Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Murisin ölümü ile poliçe teminatının tahsil amacı ile davalıya yapılan başvuru neticesinde, davalı; poliçe tanzimi sırasında beyan yükümlülüğünün ihlal edildiği gerekçesi ile sözleşmeden cayma hakkını kullandığını bildirmiştir. Sigorta sözleşmeleri iyi niyet sözleşmeleri olup, taraflar sözleşme kurulması aşamasında birbirlerini aydınlatma yükümlülüğü altındadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 1439. maddesinde "(1)Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı 1440. maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur....

    Mahkemelerinin yetkili kılındığını, sözleşmeden ayrı olarak davalılarla yapılan protokol ile davalıların şirketin sözleşmeden ... borcuna garantör olduklarını, yapılan sözleşme gereğince şirketin malları aldığını, karşılığında Fortisbank'a ait 4 adet 20.000,00 USD tutarlı 2009 yılı Ocak ayı vadeli çeklerin verildiğini, ancak zamanında ödenmediğini, borçlu şirketin iflas ertelemesi yoluna müracaat ettiğini, bu sebeple alacaklarını borçlu şirketten alma imkanlarının kalmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla garantör olan davalılardan 10.000,00 TL alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalılar, yetki itirazında bulunmuşlardır. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın yetkili ve görevli ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. HUMK.nun 9. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir....

      Tapuda devrin yapılması sözleşmeden doğan hakların devredildiği anlamına gelmeyeceğinden davacı mirasçılarının sözleşmeye dayanarak sözleşmeden doğan haklarını talep edebileceklerinin kabulü gerekir. Muris ... sözleşmeden doğan haklarını temlik etmemiştir. Sözleşmede tapuya şerh edilmiştir. Diğer yandan eser sözleşmesi karşılıklı olarak feshedilmiş olmadıkça sözleşmeden sonra yapılan ve tapuda satış gösterilen işlemlerin satım olarak değil eser sözleşmesinin ifası amacıyla gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. Davalı kooperatif sözleşmenin karşılıklı olarak anlaşma yoluyla veya bir mahkeme kararına istinaden feshedildiğine dair bir delil sunmamıştır. Genel Kurul Kararına dayanılarak satın alınıp bedelinin ödendiğini belirtmiştir. Ancak bu konuda da bir belge ibraz etmemiştir....

        Mahkemece yapılan yargılama sonnda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının davacıdan 115.247.27 TL alacağı olduğu, davalı şirket tarafından edimin yerine getirilmemesi nedeniyle sözleşmeden dönüldüğü ve davalı şirketçe davacıdan menfi zararının karşılanmasının talep edildiği, senede temel teşkil eden sözleşmeden dönüldüğüne ilişkin definin şahsi defi olduğu, senedin diğer davalılara ciro edilmesi nedeniyle iyiniyetli üçüncü şahıslara karşı da teminat iddiasının ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, talep edilen manevi tazminatın şartları da oluşmadığından talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

          Belediyesi hakkında da işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Öte yandan; sözleşmeden kaynaklı ücret alacağının reddine dair kurulan kararın da yerinde olduğu söylenemez. Sporcu sözleşmesinin ve ödemelerle ilgili belgelerin dosyaya sunulmadığı ve bu suretle de sözleşmeden kaynaklı alacağın ispatlanamadığı gerekçesi ile anılan bu talep reddedilmiştir. Gerçekten de, dosyaya yazılı bir sözleşme sunulamamıştır....

            Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu düzenlemeler özel yetkiye ilişkindir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, alınan üzüm bedellerinin ödenmediği iddiasıyla davalıya karşı takip başlatmış, başka bir ifade ile sözleşmeden kaynaklanan para alacağının tahsilini talep etmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 89.maddesinin 1.fıkrasına göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp dava açabilir. Dava konusu olayda alacaklı davacı para alacağının ödetilmesi için ikametgahı olan ... İcra Dairesi'nde takip başlatmış olup ......

              Dosya kapsamından, uyaşmazlığın tek tip sözleşmeden değil 01.07.2002 günlü özel sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın genel mahkemelerde görülmesi gerekir. 01.07.2002 günlü sözleşme tarafları bağlar. Görev yargı yerine aittir SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/11/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dairemizin 22.02.2011 tarihli geri çevirme kararında, incelenmesine gerek duyulan ve davalı alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde belirtilen Kredi Sözleşmesi ile takip dayanağı çekin bu sözleşmeden kaynaklandığına ilişkin belgelerin ilgili birimlerden istenilerek eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verildiği halde, alacaklı bankadan bu belgelerin istenmediği anlaşılmıştır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmeden doğan alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmeden doğan tazminat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde temyiz eden davacı şirket vekili Av. ... geldi. Davalı taraftan gelen olmadı. Hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene iadesine, 15/05/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    O halde, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, taraflardan birinin sözleşmeden dönme iradesinin karşı tarafça kabul edilmesi, başka bir anlatımla, dönme iradelerinin birleşmesi veya fesih davası üzerine mahkemece sözleşmeden dönmeye hük-medilmesi gerekir. Asıl davada davacı arsa sahibi, işbu dava ile muarazanın önlenmesini ve tapu kayıtlanndaki şerhin kaldırılmasını istemekle, aynı zamanda mahkemeden sözleşmeden dönmeyi de talep etmiş sayılır. O halde mahkemece yapılması gereken iş; asıl davada davacının talebinin, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshini de içerdiği gözönünde bulundurularak, davacının fesih talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz hüküm kurmaktan ibarettir. Karşı dava yönünden ise; karşı davacı yüklenici, sözleşmenin fesih nedeniyle uğradığı zararların tahsilini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu