemece, aynı tarihte ve henüz haciz tatbik edilmeden önce haczin uygulanmaması yönündeki alacaklı vekili talebi doğrultusunda sehven yapılan haciz talebi nedeniyle müdürlükçe konulan hacizlerin harç alınmaksızın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi isabetsiz olup, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 28.02.2022 tarih ve 2021/1623 E. 2022/542 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), ... 13....

      nun 39. maddesine göre; “hâkim, taraflardan birinin ret talebi üzerine veya kendiliğinden çekilme yönünde görüş bildirirse, ret talebini incelemeye yetkili merci, bu çekilmenin kanuna uygun olup olmadığına karar verir”. Hâkim ... ... tarafından, katılan vekilinin 05.06.2012 tarihli ret dilekçesi üzerine 28.08.2012 tarihinde mütalâa yazısı olarak belirttiği çekilme kararı HMK 36. maddesi gereğince hakimin kendi kendini ret niteliğindedir. Bu nedenle; merci tarafından hâkim'in çekilme talebi konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir hüküm kurulmaması usûl ve yasaya aykırıdır....

        HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre; I-İstinaf başvurusunun değerlendirilmesine yer olmadığına, feragat talebi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve hükmün HMK'nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca aşağıda gösterilen şekilde yeniden tesisine, II-1-Feragat nedeniyle davanın reddine, 2-Alınması gereken 269,85TL ilam harcının peşin ödenen 54,40TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 2.972,88TL'den mahsubuna, artan 2.757,43TL'nin talebi halinde davacıya iadesine, 3-Talep uyarınca yargılama giderlerinin sarf eden taraflar üzerinde bırakılmasına ve taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, III-İstinaf yargılama harç ve giderleri yönünden; 1-Peşin ödediği istinaf ilam harcının talebi halinde davalıya iadesine, 2-Başvuru giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 3-Kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine, 4-Kararın taraflara tebliği, avans iadesi, kesinleştirme ve sair işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 16/10/2023 gününde...

          Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir" hükmü yer almaktadır....

            Dairece maddi hata talebi incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, Mahkemece, davanın el atmanın önlenmesi talebi yönünden açılmamış sayılmasına, ecrimisil talebi yönünden reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, temyiz incelemesi sonucunda, hükmün Dairenin 22/09/2020 tarihli ve 2018/13248 Esas 2020/5271 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Daire ilamındaki , ‘…2.603,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 7.813,18 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına…’ şeklindeki yazımda maddi hata yapıldığı ileri sürülerek bu maddi hatanın düzeltilmesi isteğinde bulunulmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki fesih işleminin iptali- tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, fesih işleminin iptali talebi yönünden davanın kabulüne, tazminat talebi yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı dava ile fesih işleminin iptali ile yoksun kalınan kara ilişkin tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece; fesih işleminin iptali talebi yönünden davanın kabulüne, maddi zarar talebinden vazgeçildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, Yargıtay 13....

                Davacının talebi velayet altında bulunan küçüğe vasi atanmasına yönelik olup, velayetin kaldırılıp kaldırılmayacağı hususu Aile Mahkemesinin, velayet kaldırıldığı takdirde vasi atanması talebi ise Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamındadır. Somut olayda Büyükçekmece 4. Aile Mahkemesince velayetin kaldırılması talebi yönünden dosyadan tefrik kararı verilmiş olup, bu dosyada talep vasi atanmasına yönelik olduğundan Sulh Hukuk Mahkemesince, velayetin kaldırılması davasının sonucunun beklenerek, verilecek karara göre davanın sonuca bağlanması gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HUMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Büyükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/09/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                B) Kanun Yararına Bozma Talebi: Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/7. maddesi uyarınca, sanıkların tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmaları hâlinde mahkûm oldukları cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanıkların tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Çarşamba Sulh Ceza Mahkemesinin 03.08.2009 tarih, 2008/432 esas ve 2008/749 karar sayılı ek kararının bozulması istenmiştir....

                  C) Konunun değerlendirilmesi: Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan hükümlülerin hüküm tarihinde yürürlükte olan TCK'nın 191. maddesinin 7. fıkrası gereğince, mahkûm olduğu cezaların infaz edilmiş sayılması yerine davalarının düşürülmesine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerindedir. D) Karar : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması nedeniyle hükümlülerin cezalarının infaz edilmiş sayılacağı gözetilmeden, davaların düşürülmesine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; Ankara 2....

                    UYAP Entegrasyonu