WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu yükümlülüğün ihlali halinde, sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayabilir veya sözleşmeyi yürürlükte tutarak sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Ancak, sigortacının bildirilmemiş, eksik veya yanlış bildirilmiş olan hususları bilmesi veya ihbar etmemenin ya da yanlış ihbar etmenin kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir. Bu durumda ...nun kabul edildiğinden daha ... olması nedeniyle daha fazla bir prim alınması gerekiyorsa sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. ... ettiren, talep edilen prim farkını kabul ettiğini sekiz gün içinde bildirmediği takdirde sözleşmeden cayılmış olur. Ancak, prim farkının kabul edilmemesi nedeniyle sözleşmeden cayılması sigortacının gerçeğe aykırı veya eksik beyanı öğrendiği tarihten itibaren bir aylık süre içinde söz konusudur. Beyan yükümlülüğünün kasıtlı ihlalinde sigortacı ... gerçekleşmiş olsa bile sözleşmeden cayabilir ve prime hak kazanır....

    Mahkemece kararın dairemizin bozma ilamında belirtilen ''..Bedel iadesi sözleşmeden dönmenin, geç teslim nedeniyle kira ve diğer tazminatları istemekte ifanın devamını istemenin sonuçlarından biridir. Hal böyle olunca çelişkili olan dava dilekçesi açıklattırılarak davacının müteahhit ile yaptığı sözleşmeden dönüp dönmediği sorulmalı, sözleşmeden dönme hakkını kullandığı takdirde kullandırılan kredi miktarı tespit edilerek bu bedelle sınırlı olarak bankanın sorumlu olduğu kabul edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir..'' gerekçesiyle bozulması sonrası bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve davacı tarafa sözleşmeden dönüp dönmediği hususu sorulmuş, davacı vekili beyanında; '' biz davadışı müteahhit ile yaptığımız sözleşmeden dönmüyoruz. Davadışı müteahhit inşaatı yarım bırakarak kaçması sebebi ile meydana gelen bilirkişi raporu ile hesaplanan zararlarımızı istiyoruz. Davamızın kabulünü talep ederiz.'' demiştir....

      K A R A R Davacılar, davalılardan 2027 yılına kadar geçerli olmak üzere devre tatil hakkı satın aldıklarını, ancak 2004 yılında tatil için gittitlerinde içeri alınmadıklarını, ileri sürerek, şimdilik 1.500 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın tahsiline istemiş, yargılama sırasında sözleşmeden cayma hakkını kullandıkların bildirmişlerdir. Davacılar davanın reddini dilemiştir....

        Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu, belirtilmiştir ki, bunlar da özel yetkiye ilişkin düzenlemelerdir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, davalı kurumun ödemesi gereken poje teşvik ikramiyesinin ödenmemesi iddiasıyla alacağının tahsili için takip başlatmış, başka bir ifade ile sözleşmeden kaynaklanan para alacağının ödetilmesini talep etmiştir. Türk 2013/2358-1890 Borçlar Kanunu'nun 89.maddesinin 1.fıkrasına göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp dava açabilir....

          Aş'nin sağlayıcı olarak gösterildiği devre tatil sözleşmesi imzalandığını, Bu sözleşmeden doğan 13.200 Euro borç karşılığı senetlerin de davacı ... tarafından imzalandığını 21.03.2012 vade tarihli 200 Euro bedelli ilk senet bedelinin ödenmesine rağmen senedin kendilerine iade edilmediğini, sözleşmeden caymak istediklerinde taleplerinin olumsuz karşılandığını, cayma talebini içeren 26.03.2012 tarihli ihtarnameye davalılar tarafından cevap verilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ilk senet karşılığı ödenen 200 Euro'nun ödeme gününden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte istirdadına, henüz ödenmemiş olan bir adet 1300 Euro bedelli muaccel olmuş ve henüz muaccel olmamış her biri 325 Euro bedel içeren 37 adet senet toplamı 13.000 Euro bedelli senetlerin sözleşmeden cayılması nedeniyle karşılıksız kalması sebebiyle davacı ...'ın davalılara borçlu olmadığının tespitine ve senetlerin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı... İnş. Tur. Tic....

            Davalı, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca, inşaat süresinin sonuna kadar davacıların sözleşmeden vazgeçme haklarının bulunmadığını, inşaatın henüz tamamlanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, inşaatın henüz bitmemesi nedeniyle davacıların sözleşmeden dönme haklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar ile davalı vakıf arasında düzenlenen 19.1.1993 tarihli sözleşme ile, davalının inşaa edeceği binadaki E blok 2.kat 1 numaralı daireyi davacılara kullandırmayı taahhüt ettiği davacılarında toplam 80.480.000 TL ödemeyi üstlendikleri ve davacıların inşaat süresinin sonuna kadar sözleşmeden vazgeçemeyeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmede inşaatın bitim süresi belirtilmediği gibi dava tarihinde de henüz bitirilmediği tarafların ve mahkemenin kabulündedir....

              Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu ile Tahkim Kurulu ... tip sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda yetkili ise de, ... tip sözleşme dışında kalan ... nitelikteki diğer sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar bu kurulların görev ve yetkisi kapsamı dışında olup, ... nitelikteki sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar genel mahkemelerin görevi içinde kalır. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta ... nitelikteki 25.3.2000 tarihli sözleşmeden kaynaklandığından, mahkemece işin esası incelenip sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, davanın görev yönünden reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm davacı yararına BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 17.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu, belirtilmiştir ki, bunlar da özel yetkiye ilişkin düzenlemelerdir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, davalıya verdiğini iddia ettiği komisyon hizmeti karşılığı doğan alacağının tahsili için takip başlatmış, başka bir ifade ile sözleşmeden kaynaklanan para alacağının ödetilmesini talep etmiştir.Yeni Türk Borçlar 2012/13492-23550 Kanunu'nun 89. maddesinin 1.fıkrasına göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp dava açabilir....

                  Davalı vekili, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davanın usule aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa sözleşmeden doğan herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin sözleşmenin taraflarını bağlayacağını, müvekkilinin dava konusu taşınmazı tapu kayıtlarına güvenerek iyiniyetle satın aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın tapu kayıtlarına güvenerek ve iyiniyetle tapuyu kazanmış olduğu, davacı ile dava dışı yüklenici arasındaki davada, davalının davacı tarafa sözleşmeden doğan herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığından ilgili sözleşmeden doğan haklar ve yükümlülüklerin sözleşmenin taraflarını bağlayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                    Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir, sözü edilen bu düzenlemeler özel yetkiye ilişkindir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, sözleşme ve faturalardan doğan alacağının tahsili istemli olarak eldeki davayı açmıştır. Başka bir ifade ile sözleşmeden kaynaklanan para alacağının tahsilini talep etmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin 1. fıkrasına göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp, dava açabilir. Dava konusu olayda alacaklı davacı para alacağının ödetilmesi için ikametgahı olan Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinde alacak davasını açmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu