Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şubesi'nde bulunan hesaptan otomatik ödeme yöntemi ile sigorta primlerinin ödemesi yapılırken hesapta bakiyenin sıfırlanması nedeniyle bahsi geçen aya ilişkin çalışanların sigorta primlerinin ödenemediğinin tespit edildiğini, akabinde müvekkili şirket tarafından söz konusu döneme ilişkin olarak ödeme yapılmak istenmiş ise de, ödemenin davalı şirket tarafından 31.05.2012 tarihinde haricen yapıldığının öğrenildiğini, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle müvekkili şirket kar kaybına uğradığı gibi, işin başladığı dönemden sözleşmenin haksız feshine kadar olan dönemler arasında yapmış olduğu masraflarında karşılanması gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin haksız feshi nedeniyle belirsiz alacak olarak şimdilik 100.000,00 TL kar mahrumiyetinin, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle sözleşme süresince müvekkili şirket tarafından yapılan personel giderlerinden oluşan masraflar toplamı 221.301,73 TL, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle sözleşme süresince müvekkili...

    Dava, KKİS'nin feshi ile davacıların maddi- manevi, menfi- müspet zararlarına karşılık şimdilik 6.000 TL'nin davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, davacılar arsa sahibi, davalılar yüklenicidir. Davacılar vekili, taraflar arasında imzalanan 07/03/2000 tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat ve arsa yapım satış vaadi sözleşmesinin feshini ve müvekkillerinin uğradığı zararlar için şimdilik 6.000 TL tazminatın tahsilini talep etmiş, dava değeri olarak 6.000 TL göstererek bu bedel üzerinden harç yatırmıştır. Davada taleplerden biri sözleşmenin feshi olup, sözleşmenin feshi davasında dava değeri feshi talep edilen sözleşme bedelidir. Dosyaya sunulan taraflar arasında imzalanmış olan feshi talep edilen sözleşme bedeli 6.000 TL olup, sözleşmenin feshi talebi yönünden dava değeri gösterilerek harç yatırılmamıştır. Davacı taraf sadece maddi zarar olarak talep edilen 6.000 TL'yi dava değeri olarak gösterip bu bedel üzerinden harç yatırmıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki menfi tesbit ve sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 420,00 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 18.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı taraf ayrıca, sözleşmenin zamanında ifa edilmemesinden kaynaklanan mahrum kalınan kar ile zararların tazminini talep etmektedir. Borçlar Kanunun 108/2. Maddesi gereğince," sözleşmenin feshini isteyen ve fesihte haklı olan" taraf menfi zarar talep edebilir. Tarafların ikinci kez noterde kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlemeleri nedeniyle iradelerinin dava konusu ilk adi yazılı şekilde düzenledikleri kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi yönünde birleştiği kabul edileceğinden davacının ilk adi yazılı sözleşmenin feshini isteme ve sözleşmenin hüküm ifade etmemesi konusunda tarafların anlaştıkları davacının fesihte haklı olduğu kabul edilemeyeceğinden menfi zararlarını talep etmesini gerektirecek yasal şartların bulunmaması nedeniyle davanın reddine" dair karar verilmiştir. İSTİNAF EDEN: Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

      Ancak davacı tarafın arsa maliki ile anlaşma sağlanmadığı gerekçesi ile sözleşmenin feshini talep ettiği, sözleşme ilişkisi kurulması ve devamında basiretli bir tacir gibi davranmayarak sözleşmenin feshinde haksız olduğu kanaatine varılmıştır. Sözleşmenin haksız feshi halinde TBK’nın 125. maddesi uyarınca davalı yüklenici menfi zararlarının ödetilmesini de isteyebilir. Menfi zarar uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... Yapı End. A.Ş avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, davacının bedel iadesine ilişkin talebinin sözleşmenin feshi isteğini de kapsadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 11.045.00 TL kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 31.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Sözleşmenin 2. maddesinde "Şirketin distribütörün tanıdığı vade ve ödeme koşulları ile şirketin, distribütörün müşterilerine tanımasını istediği vade ve ödeme koşulları ile ilgili hükümlerin işbu sözleşmede düzenlendiği gibi uygulanır.", 12/a. maddesinde sözleşmenin şirket tarafından herhangi bir neden gösterilmek zorunda kalınmaksızın ve herhangi bir ceza veya tazminat ödenmeksizin distribütöre 7 (yedi) gün öncesinden yazılı haber vermesi şartı ile tek taraflı olarak feshedilebileceği, distribütör tarafından ise sözleşmenin ancak haklı bir neden gösterilmesi ve şirkete 30 (otuz) gün önceden yazılı olarak bildirilmesi suretiyle feshedilebileceği, söz konusu ihbar süresinin ihbarın tarafların sözleşmede belirtilen bu kontrat için geçerli yazışma adresine noter kanalı ile tebliğ edildiği andan başlayacağı, sözleşmenin, şirket tarafından feshi halinde sözleşme gereği şirketin menfi ve müspet tüm zararlarının distribütör tarafından karşılanacağının peşinen kabul ve taahhüt edildiği, belirtilen...

            Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu 2008/51 Esas sayılı davada, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin feshi ile birlikte müspet ve menfi zararların da tahsilini talep etmişlerdir. Yüklenici tarafından açılan bu davanın tarihi 07.02.2008 ise de, yüklenici şirket bu davayı açmakla daha önce 01.03.2007 tarihinde arsa sahipleri tarafından ortaya konulan fesih iradesine karşı çıkmadığından ve sözleşmenin feshi konusunda taraf iredeleri birleştiğinden şerhin terkini istemiyle açılan iş bu davada işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacının ileri de bu hakkını yeniden kullanabileceği, dava tarihi itibarıyla dava koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Karar açıklanan bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre götürü bedelli işlerde işin tamamının yapılmamış olması halinde hakedilen bedelin yüklenici tarafından gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranının tespit ve bu oranın götürü bedele uygulanarak hesaplanacağı kabul edilmektedir. Buna göre yapılan işin sözleşmedeki işe göre fiziki oranının tespit edilerek sözleşmedik bedele oranlanması neticesinde bulunacak bedel hüküm altına alınmalıdır. Öte yandan sözleşmenin feshi halinde haklılık durumuna göre taraflar uğramış oldukları menfi zararların tazminini talep edebilirler. Yüklenici sözleşmenin haksız feshi nedeniyle sözleşmenin ifa olunacağına güvenerek yaptığı masraflar ile mahrum bırakıldığı kâr kaybı zararını isteyebilmektedir....

              Hükmedilen 29.400,00 TL kira kaybından doğan menfi zarar miktarı davalının sözleşmenin 29. maddesine göre peşin ve senet karşılığı ödediği ve mahsup talebinde bulunmakta haklı olduğu 100.000,00 TL’den az olduğundan, sözleşmenin feshi ve tapu kaydının iptâl ve tesciline karar verilip, kira kaybından kaynaklanan menfi zarara yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu mahrum kalınan menfi zararın tahsiline de hükmedilmesi doğru olmamıştır. Yerel mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalının karar düzeltme talebinin kabulü uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer karar düzeltme taleplerinin reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile Yargıtay 23....

                UYAP Entegrasyonu