Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak icra müdürlüğünce, otuz gün süreli ve tahliye ihtarını taşıyan 13 Örnek no'lu ödeme emri borçlu kiracıya tebliğ edilmiştir. Takip talepnamesinde "tahliye" isteği bulunmadan icra müdürlüğü tarafından kendiliğinden ihtarlı ödeme emri düzenlenip borçluya tebliğ edilmesi hukuki sonuç doğurmaz ve davacıya tahliye isteme hakkı vermez. Bu durumda, mahkemece tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Alacaklı vekili, 30.04.2009 tarih, 107427 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde tahliye taahhütnamesine dayanarak 15.01.2013 tarihinde icra takibi başlatmıştır. Borçluya 14 örnek tahliye emri 17.03.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu yasanın aradığı yedi günlük itiraz süresi geçtikten sonra 30.01.2013 tarihinde takibe itiraz etmiştir. İtiraz üzerine alacaklı vekili icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK 272 vd maddeleri gereği tahliye istemine ilişkindir....

      Dava, tahliye taahhütnamesine dayalı icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. Mahkemece taahhüdün geçersiz olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, 01.10.2012 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesine dayanarak davalı hakkında 08.10.2014 tarihinde başlattığı icra takibinde 05.11.2012 keşide ve 30.09.2014 tarihli tahliye taahhütnamesine dayanarak davalının tahliyesini istemiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine, davalı borçlu süresinde takibe itiraz etmiştir. Davacı dava dilekçesinde itirazın kaldırılması ve davalının tahliyesini talep etmiş, mahkemece; tahliye taahhütnamesinde tahliye edilecek yerin adresinin yer almadığı, bu nedenle taahhüdün geçerli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

        İcra Müdürlüğü'nün 2012/1747 E. sayılı dosyası ile yapılan takipte örnek 13 no'lu tahliye istemli ödeme emri davalıya27.02.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlunun 28.02.2012 tarihinde borca itirazı üzerine, 05.03.2012 tarihinde açılan davada itirazın iptali ve tahliye talep edilmiştir. İİK.nun 269.maddesinin göndermesi yoluyla uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun 260. (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315/2.) maddesinde öngörülen 30 günlük ödeme süresi dolmadan ve henüz temerrüt gerçekleşmeden tahliye istenemez. Dava tarihi itibari ile temerrüt olgusu gerçekleşmediğinden, tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

          , yani tahliye esas belgenin 01/07/2020 tarihinde alındığını, tahliye emrinde de 01/07/2020 tarihli tahliye taahhüdünden bahsedildiğini, dolayısıyla davacının tahliye taahhütnamesini 01/07/2020 tarihinde aldığını kabul ettiğini, Develi İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/43- Esas, 2022/6- Esas, 2021/50- Esas sayılı dosyalarının getirtilmesi gerektiğini, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2004/1084 esas sayılı dosyasından müvekkiline gönderilen tahliye emri ile İstanbul ili Sarıyer ilçesi Merkez mahallesi Ortaçeşme caddesi 107 pafta 805 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın tahliyesi için tahliye emri gönderildiğini, ancak söz konusu tahliye emri usul ve yasaya aykırı olup iptali gerektiğini, tahliye emrinde tahliyesi istenen taşınmazın açık adresi yazılmadığını, Söz konusu mahalin yalnızca tapu kaydı belirtilmiş olup bu kayıttan yerin neresi olduğunun belli olması mümkün olmadığını, nitekim tahliye gibi önemli bir işlemin çok açık ve net bir biçimde belirtilerek yapılması gerektiğini, tahliyesi istenen şahsın tahliye edilmesi istenen yeri net bir biçimde anlaması için bunun ön bir koşul olduğunu, söz konusu gayrimenkulde müvekkilin oturduğunun tespiti için öncelikle zabıta tahkiki yaptırılmalı, ardından tespit edilecek kişiye tebliğ yapılmadığını, nitekim örnek bir kararda İstanbul 12....

          İcra takibine konu 10/12/2019 tarihli tahliye taahhütnamesinde, taşınmazın 15/10/2022 tarihinde kayıtsız şartsız tahliye edileceği belirtilmiş ve davacı, anılan tahliye taahhütnamesine dayalı olarak 17/10/2022 tarihinde icra takibi başlatmış olup, İİK'nın 272. maddesi gereğince icra takibi yasal süresindedir. Davalı yasal süresi içinde yaptığı itirazında, tahliye taahhüdünün gerekli ve zorunlu yasal unsurları taşımadığını, Yargıtay içtihatlarına aykırı düzenlemeler içerdiğini, bu nedenle geçersiz olduğunu belirterek, takibe itiraz etmiş ve itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Tahliye taahhüdüne dayalı icra takibinde, dayanak tahliye taahhüdünün adi yazılı olması halinde imzaya ve tarihe açıkça itiraz edilmesi gerekir....

          İcra Müdürlüğünün 2021/3797 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı borçlu davalı hakkında tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılan takip olduğu, tahliye emrinin davalıya 10/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 17/11/2021 tarihinde taahhüdün geçerli bir taahhüt olmadığı gerekçesiyle takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır. İİK'nın 272. maddesi gereğince, tahliye taahhüdünde belirtilen tahliye tarihinden itibaren 1 ay içinde icra takibi başlatılması gerekmektedir. Takibe dayanak yapılan tahliye taahhüdü ile mecurun tahliye edileceği bildirilen tarih 30/10/2021 tarihi olup takibe 01/11/2021 tarihinde geçildiği sabittir. Bu durum karşısında takibe yasal sürede geçilmiş olduğu anlaşılmaktadır....

          Davalı sahibi olduğu dükkanda kiracı olan Uğur 'nın vermiş olduğu tahliye taahhüdüne dayalı olarak, tahliyesi için 4.3.2002 tarihinde icra takibi başlatmıştır. Bu takip ile tahliye gerçekleşmediği halde 15.4.2002 tarihli kira sözleşmesi ile aynı dükkan bu kez davacıya kiralanmıştır. Ancak bundan sonra Uğur aleyhindeki tahliye talepli takip nedeniyle 16.4.2002 tarihinde tahliye işlemi için gelinerek süre verilmiş ve daha sonra da 20.5.2002 tarihinde 15.4.2002 tarihli yeni kira sözleşmesi sunulduğu halde davacı bu yerden tahliye edilmiştir. Bundan sonra davacının yaptığı şikayet üzerine İcra Tetkik Mercii kararı ile tahliye haksız bulunarak iptal edilmiştir. Ancak bu arada dükkan bir başkasına kiralanmış ve kullanılmakta olduğundan davacının oraya dönmesi mümkün olmamıştır. Tüm bu gelişmelere göre davacının davalı tarafından da inkar edilmeyen yeni kira sözleşmesi bulunduğu halde bu yerden tahliye edilmiş olması haksızdır....

            Davacı 01.06.2012 tanzim tarihli adi yazılı tahliye taahhüdüne dayanarak icra takibi başlatmıştır. Borçlu süresi içinde icra müdürlüğüne yaptığı itirazında, tahliye taahhütnamesi altındaki imzayı kabul ederek, taahhütnamedeki tarihlerin sonradan yazıldığını, bu nedenle taahhüdün geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Bu, taahhütnamedeki tarihe itiraz niteliğindedir. İ.İ.K.nun 275. maddesi ile “tahliye talebi noterlikçe re'sen tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da, kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın genel hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır” hükmü düzenlenmiştir....

              UYAP Entegrasyonu