Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; 06/04/2012 tarihli Hisse ve İşletme Devri Ön Protokolünün şirketin senede bağlanmamış paylarının devri amaçlı olduğu, çıplak payların devri için resmi şekil aranmaması sebebiyle yazılı şekilde yapılmış protokolün geçerli olduğu, davacının ön protokol gereği protokolde belirlenen banka hesap numarasına 75.000 USD havale ettiği, ön protokol gereği edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle davalıların anonim şirket hisselerinin devrine ilişkin asıl sözleşmenin yapılamadığı, davacının ihtarnamesi ile davalıların temerrüde düşürüldüğü gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalıların İstanbul 20....
O halde ifa imkânsızlığı nedeniyle geçersiz olan inşaat sözleşmesine dayanılarak istemde bulunamayacağından sözleşmenin imkânsızlık nedeniyle batıl olduğunun tespitine ve arsanın davacıya teslimine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın tümüyle reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 08.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Noterliğinin 15/08/2011 tarih ve 008588 yevmiye numaralı ortaklık devri sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 5. bendinde devri yapılan işletmenin davalı tarafından bir başkasına 100.000,00 TL ve üstü bir bedelle devri halinde davacı T1 25.000,00 TL; daha az bir bedelle devredilmesi, 2016 yılında Efes Pilsen markasıyla yeni bir sözleşme yapılması ya da var olan sözleşmenin uzatılması durumunda ise 15.000,00 TL ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının işletmeyi devretmesine rağmen bu güne kadar müvekkiline sözleşmenin 5. maddesinde yer alan 15.000,00- TL ödemeyi yapmadığını, davalı hakkında Nazilli 1. İcra Müdürlüğünün 2017/18 sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine yasal süre içinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu beyan ederek davalının müvekkiline 15.000,00 TL borçlu olduğunun tespiti ile icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Nazilli 1....
Noterliğinin 31.08.2022 Tarihli ... yevmiye nolu Limited şirket Pay Devri Sözleşmesi ile ...'ya satış yapmış olduğu ve 01.09.2022 tarihli genel kurul kararı ile bu hususun pay defterine işlenerek ticaret sicile bildirilmiş olduğu, dava tarihi ve güncel tarih itibari ile şirketin tek sahibinin ... olduğu görülmüştür. Limited şirket hisse devir sözleşmeleri 6102 sayılı TTK'nın 595. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onaylanması şart olduğu gibi, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun da onayı şarttır. 6098 sayılı TBK’nın 13. maddesinde sözleşmelerde yasal şekil “Kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de yazılı şekle uyulması zorunludur. Ancak sözleşme metniyle çelişmeyen tamamlayıcı yan hükümler bu kuralın dışındadır.” şeklinde düzenlenmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işbu davanın sözleşmenin iptali davası olduğunu, hukuka aykırı olarak devir silsilesi halinde getirilen sözleşmelerin iptalini talep ettiklerini, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davalarında arabuluculuğun şart olduğunu, davanın ise sözleşmenin iptali davası olduğunu, TTK'da belirtilen arabuluculuk şartının işbu davada hasıl olmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, şirket hisse devri sözleşmesinin iptali talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....
Bu süreç içerisinde muhtelif nedenlerle devri gerçekleştirilemeyen firmalara, faturalar ... tarafından kesilmeye devam edilecek, bu fatura tutarları aynı tutarlarda ... tarafından ... e fatura edilecek ve ... tahsil edilecektir....” hükmünün yer aldığı, sözleşmenin bu hükmü uyarınca davalı şirket tarafından henüz devri gerçekleşmeyen firmalara ilişkin olarak davalı ... tarafından kesilmeye devam eden faturalar nedeniyle, Davacı Şirket tarafından aynı bedeller ... e fatura edilmeye başlandığı, İş bu Sözleşmenin Şartları Başlıklı 3. Maddesinin 7. Fıkrasında ise ”... Müşterilerin ... devri sırasında ... yemek sahiplerinden ... 5 ay süre ile ...”e danışmanlık yapacak, işlerin sağlıklı yürümesi ve devri sırasında sorun çıkmaması için yardım ve destek verecektir...” hükmüne, Aynı maddenin 8....
Merkezinin Devri İçin Daha Önce İmzalanmış Sözleşmelerin Tadiline ve Yürürlükten Kaldırıldığına Dair Sözleşme" imzalandığını, bu sözleşmenin imzalanmasını müteakip ortaklardan dava dışı ...'...
dan belirsiz alacak talebi olarak ve daha sonra arttırılmak üzere 10.000,00'er TL'nin müştereken ve müteselsilen 29/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, davacı tarafından sunulan sözleşme başlıklı metin dışında sunulacak herhangi bir yazılı delile muvafakat etmediklerini, ilgili sözleşmenin konu başlığının altında açıkça "Bu Sözleşme; bazı işlemlerin hızlandırılabilmesi için ... olarak imza altına alınmıştır.(... A.Ş. Hisse devir sözleşmesidir.)" denildiğinden ve hisse devri bedeli dahi yazılmadığından, iş bu sözleşmenin hisse devir sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceğini, davacılar vekilinin, mahkemeyi yanıltacak biçimde ticari ilişkinin içeriği hakkında bilgi vermediğini, davacıların ve dava dışı ...'ın, dava dışı ...'ndan ... Mh., ......
Mahkemece, devri gerçekleştirilen tapunun, yapı kullanma izin belgesi olup olmadığı, kullanıma ilişkin iskan ruhsatının olup olmadığı, inşaatın tamamlanıp tamamlanmadığı, fesih koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmaksızın davaya konu sözleşmenin taşınmaz hissesi devri vaadini de içeren ve yılın bir döneminde konaklama imkanı sağlayan devre tatil sözleşmesi mahiyetinde olduğu, satışa konu edilen taşınmazın inşa edilmemiş olduğu gibi davalıya da ait olmadığı, devre tatil sözleşmesinin yükümlülüklerinden kaçınılmak için bu şekilde hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi şeklinde tanzim edildiği, bu şekli ile esasen sözleşmenin batıl olduğu ve her zaman bunun ileri sürülerek ödenen edimin geri istenebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur. Her ne kadar taşınmaz devrini içeren sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması geçersiz ise de, taşınmazın tapusunun verilmesi ile geçersiz olan sözleşme geçerlilik kazanacaktır....
İtiraz üzerine alınan elektrik müh. ve hukukçu bilirkişi raporunda özetle; temlik eden tarafından davalıya düzenlenmiş olan fatura tarihlerinin 01/09/2015, son ödeme tarihlerinin 20/10/2015 olduğu, ödeme dekontlarına göre, dekont işlem tarihlerinin de 20/10/2015 olduğu, davalı tarafından temlik edene düzenlenmiş olan fesih tazminatı faturalarının tarihlerinin ise, 31/10/2015 ve 01/11/2015 olduğu, borçlunun devri öğrendiği sırada devredene karşı henüz muaccel olmamış bir alacak hakkına sahip olması ve bu alacak devredilen alacaktan daha önce veya aynı anda muaccel olacaksa, borçlunun devri öğrendikten sonra, kendi alacağı muaccel olunca yeni alacaklıya karşı takas beyanında bulunabileceği, fatura tarihleri dikkate alındığında borçlunun fesih tazminatı alacağının, devredilen alacaktan daha sonra muaccel olduğunun ve bu doğrultuda bu alacak için devralan alacaklıya karşı takas beyanında bulunup bulunulmyacağının değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu , ek raporda özetle; sözleşmenin davalı...