Hal böyle olunca, buna ilişkin takip dosyasının getirtilerek, davacının sözleşmeden dönerek menfi zararının tahsilini istemesi halinde aynı zamanda sözleşmenin devamı ile istenebilecek olan müspet zararları isteyemeyeceği dikkate alınmalıdır. Somut olayda kira tazminatı ve cezai şartın sözleşmenin devamı ile istenebilecek müspet zarar niteliğinde olduğu dikkate alınarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayalı verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kar kaybı, müspet zarar kapsamında kaldığından ve sözleşmeyi fesh eden tarafça istenemeyeceğinden mahkemenin davacının kar yoksunluğu zararına yönelik istemin ve kanıtlanmayan tadilat giderlerine ilişkin talebin reddinde bir yanılgı yoktur. Ancak, yine menfi zarar kapsamında kalan ve davacı tarafından belgelenen 442.500.000 TL su giderine ilişkin isteğin hüküm altına alınması gerekirken bu bölüm davanın reddi bozmayı gerektirir. Bundan ayrı, hasılat kira sözleşmelerine uygulanması zorunlu ve kiralayanın borçlarını hükme bağlayan B.K.nun 272 ve devamı maddeleri uyarınca kiralananın sözleşmedeki amacına uygun olarak kiracıya teslimi ve kira süresi içerisinde bu şekilde kullanmaya hazır tutulması kiralayanın önde gelen borcudur. Somut uyuşmazlıkta, kiralanan yerde yapılacak işin gereği olarak kiralanana ait elektrik ve suyun davalı kiralayan tarafından sağlanması sözleşmenin 3.maddesinde kararlaştırılmıştır....
arasındaki sözleşmenin geçerliliği ve devam ettiği hususunun tespiti ile hüküm altına alınması taleplerinin kabul edilmediği takdirde davalıların haksız tasfiye işlemine sebep olmaları nedeniyle uğranılan tüm menfi veya müspet zararlara karşılık fazlaya dair her türlü ve faizden doğan artış haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL’nin tasfiye tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava; rödovans sözleşmesi olduğu iddiasına dayalı olarak açılan Maraş İli Afşin ilçesindeki sözleşmesinin feshi nedeniyle menfi zarar, Kayseri İli Pınarbaşı ilçesi Olukkaya ve Beyçayır mevkinde bulunan maden sahaları ile ilgili olarak müspet zarar ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Dava öncelikle 17/06/2011 tarihinde faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibinin itirazın iptali olarak açılmış ise de; davacı vekili davasını 22/11/2011 tarihinde davayı tamamen ıslah ederek rödovans sözleşmesinin haksız feshi iddiasına dayalı menfi ve müspet zarar ile manevi tazminat davasına dönüştürmüştür.Davacı, davalı hakkında icra takibi başlattığını, icra takibine konu edilen fatura içeriğini oluşturan malların davalı şirkete ait maden sahasında kulanılmak üzere kendisi tarafından davalı şirkete satıldığını ve teslim edildiğini, ancak borcun ödenmediğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili, 15/11/2011 tarihli duruşmada, davayı tamamen...
Binaların bitirilmiş olması halinde getirmesi beklenen eksik işler bedeli, kâr kaybı, gecikme tazminatı müspet zarar; inşaatın yapımı süresince oturulacak ev için ödenmesi gereken kira bedeli, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar, binanın kal bedeline yönelik talepler menfi (olumsuz) zarar kapsamındaki alacak kalemlerindendir. Olumsuz zarar, sözleşmeden dönen alacaklının haklı olması halinde, kusurlu borçludan isteyebileceği, diğer anlatımla, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkan zarardır. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 06.12.2021 tarih ve 2021/2566 E.-2024 K. sayılı kararı) Asıl davada istek, Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'ne dayalı olarak, yüklenici tarafından açılan menfi ve müspet zararın tazmini ise de bu isteğin ne olduğu yine açıklattırılmış değildir....
Mahkemece her iki kira sözleşmesinin tarihlerinin ve konusunun aynı olduğu bu nedenle tarafların yeni bir sözleşme yapma iradesinin mevcut olmadığı ikinci sözleşmenin muvazaalı olarak akdedildiği, kimsenin kendi muvazaasına dayanarak talepte bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Menfi tespit istemine konu ve iptali istenen sözleşme... ada ... parselde bulunan konaklama tesisine ilişkin olup 29.02.2012 başlangıç tarihli ve 10 yıl sürelidir. Sözleşmenin 2.maddesinde kiracının 2012 yılı kira bedelini 37.500 TL ve 30.06.2012 tarihli çekle ödediği, 2013, 2014, 2015 yılları kira bedellerinin ise her yılın mayıs ayı içinde ve 40.000 TL olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacılar açmış oldukları iş bu dava ile kiralanan taşınmazın aynı tarihte bir başkasına kiraya verildiği bu nedenle sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğinden bahisle sözleşme uyarınca verilen çek ve senet nedeniyle menfi tespit isteminde bulunmuş ve sözleşmenin iptalini istemiştir....
Menfi zarar kavramına şunların gireceği kabul edilmektedir (Tandoğan, age., s. 427-428): Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler: Harçlar, posta giderleri, noter ücreti gibi; Sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar; Sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar: gönderilen şeyin yolda kaybolması gibi; sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar; hükümsüz sayılan sözleşmeyle satın alınan şey, örneğin o zaman başkasından 100 liraya alınabilirken şimdi 120 liraya alınabilmesi; başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar; dava masrafları vb gibidir....
Maddesi gereğince "sözleşme nedeniyle uğramış olduğu zarar kalemlerinin nelerden ibaret olduğunun" açıklattırılması, 4- Menfi zarar isteği ile buna ilişkin kalemlerin açıklanması durumuna göre; zarar tespiti hesabına dair denetime elverişli bilirkişi ek raporu alınması, 5- Zarar hesabını içeren bilirkişi raporu denetlenerek hükme esas alınması halinde, karar gerekçesinde; geçmişe etkili fesih durumu ile tarafların kusur durumlarının ve zararın varlığı ile miktarının tartışılması, 6- Hüküm kurulurken de; sözleşmenin geçmişe etkili feshinin açıklanması ve menfi zarar kalemlerinin tahsili hususunun değerlendirilmesi, ayrıca harç ve vekalet ücreti hesabının tazminat bedelleri ile sözleşme bedeli toplamına göre yapılması, Yukarıda belirtilen nedenlerle mahkemece esasa ilişkin deliller toplanıp değerlendirilmeksizin karar verilmiş olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun, HMK'nın 353/(1)-a-4 ve 6.Maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına...
ve yeterli delillerle ispatlayamadığı, kaldı ki sözleşmeyi fesheden tarafın muspet zarar kapsamında kira tazminatı da talep edemeyeceği, ancak menfi zarar kapsamında evin, bahçe duvarının vs. yıkılmasından kaynaklı isteminin yerinde olduğu, davacıların davalı kooperatifi usulüne uygun olarak temerrüde düşüren ihtarlarının bulunmadığı ve bu sebeple de davalı tarafın ancak dava tarihinden itibaren temerrüdünden söz edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır....