Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şekil zorunluluğunun birinci istisnası, sözleşme adi yazılı şekilde olsa bile taraflardan birinin edimini tamamen veya reddolunmayacak oranda yerine getirmiş olması halinde diğer tarafın artık bu sözleşmenin geçersizliğini ileri süremeyeceği kuralıdır. Çünkü böyle bir davranış TMK'nın 2. maddesinde tanımlanan bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni koruma kuralına aykırı düşer. Somut olayda; davacı tarafından sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesi talep edilmiş olup; taraflar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı, tapu devri yapılmadığı gibi sözleşmenin geri dönülmeyecek şekilde ifası söz konusu olmadığından, geçerli bir KKİS’ den bahsedilemez. Bu nedenle, “çoğun içinde az da vardır”, ilkesi gereğince fesih yerine sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerekmektedir....

    İlçesindeki doğaltaş-mermer sahalarına ait ruhsat ve izinleri, Maden Kanunun'dan doğan tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte Maden İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde....Şirketi'ne devrine ilişkin olduğu, sözleşmenin üçüncü maddesinde devir bedelleri ile devir işlemenin yapılması sırasında ödenmesi gereken harç, vergi vb. tüm ödemelerin ....Şirketine ait olacağının hüküm altına alındığı, sözleşmenin ifası ve feshi başlıklı beşinci maddesinde devir işleminin en geç 30 Haziran 2016 tarihine kadar tamamlanacağı, anılan tarihe kadar devir işlemi gerçekleşmez veya ek sözleşme imzalanmadığı takdirde sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği, devir işlemi yapılmamasında kusuru olan tarafın sözleşmenin feshine neden olunmuş gibi yükümlü olacağının kararlaştırıldığı, 24/05/2016 ve 30/08/2016 tarihli ek sözleşmelerde asıl sözleşmenin ifası ve feshi başlıklı maddesine ilişkin düzenlemeyi içerdiği anlaşılmıştır....

      Davacı vekilinin ilk talebi, sözleşme kapsamında üretilen ve özel sipariş sebebiyle başka firmaya satışı yapılamayan malların mevcudiyeti sebebiyle üretimi yapılan malların bedelinin davalıdan tazmininin yanı sıra söz konusu ürünlerin davalıya iadesi amacını taşıyan sözleşmenin aynen ifasına ilişkin talebi mevcut olup, yukarıda da tespiti yapıldığı üzere sözleşmenin fesih beyanının geçerli olmadığı, davacı yanın, siparişe uygun olarak üretim yaptığı, malları hazırladığı, üretim sonrası siparişin iptali beyanının geçerli olmadığı anlaşılmakla; sözleşmenin aynen ifası talebi mahkememizce yerinde görülmüş esas itibari ile kısa karara derci sağlanan kararların da sözleşmenin aynen ifasına ilişkin ise de sehven kısa karara "sözleşmenin aynen ifasına" maddesi eklenmemiş, bu hususun tavzih ve tashih ile düzeltilmesi mümkün olmayıp istinaf incelemesi neticesinde düzeltilmesi mümkün olmakla birlikte bu duruma gerekçeli karar ile değinilmesi ile yetinilmiştir....

        Dava; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin ifası kapsamında arsa sahibine verilmesi kararlaştırıldığı bildirilen bağımsız bölümü tapusunun iptali olmadığı takdirde rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu istemin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin aynen ifası ile sözleşme kapsamında davacı arsa sahibine verilmesi kararlaştırıldığı bildirilen başka bir taşınmazdaki bağımsız bölümün tapusunun iptali olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, davacı arsa sahibinin birleşen davada aynen ifası için eldeki davanın ikame edildiği sözleşmenin geriye etkili feshini talep ettiği, fesih beyanının tek taraflı varması gerekli yenilik doğurucu bir hak olduğu ve kullanılmakla artık dönülemeyeceği dikkate alındığında, geriye etkili feshi talep edilen sözleşmenin ayrıca aynen ifasının da istenemeyeceği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince ana davanın reddi kararında hukuka aykırı bir yön tespit edilmemiştir....

        Taraflar arasında 16.09.2008 tarihli “Kat Karşılığı Bina Yapım Sözleşmesi “ başlıklı sözleşmenin yapıldığı, sözleşmenin 4. maddesinde; "Müteahhit binayı bitirmek ve iskân ruhsatını almakla yükümlüdür. Bina ile ilgili tüm resmi harçlar, vergiler, sigortalar, yazışmalar ve iskân ile ilgili tüm harçlar müteahhite aittir.", sözleşmenin 6. maddesinde "Müteahhit binayı en geç ruhsat tarihinden itibaren 15 ay içinde eksiksiz olarak bitirip teslim edeceğini taahhüt eder." ve sözleşmenin hukuki şartlar 1. maddesinde ise "Bu sözleşmedeki şartlara uymayan veya herhangi bir sebeple cayan taraf 50.000,00 TL tazminat ödemekle yükümlüdür." hükümlerinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır....

          Tüm bu anlatımlar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8.2.1 maddesine göre Yapım İşleri Genel Şartnamesi (YİGŞ) sözleşmenin ekleri arasında sayılmıştır....

            Mahkemece, kesin hüküm olduğu gibi taşınmaz elbirliği mülkiyet rejimine tabi olup sözleşmenin ifası istenemeyeceğinden dava reddedilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Dayanılan 04.12.1961 tarihli sözleşmenin konusu, Teşrinievvel 1321 tarihli 9 numaralı tapu kaydında davalılar mirasbırakanına murislerinden intikal edecek paylardır. Anılan tapu kaydının 16.08.1963 tarihinde yapılan tapulama tespitinde 18, 19, 20, 21 ve 22 parsellere revizyon gördüğü, tapulamanın 24.12.1963 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 04.04.2007 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, satış vaadi sözleşmesi tapulama tespit tarihinden önceki bir tarihte yapılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmü gereğince tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açılamayacağından davanın reddedilmiş olması sonuç olarak doğrudur....

              - K A R A R - Dava, taraflar arasında düzenlenen 25.08.2001 tarihli satış sözleşmesi gereğinin davalı tarafından yerine getirilmediği iddiasıyla sözleşmenin aynen ifası, olmadığı takdirde uğranılan zararın tazminine yöneliktir. Davalılar vekili, müvekkili şirketin temsilcisi...ile davacı arasındaki protokolün geçersiz olduğunu, protokolü tanzim eden Mehmet Ateş Sönmez’in davacı şirketi temsile yetkili olmadığını, 12.09.2001 ve 19.09.2001 günlü çeklerin bankaya ibrazında çeklerdeki imzanın yetkili hamili olmadığı gerekçesiyle ödeme yapılmadığını, sözleşmenin feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davalıya B.K.nun 187. maddesi gereğince ihtarname çekmediğinden, aynen ifayı talep edemeyeceği, ifa menfaatini isteyebileceği gerekçesiyle bilirkişi raporuna göre, aynen ifaya yönelik talebin reddine, davacının müspet zararını oluşturan 6.500....

                Dosyanın incelenmesinden kredi kartı üyelik sözleşmesinin 20.09.2000 günü imzalandığı anlaşılmıştır. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 24 ncü maddesinin son fıkrasında kredi kartları kullanımlarındaki kefaletin, Borçlar Kanunu’nda belirtilen adi kefalet hükümlerine tâbi olup, borcun asıl borçludan tahsili için bütün yollar denenmeden kefilden borcun ifası istenemeyeceği belirtilmiş; yasa 01.03.2006 günlü Resmi Gazete’deki yayınla yürürlüğe girmiştir. Yasanın genel yaklaşımı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin esas alınması ile birlikte, getirilen ilkelerin de bir arada uygulanması yönündedir. Bu durumda mahkemece dava dışı borçlunun harcamalarının dönemlere göre tesbiti ile 01.03.2006 gününden önceki harcamalar bakımından davalının müteselsil kefil, anılan tarihten sonraki harcamaları bakımından da adi kefil olarak sorumlu bulunduğunun kabulü gerekir....

                  Bu haliyle sözleşmenin BK.365. maddesince götürü bedelli olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Kural olarak eser sözleşmelerinde yüklenici işi kararlaştırılan bedelle yapmak, iş sahibi de bedelin tümünü ödemekle yükümlüdür. Somut olayda, iş bedelinden kalan 2.500,00 TL’nin ödenmediği uyuşmazlık konusu değildir. İş sahibinin eksik işler bedeli piyasa fiyatlarına göre hesaplanarak ödenmesine karar verildiğine ve böylece iş sahibince sözleşmenin aynen ifası istemi kabul edildiğine göre kararlaştırılan bedelin tamamının yükleniciye ödenmiş olması gerekir. Bu nedenlerle birleşen davada, iş bedelinden kalan 2.500,00 TL yüklenici alacağına hükmedilmesi gerekirken tümüyle reddi usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde karar birleşen davanın davacıları yüklenici yararına bozulmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu