Kabule göre de, asıl dava terditli dava olup, davacıların birinci talebi sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, bunun kabul edilmemesi halinde sözleşmenin feshi ile var ise müdahalenin meni ve ecri misil istemine ilişkin olup, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti halinde meni müdahale ve ecri misil talepleri bulunmamaktadır. Mahkemece sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verildiğinden, feri talep olan meni müdahale ve ecri misil konusunda karar verilmesi hatalı olmuştur....
sözleşmenin tarafı olan davalı şirket ile müşterek ve müteselsil kefili olan davalılar ... ve ...'...
Somut olayda; davalı tarafından hazırlanan ve davacı tarafından uygun görülen projeye kredi desteği sunulması amacıyla taraflar arasında 20.05.2013 tarihli sözleşmenin imzalandığı, proje kapsamında davalıya 26.06.2012 tarihinde 74.720.00- TL tutarında ön ödemede bulunulduğu, 25.12.2013 tarihli usulsüzlük raporu uyarınca T.C. T1 34. olağan yönetim kurulu toplantısında alınan 15. nolu karar uyarınca taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği sabittir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 1. maddesinde sözleşmenin amacı izah edilerek destek yararlanıcısı davalının, sözleşmenin dayanağı projeyi, kendi sorumluluğunda yürütmeyi ve 5449 sayılı Kanun ile davacı kalkınma ajansı tarafından düzenlenen kurallara uymayı taahhüt ettiği belirtilmiştir. Sözleşmenin 2. maddesi uyarınca projenin uygulama süresi 9 ay olup projenin bitiş tarihi 21.02.2014 tarihidir. Sözleşmenin 6. maddesinde sözleşmenin ekleri açıklanarak bu eklerin sözleşmenin ayrılmaz bir parçasını oluşturduğu belirtilmiştir....
15 gün önceden bildirilmesi 2007/11574 2008/2902 şartı ile sözleşmenin her zaman fesih edilebileceği hükümleri kararlaştırılmıştır....
Öncelikle belirtilmesi gerekirki; 750.000,00 TL bedelle 3 yıl süreli bir sözleşme yapıldıktan ve 8 ay geçtikten sonra aynı konumda yine 3 yıl süreli ve tarafları isim dışında aynı olduğu anlaşılan yeni bir sözleşmenin yapılması ve daha yüksek bedelle edim altına girilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca sözleşme üzerinden 8 ay geçmesi ayrıca 3 yıllık yeni bir sözleşmenin edimlerini yerine getirmesine rağmen ilk sözleşmedeki edimlerin hiç talep edilmemesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Öte yandan 11.06.2011 tarihli sözleşmenin 5. maddesinde ''Sözleşmenin imzalanması öncesinde danışmana avans olarak 100.000,00 TL ödendiği bu miktarın ödemelerden mahsup edileceği'' hükmü mevcuttur. 05.10.2010 tarihli sözleşme uyarınca verilen 100.000,00 TL avansın bu sözleşmeden mahsup edilmesi kararlaştırıldığına göre ilk sözleşmenin uygulanmayacağı ikinci sözleşmenin bu sözleşmenin yerine geçeceği sonucuna varmak gerekir....
Davalı, aralarındaki sözleşmenin 3. maddesi hükmüne göre süreli olan sözleşmenin yenilenmediğinin davacıya bildirildiğini, bununda sözleşmeden doğan hakları olduğunu, sözleşmeye göre hak ettiği ücretlerinin davacıya ödendiğini, dosyaların gereği gibi takip edilmediğini, davacının ihmali olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur....
Taraflar arasında 21.02.2019 tarihinde imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin 7.1. Maddesinde; sözleşmenin abone tarafından sözleşmedeki fesih koşulları dikkate alınmadan feshedilmesi veya işyerinin tahliye edilmesi veya başka bir tedarikçiye geçilmesi durumunda son 12 ay içerisindeki en yüksek faturanın iki katı cezai şartın ödeneceği, herhangi bir taraf sözleşmenin süresinin dolmasından en az üç ay önceden sözleşmenin yenilenmeyeceği bildirimini yapmaması halinde sözleşmenin 1 yıl daha uzayacağının kararlaştırıldığı, Sözleşmenin 4.3. Maddesinde faturanın vadeden itibaren 7 gün içerisinde ödenmemesi halinde fesih hakkının olduğu, yine sözleşmenin 7.2 maddesinde abonenin yükümlülüklerine uymaması halinde sözleşmenin tek taraflı feshedileceği düzenlenmiştir. Davalının fatura ödemelerinde gecikme yaşandığı ve sözleşmenin 4.3 ve 7.2 maddelerine göre davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin 7.1....
geçmesi ile sözleşmenin münfesih hale geleceğinin'' bildirildiği, bu ihtarname dikkate alındığında, davalının sözleşmenin 13. maddesinin 1. fıkrasının üçüncü cümlesinde öngörülen fesih bildirimi yoluyla sözleşmeyi feshettiğinin anlaşıldığı, bunun için davacının temerrüde düşmüş olması gerekmediği, gibi davacıya süre tayin edilmesinin de gerekmediği, hükümde açıkca 3 (üç) ay önceden bildirimde bulunmak kaydıyla sözleşmenin her zaman feshedilebileceğinin öngörüldüğü, burada temerrüdün şart olmadığının açık olduğu, çünkü aksinin kabulü halinde hem temerrüdün olacağı, hem de 30 gün süre verilerek temerrüdün giderilmesinin isteneceğini, ardından temerrütteki borçluya 3 ay sonra geçerli olacak fesih bildiriminde bulunulacağını, bunun ise temerrüt sebebiyle feshin mahiyetine aykırı olduğu, hükmün ifade tarzının da bu yolun birinci cümledeki temerrüt sebebiyle fesihten farklı olduğunu gösterdiğini, bu itibarla sözleşmenin feshinin haklı olduğu, yine sözleşmenin 13.5 maddesi gereği fesihten dolayı...
Davacının, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle, ödenmeyen aylık ücretlerini, tahsilatla sonuçlanan veya henüz tahsilatla sonuçlanmayan ancak tahsilatı mümkün hale gelen ve tahsilat yapılabileceği kabul edilebilecek dosyalardan dolayı, sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen ücretleri isteyebileceğinin kabulü, hakkaniyet ilkelerinin gereğidir. Davacı, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle halen devam eden, sonuçlanmayan ve ne olacağı belli olmayan dosyalardan dolayı ise yine sözleşmenin 3. maddesinin son fıkrası hükmüne göre bir ücret isteyemeyecektir....
yatırılan 47.000,00 TL ile 190.000,00 TL'lik banka teminat mektubuna tedbir konularak irad kaydedilmesinin engellenmesini ve sözleşmenin fesih kararı üzerine tedbir konulmasını istemiştir....