Başvuru, takas mahsup iddiasına dayalı takibin iptali istemine ilişkindir. İki kişinin karşılıklı ve aynı cinsten muaccel olan borçlarının birbirini karşıladığı oranda, taraflardan birinin tek taraflı irade açıklamasıyla sona erdirilmesine takas denilmektedir. Borcun sona ermesi hallerinden biri olan takas, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 139. maddesinde; ''İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir.'' şeklinde düzenlenmiştir....
Bu aşamada uyuşmazlığın çözümü için öncelikle “takas” ve “mahsup” kavramlarının açıklanmasında fayda vardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26/04/2022 Tarih, 2017/(23)6-873 Esas, 2022/605 Karar sayılı ilamında takas ve mahsup kavramları ayrıntılı olarak açıklanmış olup, buna göre; Takas ve mahsup farklı iki hukukî kurumdur. Sık sık birlikte ve aynı anlamda kullanılmaları yaygın ise de bu durum sadece benzer olmalarından kaynaklanmaktadır. İki kurumu ayrı ayrı ele almak gerekir. Hukukumuzda takas, birbirine karşı bir miktar para veya aynı cins alacağa sahip kişilerden birinin karşı tarafın kabulüne ihtiyaç duymaksızın tek taraflı beyanı ile bu alacakları az olanı tutarında sona erdiren yenilik doğurucu bir hukukî işlemdir. Böylece takas ifa masraf ve külfetine katlanmadan, her iki tarafı da borcunu ifa ve alacağını tahsil etmiş durumuna getirir....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/1470 Esas, 2007/170 Karar sayılı dosyasına takas ve mahsup edilmesine, davacı tarafın böylece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/1470 Esas ve 2007/170 Karar sayılı dosyadan borcunu ödediğinin tespitine, davacı tarafın alacaklı olduğu miktardan ödenen miktarın mahsubuna" karar verildiği, kararın 26.05.2008 tarihinde kesinleştiği, 2. İcra Müdürlüğü’nce, borçlu ...’nin dosya borcundan 20.800,00 TL’nin mahsubuna 25.04.2008 tarihinde karar verildiği, Takas ve mahsup kararına konu 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/1470 Esas, 2007/170 Karar sayılı kararına dayalı olarak ... vekili tarafından borçlu ... aleyhine ... İcra Müdürlüğü’nün 2011/13522 sayılı dosyası ile 04.05.2011 tarihinde ilamlı icra takibi başlatıldığı, borçlu... vekilinin 13.05.2011 tarihinde takas ve mahsup nedeniyle takibin iptalini İcra Mahkemesinden talep ettiği, 23.05.2011 tarihinde alacaklı ...'nin dosya alacağını ...’a temlik ettiği görülmektedir....
Davalı, vekil olarak tahsil ettiği paralar için söz konusu paraları vekâlet ücreti alacağına mahsup ettiği için ödemediğini, hapis hakkını kullandığını savunarak süresi içerisinde takas mahsup definde bulunmuştur. Mahkemece, davalının davacıya yemin teklif etmesi üzerine, davacı 5.000,00 TL'yi davalının kendisine vermediği hususunda usulüne uygun yemin etmiş ve davalı tarafın takas def'isi davacının yemin etmesi sebebiyle ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki yemin 5.000,00 TL'nin davalı tarafından davacıya verilip verilmediği hususuna ilişkin olup davacının bu konuda yemin etmesi üzerine takas mahsup definin ispatlanamadığı sonucuna varılamaz. O halde mahkemece davalının takas mahsup defi değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Davalı vekili, dava konusu kredi borcunun gerçekte davacının oğlu için çekildiğini, kredi borcu nedeniyle davacının davalıya senet verdiğini, davacı ve oğlunun yaklaşık 200.000 TL davalıya borçlarının olduğunu, işbu alacaklarının dava konusu borca takas ve mahsup edilmesini talep ettiklerini belirterek davanın reddine ve % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; davacının kefil sıfatıyla ödediği parayı geri istemekte haklı olduğu, ancak davalının takas mahsup istediği icra dosyasında takibe konu edilen 82.500 TL bedelli senet yönünden takibin kesinleştiği gerekçesiyle kesinleşen takip nedeniyle davalı tarafın takas mahsup talebinin kabulüne, takas mahsup talebindeki alacak miktarı davacı alacağından fazla olduğundan fazlaya ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takas mahsup talebi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu, hakkında ilamlı takibe başlandığını kendisinin de karşı taraf aleyhine yaptıkları kesinleşmiş takipler bulunduğunu beyan ederek takas mahsup iddiasında bulunmuştur....
HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251- 593 sayılı kararında da benimsendiği üzere, icra mahkemesinde takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1- Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, bu alacakla ilgili olarak icra takibi yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 2- Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Bu istem, takibin her safhasında ileri sürülebilir. Borçlu takas talebini icra mahkemesine beyan edebileceği gibi, bu başvurusunu icra dairesine de yapabilir. Bu istem, takibin her safhasında bildirilebileceğinden herhangi bir süreye de tâbi bulunmamaktadır. Yerleşik Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. Başka bir anlatımla tarafların ilamdan kaynaklı ve herhangi bir nedenle yapılan takipte kesinleşmiş alacakları takas mahsup konusu yapılabilir. İlamdan kaynaklanan alacağın, takas mahsup edilebilmesi için icra takibine konu edilmesi şartı da yoktur....
Takas hukuki niteliği itibariyle bozucu yenilik doğuran bir haktır. Borçlunun takas hakkını kullanma isteğini, alacaklıya bildirmesi gerekir. Takas bir sözleşme olmadığı içi karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Takas aynı zamanda borcu sona erdirdiği için bir tasarruf işlemidir. Bu nedenle, borçlu takas edilecek alacak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olmalıdır. Borçlar Kanununun 122/II maddesi uyarınca, takas halinde her iki borç, takas edilebilecekleri andan itibaren en az olan borç oranında düşer. Beyan yapılınca, bunun hükmü, takas şartları tamamlandığı ana kadar geriye etkili sayılmıştır. Böylece borçlar takas beyanının yapıldığı zaman değil, takas şartlarının gerçekleşeceği an düşmüş olacaktır. İki borç miktarca farklı ise, takas sonucunda az olan borç tamamen, diğeri ise kısmen sona erer. Mahsup alacaktan indirilme yapılması söz konusudur. Fakat indirilen miktar mukabil bir alacak değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/38 hakem 2017/9 karar, 2016/20 hakem 2017/12 karar, 2016/19 hakem 2017/10 karar no'lu ilamları ile hükmedilen alacaklar ile takas ve mahsubu istenilmiş, icra müdürlüğünün 26.12.2017 tarihli kararı ile takas ve mahsubun yargılamayı gerektirdiği icra müdürlüğünün yetkili olmadığı gerekçesiyle takas ve mahsup talebinin reddine karar verilmiş, işlem şikayet edilerek Küçükçekmece 2. İcra müdürlüğünün 2015/11663 esas sayılı dosyası alacakları ile takas edilmesi istenilmiş, mahkemece Küçükçekmece 1....
Zira davacı vekilinin beyanlarında belirtildiği üzere davalının takas ve mahsup definde bulunması ve bu definin ilgili dosyada tartışılıp reddedilmiş olması halinde artık bu dosya kapsamında yeniden tartışılmasına olanak yoktur. Ancak daha önce görülen yargılama sırasında davalının takas ve mahsup definde bulunmaması bu dosyanın yargılama sırasında takas ve mahsup definde bulunmasına engel teşkil etmeyecektir. Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş; taraflar arasında Giresun 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1314 Esas sayılı dava dosyasında görülen dava sırasında davalının takas ve mahsup definde bulunup bulunmadığı, bulunmuşsa bu taleplerin reddedilip reddedilmediği hususunda değerlendirme yapmak üzere Giresun 2. Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasının dosya içerisine alınması ve dosya kapsamında bu yönde araştırma yapılmasından ibarettir....