Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Bu husus TBK'nın 125/son maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Menfi zarar kavramına, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılıklı edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar, gerçekleştirilen imalat bedeli, personel gideri vb. kalemler örnek olarak verilebilir....

    Mahkemece her iki kira sözleşmesinin tarihlerinin ve konusunun aynı olduğu bu nedenle tarafların yeni bir sözleşme yapma iradesinin mevcut olmadığı ikinci sözleşmenin muvazaalı olarak akdedildiği, kimsenin kendi muvazaasına dayanarak talepte bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Menfi tespit istemine konu ve iptali istenen sözleşme... ada ... parselde bulunan konaklama tesisine ilişkin olup 29.02.2012 başlangıç tarihli ve 10 yıl sürelidir. Sözleşmenin 2.maddesinde kiracının 2012 yılı kira bedelini 37.500 TL ve 30.06.2012 tarihli çekle ödediği, 2013, 2014, 2015 yılları kira bedellerinin ise her yılın mayıs ayı içinde ve 40.000 TL olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacılar açmış oldukları iş bu dava ile kiralanan taşınmazın aynı tarihte bir başkasına kiraya verildiği bu nedenle sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğinden bahisle sözleşme uyarınca verilen çek ve senet nedeniyle menfi tespit isteminde bulunmuş ve sözleşmenin iptalini istemiştir....

      arasındaki sözleşmenin geçerliliği ve devam ettiği hususunun tespiti ile hüküm altına alınması taleplerinin kabul edilmediği takdirde davalıların haksız tasfiye işlemine sebep olmaları nedeniyle uğranılan tüm menfi veya müspet zararlara karşılık fazlaya dair her türlü ve faizden doğan artış haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL’nin tasfiye tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Menfi zarar kavramına şunların gireceği kabul edilmektedir (Tandoğan, age., s. 427-428): Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler: Harçlar, posta giderleri, noter ücreti gibi; Sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar; Sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar: gönderilen şeyin yolda kaybolması gibi; sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar; hükümsüz sayılan sözleşmeyle satın alınan şey, örneğin o zaman başkasından 100 liraya alınabilirken şimdi 120 liraya alınabilmesi; başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar; dava masrafları vb gibidir....

          Maddesi gereğince "sözleşme nedeniyle uğramış olduğu zarar kalemlerinin nelerden ibaret olduğunun" açıklattırılması, 4- Menfi zarar isteği ile buna ilişkin kalemlerin açıklanması durumuna göre; zarar tespiti hesabına dair denetime elverişli bilirkişi ek raporu alınması, 5- Zarar hesabını içeren bilirkişi raporu denetlenerek hükme esas alınması halinde, karar gerekçesinde; geçmişe etkili fesih durumu ile tarafların kusur durumlarının ve zararın varlığı ile miktarının tartışılması, 6- Hüküm kurulurken de; sözleşmenin geçmişe etkili feshinin açıklanması ve menfi zarar kalemlerinin tahsili hususunun değerlendirilmesi, ayrıca harç ve vekalet ücreti hesabının tazminat bedelleri ile sözleşme bedeli toplamına göre yapılması, Yukarıda belirtilen nedenlerle mahkemece esasa ilişkin deliller toplanıp değerlendirilmeksizin karar verilmiş olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun, HMK'nın 353/(1)-a-4 ve 6.Maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, teminat senetlerinin iadesi ve menfi zararın tazmini talebine ilişkin davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi ve Ankara 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, franchising sözleşmesi uyarınca edimlerini yerine getirmeyen davalılardan menfi zararın tazmini, sözleşmenin iptali ve teminat senetlerinin iadesi istemine ilişkindir. Ankara 6....

            Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarar olup, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur; bu durumda sözleşme ortadan kalkmamakta, yalnızca alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı almaktadır. Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Diğer bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır....

              ve yeterli delillerle ispatlayamadığı, kaldı ki sözleşmeyi fesheden tarafın muspet zarar kapsamında kira tazminatı da talep edemeyeceği, ancak menfi zarar kapsamında evin, bahçe duvarının vs. yıkılmasından kaynaklı isteminin yerinde olduğu, davacıların davalı kooperatifi usulüne uygun olarak temerrüde düşüren ihtarlarının bulunmadığı ve bu sebeple de davalı tarafın ancak dava tarihinden itibaren temerrüdünden söz edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                Binaların bitirilmiş olması halinde getirmesi beklenen eksik işler bedeli, kâr kaybı, gecikme tazminatı müspet zarar; inşaatın yapımı süresince oturulacak ev için ödenmesi gereken kira bedeli, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar, binanın kal bedeline yönelik talepler menfi (olumsuz) zarar kapsamındaki alacak kalemlerindendir. Olumsuz zarar, sözleşmeden dönen alacaklının haklı olması halinde, kusurlu borçludan isteyebileceği, diğer anlatımla, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkan zarardır. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 06.12.2021 tarih ve 2021/2566 E.-2024 K. sayılı kararı) Asıl davada istek, Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'ne dayalı olarak, yüklenici tarafından açılan menfi ve müspet zararın tazmini ise de bu isteğin ne olduğu yine açıklattırılmış değildir....

                İstinaf sebepleri ile sınırlı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Dava; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçmişe etkili feshi ile karşılıklı menfi ve müspet zarar istemidir. Sözleşmenin tarafları olan arsa sahipleri ve yüklenici karşılıklı sözleşmenin geriye etkili feshi ile menfi ve müspet zarar taleplerinde bulunmuşlardır. Sözleşmenin geriye etkili feshini talep eden taraf, fesihte haklı olsa dahi, sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde müspet zararlarını değil, ancak TBK'nın 125/3 maddesinde dayanağını bulan menfi zararlarını talep edebilecektir. Sözleşmeyi fesihte haksız olan taraf ise sadece karşı tarafa kazandırdığı yararlı şeylerin iadesini, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre talep edebilir. Sözleşmenin feshini istemeyen taraf, kendi edimini yerine getirmiş veya getirmeye hazır ise, edimini yerine getirmekte kusurlu olan veya temerrüde düşen karşı taraftan müspet zararını isteyebilir....

                UYAP Entegrasyonu