Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çünkü, haklı bir gecikme sebebinin varlığı davalı tarafça kanıtlanmadığı gibi; Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi hükmü kapsamında “PVC işinin yapılabilmesi için daireleri uygun hale getirilmesi niteliğindeki” öncelikli ediminin ifası için de aynı Kanun’un 90. maddesi hükmüne uygun şekilde davacı, alacaklı temerrüdüne düşürülmemiştir. Diğer yandan, yüklendiği edimin tamamen ifası için makul bir süre geçmesine karşın yüklenici davalının herhangi bir çalışması olmamıştır. Yüklenilen işin kapsamı ve açıklanan nedenler değerlendirildiğinde, davacının, karşı edimin ifası için beklemesi gereken sürenin aşıldığı ve işin tesliminde yüklenici davalının tam kusurlu olarak borçlu temerrüdüne düşmüş bulunduğu sonucuna varıldığından işsahibi davacı, sözleşmenin feshinde haklıdır. Borçlar Kanunu’nun 108. maddesi gereğince, sözleşmeyi fesheden alacaklı, kendisine düşen borcu ödemekten kaçınabilir ve yapmış olduğu ödemeyi geri isteyebilir....

    İş sahibinin zarara uğramasına neden olmaktan kaçınması, yüklenicinin “özen borcu” kapsamındadır.Açıklanan bu hukukî sebeplerle; kural olarak eser sözleşmesi ile yüklenilen edimlerin ifası sırasında veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerçekleşen zararlı olayların oluşumunda etkili olan yüklenicinin kusurunun, daima iş sahibinin kusurundan daha ağır derecede olması gerekir.Bu durumda mahkemece, yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesi ilişkisi olduğuna göre yeniden oluşturulacak eser sözleşmeleri konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunacağı bilirkişi kurulundan eser sözleşmesi hükümlerine göre taraflara yüklenen kusur oranı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilerek ve bulunacak kusurun hesaplanan maddi zarara uygulanarak sonucuna uygun karar verilmesi ve nispi ilam harcının da hükmedilecek toplam tazminat miktarı üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre hesaplanarak kararda gösterilmesi gerekirken, taraflar arasındaki eser sözleşmesine rağmen iş güvenliği...

      Genel Müdürlüğü'ne yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı yüklenici, davalı ... iş sahibi, davalı ... ise sözleşmenin tarafı olmayıp davacının zarara uğramasına neden olduğu ileri sürülen enerji nakil hattını tesis eden şirkettir. Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarında kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinde konusunun uzmanı yüklenici olduğundan işin ifası sırasında gerekli önlemleri alma yükümlülüğünün de yükleniciye ait olduğu kabul edilmektedir. 6098 sayılı TBK'nın 470 ila 486. maddeleri araasında düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre zararlandırıcı olayın gerçekleşmesine etkili olan yüklenici, iş sahibi ya da sözleşme dışı üçüncü kişilerin kusurlarının tesbitinde iş güvenliği mevzuatından yararlanılması mümkün ise de yeterli değildir. Yüklenici işin uzmanı sayılan, sorumlu meslek adamıdır. Eser sözleşmesi ile ilgili edimini ifa ederken veya sözleşmenin hazırlık aşamasında gerekli tedbirleri almak zorundadır....

        Sözleşmenin 49/f maddesi ise “… iskan raporu alındığında iki bağımsız bölüm müteahhide verilecektir…” hükmü vardır. Sözleşmenin 50. maddesindeki hükme göre yapı ruhsatı 14.04.2000 tarihinde alındığından binanın 14.02.2002 tarihinde teslimi gerekmektedir. Yine sözleşmenin anılan maddesinde yer alan “… bu süre sonunda iskan alınmamış ise müteahhide ait olacak iki daire bu süre sonunda mal sahibine bırakılacaktır…” sözleri ile tarafların cezai şart anlaşması yaptıkları açıktır. O yüzden, burada öncelikle sözleşmenin cezai şarta ilişkin hükmü üzerinde durulup, hukuki niteliğinin saptanması, hüküm ve sonuçlarının ne olacağının açığa kavuşturulması gerekir. Hukuk Genel Kurulunun 17.02.1971 tarih ve 1505-85 sayılı kararında belirtildiği üzere cezai şart “geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi yada belli bir yerde, belli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda borçlunun ödemesi gereken götürü bir edimdir”....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/10/2022 NUMARASI : 2022/147 ESAS DAVA KONUSU : Sözleşmenin İfası KARAR : Silifke 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10/10/2022 tarih ve 2022/147 Esas sayılı ara kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davalının, Mersin İli Silifke İlçesi Taşucu Mah....

          A.Ş. yönünden davanın husumetten reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2- Dava, satım konusu taşınmazın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenen satış bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. BK.nun 106. maddesine göre karşılıklı taahhütleri havi olan bir akitte taraflardan biri mütemerrit olduğu takdirde diğeri borcun ifası için münasip bir mehil tayin edip mütemerrit akide bildirir ve bu mehil zarfında borç ifa edilmezse maddenin 2. fıkrasında yazılı seçimlik haklarından birini kullanabilir. BK.nun 107. maddesinin 3. bendine göre sözleşmede edimin belirli bir vadede veya süre içinde ifası gerektiği öngörülmüş ise 106. maddede yazılı mehil tayinine lüzum yoktur. Somut olayda davalı dava konusu taşınmazın inşaatına 30.6.1996 tarihinde teslim edeceğini taahhüt etmiş olup bu tarihte teslim edilmediği gibi dava tarihinde de teslim etmemiştir....

            Mahkemenin gerekçesinde ise davalının, sözleşmenin bitim süresini beklemesi ihtar etme ve süre tanıma yoluna gitmesi, verilen süre içinde aykırılıklar giderilmezse veya iş bitirilmezse fesih işlemini yapması gerektiği, bu şekilde davranılmamasının sözleşmeye, MK. 2 hükmüne ve hakkaniyete aykırı olduğu, bu sebeplerle olaydaki fesih (dönme) işleminin haksız olduğu, fesih (dönme) işlemi haksız olduğuna göre, sözleşmesel ilişkinin devam ettiği, davalının davacının sözleşmeden doğan ediminin ifası için yaptığı masrafları ödemenin yanında, davacının müspet zararlarını, yani ifa menfaatini de tazmin etmesi gerektiği açıklandıktan sonra bilirkişi raporunda ifa menfaati olarak adlandırılan toplam 78.240,00 TL üzerinden maddi tazminat talebi kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme, o tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerindendir....

              tamamlanmakla geçici kabule hazır olmasına rağmen idarece geçici kabul işlemleri yapılmadığı gibi sözleşmenin haksız şekilde feshedildiğini, işin % 95 seviyesinde tamamlanması nedeniyle aynen ifası yönünde tedbir kararı karar verilmesini talep etmiştir....

              Noterliği'nin 04.04.2016 tarih ve 4056 yevmiye nolu Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre; davacıya ait ... mahallesi 680 ada 6 parselde, arsa konumu ve imar durumunun elverdiği şekilde, bir bina inşası ve davacıya 2 adet bağımsız bölümün, 90 gün içinde ruhsat alınıp, ruhsattan itibaren 18 ay içinde teslim edilmesinin kararlaştırıldığı çekişme konusu değildir.Davalı yüklenici, sözleşmenin ifası amacıyla, davalının kendisine devrettiği tapu kaydı ile kat irtifakı kurarak, oluşturduğu bağımsız bölümlerin bir kısmını diğer davalılara devretmiştir....

                ihalelerin ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4734 sayılı Kanun'a tâbi olmadığı düzenlendiğinden istisna kapsamındaki ihalelerde ancak 4734 sayılı Kanun'a göre ve bu Kanunda yazılı sebeplerden dolayı yasaklama kararı verilebileceği, anılan Kanundaki yasaklama sebeplerinin ise ihale süreciyle ilgili olduğu, sözleşmenin yürütülmesi aşamasındaki fiil ve davranışlar nedeniyle yasaklama kararı verilebilmesinin ise ancak 4735 sayılı Kanun'a göre mümkün olduğu, sözleşmenin ifası aşamasına yönelik olarak sözleşmesel yükümlülüklerin yerine getirilmemesi fiilinin 4734 sayılı Kanun'da bir yasaklama sebebi olarak düzenlenmediği, bu fiile ilişkin olarak 4735 sayılı Kanun'a yapılmış bir atfın da bulunmadığı, dolayısıyla sözleşmenin ifası aşamasıyla ilgili yasaklanmayı gerektiren herhangi bir davranışı işleyenler hakkında kamu ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilebileceği yönünde mevzuatta bir düzenleme bulunmadığından kanunî dayanaktan yoksun olan dava konusu yasaklama işleminde...

                  UYAP Entegrasyonu