Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in 29.01.2014 tarihli temyiz talebi ile ilgili olarak tebliğnamede görüş bulunmadığı anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuğun talebi ile ilgili olarak ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere İADESİ için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Taraflar arasında imzalanan ve dosyaya sunulan Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Tutanağı incelendiğinde davacının başvuru talebinin " şirket ortaklığından ayrılma sebebine dayanan talepler ; ayrılma akçesi talebi, sermaye payının tahsili talebi, görevi kötüye kullanma sebebiyle teminat talebi, hisse devri bedeli, pay sahibinin zararlarının tazmini talebi, ortaklık süresince başvurucunun uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini, ortaklar kurulu kararının/ genel kurul kararının iptali talebi, şirketin tasfiyesi talebi konularında dava şartı arabuluculuğa başvurmuş olup, kâr payı bedellerinin tahsiline ilişkin arabuluculuğa başvurusunun olmadığı, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu anlaşılmakla, davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      maddesinde; istinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir" hükmü yer almaktadır....

        Bu hale göre yoksulluk nafakası artırım oranına yönelik istinaf talebi yönünden bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki yaratılması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-İlk derece mahkemesi tarafından kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş ise de faiz talebi olduğu halde faize hükmedilmemiş, davacı kadın tarafından tazminatların az olduğu gerekçesi ile istinaf talebinde bulunulmuştur. Tazminatların az olduğuna yönelik istinaf talebi faize hükmedilmemesine yönelik istinaf isteğini de içermektedir....

          KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-1-HMK'nın 310/2. ve 353/1-b.2 maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-HMK'nın 307 vd. maddeleri gereğince davanın feragat nedeniyle reddine, 2-Alınması gereken 39,53 TL ilam harcının 29,20 TL peşin harç ve 53,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 82,20 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 42,67 TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı vekilinin talebi bulunmadığından vekalet ücretine hükmolunmasına yer olmadığına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısımlarının İlk Derece Mahkemesince karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, B-İSTİNAF TALEBİ BAKIMINDAN; 1-İstinaf talebi konusuz kaldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-İstinaf karar harcının istek halinde mahkemesince yatırana iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan masrafların istinaf eden üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının...

            ; istinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir" hükmü yer almaktadır....

              Ne var ki, talebin aşılması suretiyle karar verilmesi hatalı olup, davacının beyanı ile sınırlı olarak karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozma sebebidir. 3-Somut uyuşmazlıkta mahkemece ıslah dilekçesinde faiz talebi bulunmadığından ıslaha konu kısımlar için faiz ödenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ne var ki, 2017/8 Esas sayılı içtihatların birleştirilmesi talebi üzerine İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunca 24.05.2019 günü yapılan toplantıda: “Bir miktar para alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep edildiği kısmî davada, dava konusu miktarın kısmî ıslahla faiz talebi belirtilmeksizin arttırılması halinde, arttırılan miktar bakımından dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedileceği" yönünde karar verilmiştir. İçtihadı Birleştirme kararları gerek mahkeme gerekse taraflar için bağlayıcıdır. Somut olayda, davacının dava dilekçesinde faiz talebi vardır....

                DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, men’i müdahale talebi yönünden verilen kesin süre içinde eksik harç tamamlanmadığı için men’i müdahale talebi hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına; ecrimisil talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile 6.800,00 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş olup hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü KARAR Davacılar vekili, müvekkillerinin dava konusu 11201 parselde kayıtlı taşınmazı 20/12/2010 tarihinde dava dışı şirketten satın aldıklarını, davalıların taşınmazda fuzuli şagil olduklarını, davalıların taşınmazı tahliye etmemesi üzerine Bakırköy 16....

                  Oysa davacının hizmet tespitine yönelik bir talebi bulunmamaktadır....

                    Ancak; HMK'nın 41. maddesinde, hâkimin reddi talebi, süresinde yapılmamışsa, inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse ve davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyor ise, ... geri çevrileceği, HMK'nın 42. maddesinde ret talebi hakkında; dosyayı incelemeye yetkili merci tarafından karar verileceğinin belirtildiği, somut olayda; ret talebi HMK'nın 42. maddesi gereğince merci tarafından incelenmesine rağmen hüküm kısmında reddi hâkim talebinin HMK'nın 41/b maddesi gereğince reddine karar verilmiş olması ve HMK'nın 42/4. maddesi gereğince disiplin para cezasına hükmedildiği halde; para cezasının niteliğinin yazılmamış olması doğru değil ise de, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün Düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu