ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/914 KARAR NO : 2022/874 DAVA : Sözleşmeden Dönme ve Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/11/2022 KARAR TARİHİ : 25/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmeden Dönme ve Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirketlerin oluşturduğu-------yevmiye numaralı "------Sözleşmesi" imzalandığını, daha sonra, ------ işbu sözleşme çerçevesindeki adi ortaklık payının tamamını müvekkilinin rızası ve onayı olmadan diğer ortaklardan ------ devrederek sözleşmeden çekildiğini, her ne kadar------Sözleşmeden bu şekilde çekilmiş de olsa sözleşmenin tarafı olduğu için davalı olarak gösterilmesinin sözleşmenin feshi açısından zorunlu olduğunu, bu nedenle açılan davayı ----- karşı da ikame ettiklerini, sözleşmenin uygulanması tarafında yüklenici tarafın ------- Şirketlerinden ibaret kaldığını, sözleşmenin arsa payı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmeden Doğan Alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari nitelikteki sözleşmeden doğan alacak sebebiyle başlatılan icra takibine itirazdan kaynaklanan itirazın iptali isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (11.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali K A R A R Asıl dava, sözleşmeden kaynaklanan alacak nedeniyle icra talebine yapılan itirazın iptali; birleşen dava, sözleşmeden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin bulunduğuna, mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (13.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesi ile davalıdan satın aldığı koltuk takımının ayıplı çıktığı gerekçesiyle misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiş ıslah dilekçesi ile de, misliyle değişim talebinden vazgeçerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemiştir. Davalı vekili ise; ayıp iddialarının doğru olmadığını, ayıp olduğu kabul edilse dahi sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin orantısız güçlük doğuracağını, iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 6502 sayılı Yasa'nın "Tüketicinin seçimlik hakları" başlıklı 11. maddesinde ayıp nedeniyle tüketicinin seçimlik hakları tek tek sayılmıştır....
Noterliği'nin 24/08/2020 tarih ve 12463 yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek sözleşmeden dönüldüğü iddiası ile sözleşmenin iptali, aracın davalıdan alınıp müvekkiline verilmesi ve trafik tescilinin müvekkili adına yapılması talep edilmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. TBK'nın 259 ve 260. maddelerinde; alıcının temerrüdü halinde satıcının seçimlik hakları ve sözleşmeden dönme hakkı düzenlenmiştir. TBK'nın 259 maddesi uyarınca; "Alıcı peşinatı ödemede temerrüde düşerse satıcı, sadece peşinatı isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Alıcı taksitleri ödemede temerrüde düşerse satıcı, muaccel olmuş taksitlerin veya geri kalan satış bedelinin tamamının bir defada ödenmesini isteyebilir ya da sözleşmeden dönebilir....
Davacılardan ... sözleşmeden sonra tapudaki bir kısım hissesini devretmiş ise de sözleşmeden doğan haklarını temlik etmediğinden sözleşmeden kaynaklanan alacaklarını talep edebileceği kabul edilmelidir. Dava dilekçesinde ise davalı olarak kooperatif gösterilmiş olup ...'nın ismi kooperatif temsilcisi olması nedeni ile yazılmıştır. Diğer yandan dava kooperatif aleyhine doğru olarak açıldığından mahkemece kooperatifin davada temsil edildiği de gözetilerek işin esasına girilmesi ve sonucuna uygun karar verilmesi yerine belirtilen gerekçelerle davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 01.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sözleşmeden doğan bu ilişkide davacının sözleşmeden kaynaklanan talepleri dava yoluyla isteyebileceği ortadadır. Sözleşmeden doğan hakların dava dışı finansal kiralama şirketine temlik edildiğine dair bir belge de sunulmamıştır. Bu durumda davacının sözleşmeye dayanarak açtığı bu davada davanın esasının incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, davacının pasif husumet ehliyetinin bulunmaması gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 13.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Böyle olunca mahkemece davacının sözleşmeden cayma hakkının oldugunun kabulü ile bu ilke dogrultusunda hüküm kurmak gerekirken davanın reddine karar vermek usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA 13.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, sözleşmedeki imzanın davacı şirketin genel müdürü tarafından imzalandığını, sözleşmeden haberdar olan şirketin akdi inkar etmeyerek yapılan hukuki işleme icazet verdiğini, davacının iyiniyetli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişitir. Mahkemece, davacı şirketin çift imzayla temsil edilmesine rağmen sözleşmede tek imza bulunduğu, sözleşmenin davacı tarafından benimsendiğinin veya bu akde onay verildiğine dair delil bulunmadığı, 11.04.2009 tarihli sözleşmeden davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, sözleşmeden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
sözleşmeden dönme hakkı vardır" denmekte olduğu, davalı yanın bu maddeyi kendi çerçevesinde yordumladığını ve müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkının konutun devri veya teslimi tarihine kadar olduğunu, konutu teslim aldığı için bu hakkının kalmadığını beyan ettiğini, davalının bu beyanının tamamen kötü niyet içerdiğini, konutun sözleşmede belirlenmiş konutun teslim süresine riayet edilmeksizin teslim edildiğini beyanla, her türlü haklarının saklı kalması kaydı ile davanın kabulüne, müvekkili tarafından davalılara ödenen 419.885,00 TL'nın ödeme tarihleri itibariyle ticari faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....