DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/12/2023 KARAR TARİHİ : 18/01/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2024 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 15.02.2022 tarihinde '...'...
O halde, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, taraflardan birinin sözleşmeden dönme iradesinin karşı tarafça kabul edilmesi, başka bir anlatımla, dönme iradelerinin birleşmesi veya fesih davası üzerine mahkemece sözleşmeden dönmeye hük-medilmesi gerekir. Asıl davada davacı arsa sahibi, işbu dava ile muarazanın önlenmesini ve tapu kayıtlanndaki şerhin kaldırılmasını istemekle, aynı zamanda mahkemeden sözleşmeden dönmeyi de talep etmiş sayılır. O halde mahkemece yapılması gereken iş; asıl davada davacının talebinin, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshini de içerdiği gözönünde bulundurularak, davacının fesih talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz hüküm kurmaktan ibarettir. Karşı dava yönünden ise; karşı davacı yüklenici, sözleşmenin fesih nedeniyle uğradığı zararların tahsilini istemiştir....
Dosya kapsamından, uyaşmazlığın tek tip sözleşmeden değil 01.07.2002 günlü özel sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın genel mahkemelerde görülmesi gerekir. 01.07.2002 günlü sözleşme tarafları bağlar. Görev yargı yerine aittir SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/11/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İtirazın iptali istenen alacağın sözleşmeden kaynaklandığı ve bu itibarla temyiz incelemesinin Dairemizin görevi dışında bulunduğu bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 08.04.2013 gün ve 2013/1482 esas, 2013/6595 karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava sözleşmeden kaynaklanan alacağa dayalı itirazın iptali istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 03.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dairemizin 22.02.2011 tarihli geri çevirme kararında, incelenmesine gerek duyulan ve davalı alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde belirtilen Kredi Sözleşmesi ile takip dayanağı çekin bu sözleşmeden kaynaklandığına ilişkin belgelerin ilgili birimlerden istenilerek eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verildiği halde, alacaklı bankadan bu belgelerin istenmediği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmeden doğan alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmeden doğan tazminat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde temyiz eden davacı şirket vekili Av. ... geldi. Davalı taraftan gelen olmadı. Hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene iadesine, 15/05/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
dönülmesi nedeni ile alacak” olduğu sözleşmenin 8.maddesinde; Madde 8 Dönme Hakkı: 8.1: "Alıcı işbu sözleşmeden sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren 24 aya kadar herhangi bir gerekçe göstermeksizin, finansman kredisi kullanılması halinde ise bankaya ayrıca bildirim yapılması kaydıyla sözleşmeden dönebilir....
Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı davalı ile yaptığı ödünç sözleşmesine dayanarak alacağının ödenmediğinden bahisle sözleşmeden doğan para alacağının tahsilini istemiştir. Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında dava açabilir....
Asliye Hukuk Mahkemesince ise, sözleşmeden doğan davalarda davacının yetki hususunda seçimlik hakka sahip olduğu ve sözleşmenin ifa yerinin "..." olduğu, davacının bu seçimlik hakkını kullandığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK m. 6'da genel yetki kuralı düzenlenmiştir. Buna göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca, aynı Kanunun 10. maddesinde "Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, traktörün davacı tarafça mesleki amaçla satın alındığı sabittir. Bu durumda, taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı Kanun kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır. Davaya bakmak görevi genel mahkemelerdedir. Sözleşmeden doğan davalarda yetki hususunda davacı seçimlik hakka sahiptir. Sözleşmenin ifa yeri "..." olduğundan ve davacının seçimlik hakkını kullanarak ......
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı banka ile dava dışı ... arasında imzalanan kredi sözleşmesine davacının kefil olduğunu, senedin Genel Kredi Sözleşmesine istinaden alındığı, davalı banka tarafından davacıdan talep edilen alacak miktarının davacının da imzası bulunan sözleşmeden kaynaklandığı ve kefalet limiti sınırları içerisinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takibe konu bononun davacının kefil olduğu sözleşmeden dolayı teminat maksadıyla verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda bononun bankanın sözleşmeden kaynaklanan alacağı oranında teminat teşkil edeceği görülmekle davacının kefili olduğu sözleşmedeki gerçek borç miktarı hesaplanarak bu miktarla sınırlı olmak üzere bono ile ilgili karar verilmesi gerekirken taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin devam ettiğinden bahisle davanın tamamen reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....