Yine, 6918 sayılı KKK.nun 2. maddesinde, araç sahibi olarak, araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş ve sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişi tanımlanmıştır. Bu tanımın verdiği kritere göre araç sahipliğine karine olarak, trafik sicilinde o araç adına malik sıfatıyla kayıt açılan kişi olarak anlaşılmak gerekir. KTK'nun 20. maddesi gereğince noterde resmi şekilde yapılan satış ve zilyetliğin devri ile de araç mülküyetinin devredilebileceği kuşkusuzdur. Motorlu taşıt aracının mülkiyetinin devri ile getirilen bu düzenleme kamu düzenine ilişkin olup, bunun haricindeki yapılan harici satışlar veya bu sonucu doğurabilecek kabullerin hukuken korunması olanaksızdır. Aksi, geçerli ve yasal delillerle kanıtlanmadığı sürece tescil maliki işleten olup, doğan zarardan işleten olarak sorumludur. Yargıtayın sapma göstermeyen inançları da bu yöndedir. (11.HD. 09.03.2004, 2003/7684-2004/2369, 19 HD. 30.05.2003, 8403/5819, 4. HD 05.11.2003, 7797/12793,)....
Davalılar arasındaki arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi eser sözleşmelerinin bir türüdür. Bu sözleşme taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükler. Burada biri diğerinden farklı iki ayrı hukuki durum söz konusudur. Bunlardan ilki geçerliliği bir şekle bağlı olmayan inşaat yapım sözleşmesi (eser sözleşmesi) «yüklenicinin borcu» diğeri ise, kamu düzeni bakımından resmi şekilde yapılmadıkça hüküm ve sonuç doğurmayan taşınmaz malda pay mülkiyetinin devri «arsa sahibinin borcu» dur. Bu özelliği gereği arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri çift tipli karma sözleşmelerdendir. Kural olarak da; Belediye Başkanlığı 213, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Tapu Kanunun 26. maddeleri hükmünce resmi şekilde yapılması zorunludur....
Davalılar arasındaki arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi eser sözleşmelerinin bir türüdür. Bu sözleşme taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükler. Burada biri diğerinden farklı iki ayrı hukuki durum söz konusudur. Bunlardan ilki geçerliliği bir şekle bağlı olmayan inşaat yapım sözleşmesi (eser sözleşmesi) «yüklenicinin borcu» diğeri ise, kamu düzeni bakımından resmi şekilde yapılmadıkça hüküm ve sonuç doğurmayan taşınmaz malda pay mülkiyetinin devri «arsa sahibinin borcu» dur. Bu özelliği gereği arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri çift tipli karma sözleşmelerdendir. Kural olarak da; Belediye Başkanlığı 213, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Tapu Kanunun 26. maddeleri hükmünce resmi şekilde yapılması zorunludur....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalının 16/12/2008 tarihli sözleşme ile taşınmaz satışı gerçekleştirme konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin söz konusu satış sözleşmesi için davalıya 12.200,00 TL komisyon ödediğini ancak söz konusu taşınmazın sözleşmede belirtildiği gibi ikiye bölünmesinin imkansız olduğunu, taşınmaz içinde bulunan asma kat hakkında belediyenin yıkım kararı verdiğini, bu hususların davalı tarafından müvekkilinden gizlendiğini, müvekkilinin sözleşme konusu taşınmazı satın almak için peşinat olarak 4.000,00-USD kapora ödediğini, ayrıca taşınmazın içine pek çok masraf yaptığını, müvekkilinin devir işlemleri ve emlak komisyon bedeli olarak davalıya ödeme yaptığını ancak müvekkilinin söz konusu satış işleminin yapılamayacağını yeni öğrendiğini, bu nedenle ödediği bedelin iadesi için davalıya karşı icra takibi başlattığını, ancak davalının itirazı neticesinde icra takibinin durduğunu beyan ederek itirazın iptali, icra takibinin devamı ve davalı aleyhine en az...
BİRLEŞEN DAVA: İstanbul 17.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/263 esas sayılı davasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Tunç Mehmet Berkman ile T1 Tic.Ltd.Şti arasında 08/12/2014 tarihinde, üçüncü şahıs niteliğinde olan davacı T3 lehine bir sözleşme akdedildiğini,davacı tarafından 34 XX 421 plaka sayılı BMW marka aracın davalı şirkete devri için Burç Uzman'a vekaletname ile yetki verildiğini ve sonrasında 26/01/2015 tarihinde ilgili aracın karşılığında sözleşmede belirtilen üçüncü kişi müvekkil T3'a Volkswagen marka 2014 model Tiguan 1.4 TSI BMT 160 PS Cup DSG tipi bir araç alındığını; ancak kaydının davalı adına çıkarıldığını belirterek üçüncü kişi lehine yapılan sözleşme nedeniyle aracın mülkiyetinin T3'a devir borcunun aynen ifasına ve Trafik Sicilinde T3 adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
BİRLEŞEN DAVA: İstanbul 17.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/263 esas sayılı davasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Tunç Mehmet Berkman ile T1 Tic.Ltd.Şti arasında 08/12/2014 tarihinde, üçüncü şahıs niteliğinde olan davacı T3 lehine bir sözleşme akdedildiğini,davacı tarafından 34 XX 307 plaka sayılı BMW marka aracın davalı şirkete devri için Burç Uzman'a vekaletname ile yetki verildiğini ve sonrasında 26/01/2015 tarihinde ilgili aracın karşılığında sözleşmede belirtilen üçüncü kişi müvekkil T3'a Volkswagen marka 2014 model Tiguan 1.4 TSI BMT 160 PS Cup DSG tipi bir araç alındığını; ancak kaydının davalı adına çıkarıldığını belirterek üçüncü kişi lehine yapılan sözleşme nedeniyle aracın mülkiyetinin T3'a devir borcunun aynen ifasına ve Trafik Sicilinde T3 adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı --- davacının dayandığı --- tarihli sözleşme ve----- tarihli ek protokolde imzasının bulunmadığını, diğer davalının yetkilisine ait imza olduğunu, davacının yetkisiz temsile ilişkin hükümler uyarınca diğer davalıdan talepte bulunabileceğini, taşınmazın mülkiyetinin devri borcunu doğuran sözleşmelerin noterden düzenlenmesi gerektiğini, dayanak sözleşme ve protokolün adi yazılı olduğunu, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının devrini talep ettiği taşınmazların kendi alıcılarına devredildiğini, daire teslim ve zilyetliğinin devri tutanaklarındaki imzalarında kendisine ait olmadığını, davacıya cari hesaptan kaynaklı bir borçta bulunmadığını savunmuştur....
Davalı --- davacının dayandığı --- tarihli sözleşme ve----- tarihli ek protokolde imzasının bulunmadığını, diğer davalının yetkilisine ait imza olduğunu, davacının yetkisiz temsile ilişkin hükümler uyarınca diğer davalıdan talepte bulunabileceğini, taşınmazın mülkiyetinin devri borcunu doğuran sözleşmelerin noterden düzenlenmesi gerektiğini, dayanak sözleşme ve protokolün adi yazılı olduğunu, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının devrini talep ettiği taşınmazların kendi alıcılarına devredildiğini, daire teslim ve zilyetliğinin devri tutanaklarındaki imzalarında kendisine ait olmadığını, davacıya cari hesaptan kaynaklı bir borçta bulunmadığını savunmuştur....
Davalı --- davacının dayandığı --- tarihli sözleşme ve----- tarihli ek protokolde imzasının bulunmadığını, diğer davalının yetkilisine ait imza olduğunu, davacının yetkisiz temsile ilişkin hükümler uyarınca diğer davalıdan talepte bulunabileceğini, taşınmazın mülkiyetinin devri borcunu doğuran sözleşmelerin noterden düzenlenmesi gerektiğini, dayanak sözleşme ve protokolün adi yazılı olduğunu, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının devrini talep ettiği taşınmazların kendi alıcılarına devredildiğini, daire teslim ve zilyetliğinin devri tutanaklarındaki imzalarında kendisine ait olmadığını, davacıya cari hesaptan kaynaklı bir borçta bulunmadığını savunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/08/2012 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, araç mülkiyetinin tespiti, davalı adına olan tescil kaydının iptali ile davacı adına tescili, olmadığı takdirde araç bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....