İcra Müdürlüğünün 2015/15325 Esas sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini ve takibin kesinleştiğini, kendisinin de davacıdan alacaklı olduğunu bildirerek bu alacağı ile davacıya olan borcunun takas edilmesini talep etmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 143 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, takas, borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle gerçekleşeceğinden takasın sağlanması için mutlaka ayrı bir dava veya karşı dava açılması gerekmez. Borçlu, kendisine karşı açılmış olan bir (fava içerisinde takas-mahsup talebinde bulunabilir ve böylesi bir talep, usul hukuku anlamında bir defi niteliği taşır. Davalı karşılık dava açmadan sadece takas savunmasında bulunmakla yetinebilir, ilk itirazlardan, farklı olarak, defılerin esasa cevap süresi içinde bildirilmeleri zorunlu değildir. Dolayısıyla, takas-mahsup defi, esasa cevap süresi geçtikten sonra dahi bildirilebilir....
Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir. Somut uyuşmazlıkta, davacının banka maaş hesabına, avans adı altında dava açılmadan önce 28/01/2014 tarihinde 1000,00 TL yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu miktarın yukarıdaki açıklamalara göre davalının takas mahsup talebi gözetilerek mahsubu gerekirken bu talebin değerlendirilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-...- Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. ...- Dava, çeviri ücretinin tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı takas ve mahsup savunmasında bulunmuştur. Takas beyanı şekle bağlı olmayıp, mahkeme dışında yapılacak bir beyanla olabileceği gibi, dava içinde def'i veya karşılık dava olarak da kullanılabilir. Takas için karşılık dava açılması dahi zorunlu olmayıp, sadece takas savunmasında bulunulması yeterlidir. Bu takdirde dava harcı yatırılması da gerekmez. Somut olayda mahkemece, davalının davacıya karşı kesinleşen ve takas mahsuba konu edilecek nitelikte bir alacağının olmadığı gerekçesiyle davalının takas talebinin reddine karar verilmiştir....
Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir. Takas mahsuba konu yapılan alacakların yukarıdaki ilkeler doğrultusunda mahsup edilmemiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu mahkeme hükmü çerçevesinde yapılan, davalı bankanın teminat olarak aldığı çeklere ilişkin takas mahsup işleminin usulüne uygun olduğu, davacının davalı bankadan takas mahsup işlemine yönelik alacağı bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/6301 E. sayılı dosyasında alacaklı aleyhine takip başlattığını bu dosyadaki alacağının daha fazla olması nedeniyle borçlu olduğu miktarın takas mahsup edilmesini talep ettiği, mahkemece, ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2015/6115 E. sayılı dosya alacağı temlik edildiğinden, temlik alana karşı takas mahsup talebi yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, borçlu vekilinin temyizi üzerine Dairemizce 6098 sayılı Borçlar Kanunu’n 188.maddesi gereğince alacağın temlik edilmiş olmasının takas mahsup talebine engel olmayacağından takas ve mahsup talebinin şartlarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyularak aldırılan bilirkişi raporu kapsamında davanın kabulü ile, ... 4....
Başka bir anlatımla tarafların ilamdan kaynaklı ve herhangi bir nedenle yapılan takipte kesinleşmiş alacakları takas mahsup konusu yapılabilir. İlamdan kaynaklanan alacağın, takas mahsup edilebilmesi için icra takibine konu edilmesi şartı dahi yoktur. O halde, takip borçlusunun diğer bir takip dosyasında ilamdan kaynaklanan alacağı olduğu ve takip de kesinleştiği halde gerektiğinde bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davacının avukatlık ücretleri dışında kalan alacaklar yönünden takas/mahsup talebinin değerlendirilmesi gerekirken, istemin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Diğer taraftan, takip alacaklısı T3'in alacağına haciz koyarak İİK'nın 120/2 maddesi uyarınca yetki alan T5'nin takas mahsup talebinden etkileneceği açık olup, davada taraf olarak gösterilmesi yerinde olduğu halde hakkında husumetten red kararı verilmesi de doğru değildir....
Bundan ayrı; HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere dar yetkili İcra Mahkemesi'nin yargılama usulü göz önünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1- Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması ve bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 2- Alacağın ilama bağlanmış olması hallerinde nazara alınabilir. Borçlu takas talebini İcra Mahkemesi'ne beyan edebileceği gibi, bu başvurusunu İcra Dairesine de yapabilir. Bu istem, takibin her safhasında bildirilebileceğinden herhangi bir süreye de tabi bulunmamaktadır. Yerleşik Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. Başka bir anlatımla tarafların ilamdan kaynaklı ve herhangi bir nedenle yapılan takipte kesinleşmiş alacakları takas-mahsup konusu yapılabilir. İlamdan kaynaklanan alacağın takas mahsup edilebilmesi için icra takibine konu edilebilmesi şartı da yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet-Takas-Mahsup Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlu vekili, ... 3. İcra Dairesi’nin 2014/1639 sayılı icra takibinde, hesaplanan faiz oranları fahiş olup, alacakların ilama aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu.... 5. İcra Dairesi’nin 2012/1666 Esas sayılı dosyasına konu alacak ile borcunun takas ve mahsup edilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/333 esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine başlanıldığını, davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edilerek takas ve mahsup def'inde bulunulması üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının yersiz olduğunu ileri sürerek icra dosyasına yapılan itirazının iptaline haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/24 esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama neticesinde müvekkilinin davacıdan 61.201,39 TL tutarında alacağı olduğunun karara bağlanıldığını, bu dava nedeniyle müvekkili hakkında yapılan takipte takas ve mahsup def'inde bulunulduğunu, takas ve mahsup def'inin karşı tarafa bildirilmesi nedeniyle gerçekleşmiş sayılacağını savunarak davanın reddini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir....