WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/04/2013 NUMARASI : 2005/56-2013/166 Taraflar arasında görülen asıl ve birleşen tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 23.12.2013 gün ve 5853 Esas, 8266 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Asıl davada davacılar vekili, arsa sahibi müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, davalının edimlerini tam olarak ve zamanında yerine getirmediğini ileri sürerek, inşaatı geç teslim edilmesi nedeniyle yapı ruhsatı tarihi ile teslim edilmesi gereken tarih arasındaki dönem için 86.000,00 TL kira kaybı alacağının, yapı ruhsatı 2,5 yıl geç alındığından 60.000,00 TL zararın, sözleşme kapsamında davalının davacılara vermesi gereken 70.000,00 USD karşılığı 91.000,00 TL’nin, yapı projeye ve sözleşmeye uygun olarak inşa edilmediğinden oluşan 350.000,00 TL değer kaybının...

    Hal böyle olunca mahkemece davacının maç başı ücretine ilişkin fesih tazminat talebi dışında kalan, mahrum kalınan garanti ücret alacağına ilişkin talepleri yönünden yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek sözleşmenin feshi nedeniyle davacının bir zararının bulunup bulunmadığı değerlendirilmek suretiyle, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 30/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK.nun 112. (818 sayılı Borçlar Yasasının 96.) maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır: kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Kâr kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kârdan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır....

        taraf yalnızca soyut, mesnetsiz ve dayanaksız iddia ve taleplerde bulunmuş, uyuşmazlık konusu kargoların içeriklerini ispatlayacak hiçbir belgeyi dosyaya ibraz etmediğini, davacı taraf dava konusu kargoya ilişkin herhangi bir taşıma senedi ibraz etmediğini, Dava Konusu Kargolara İlişkin Gönderim Esnasında Müvekkil Şirkete De Gönderinin İçerik ve Bedeline İlişkin Herhangi İrsaliye, Fatura ve Sair Belge İbraz edilmediğini, Kabul Anlamına Gelmemekle Beraber, Müvekkil Şirket Zarardan Sorumlu Olsaydı Dahi Bu Sorumluluk Özel Çekme Hakkı ile sınırlı olacağını, Davacının Mal ve Mahrum Kalınan Karın Tazmini Talebi ve Talep Tutarı Hukuki Dayanaktan Yoksun Olduğu Gibi Davacının Talep Sonucunun Açıklattırılması Gerekeceğini, davacı taraf hukuka aykırı eylemi ispat edemediği gibi, uğradığını iddia ettiği zarara ve mahrum kaldığını iddia ettiği kara ilişkin hiçbir delil ibraz etmediğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar...

          Davacı dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinin sonuç kısmında açıkça sözleşmenin haksız yere feshedilmesi nedeniyle mahrum kalınan kar isteminde bulunmuştur. BK. m. 106 uyarınca mahrum kalınan kar, müspet zarar kapsamında olup istenebilmesi için sözleşmenin geçerliliğini koruması gerekir. Somut olayda sözleşme feshedilmiş olup, ayrıca sözleşmede de fesih halinde müspet zararın istenebileceğine dair hüküm bulunmadığından, davacı feshedilmiş bir sözleşmeye dayanarak müspet zarar kapsamında mahrum kalınan kar isteminde bulunamaz. Menfi zarar istemi de bulunmadığından talebin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/874 Esas KARAR NO : 2022/797 DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 17/11/2022 KARAR TARİHİ : 21/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında aktedilen sözleşme gereğince davalının sözleşmeye aykırı olarak geminin ağırlaşmasına sebep olmasından kaynaklı mahrum kalınan ve ileriye dönük mahrum kalınacak kar ve uğranacak zararlara ilişkin olarak ayrı kalemler şeklinde hem kısmi hem de belirsiz alacağın geminin tarafımıza teslim tarihinden itibaren işleyecek ------faiziyle birlikte tahsiline, yine ------Asliye Ticaret Mahkemesinde talep edilen tazminata işleyecek faize hükmedilerek bu dosyanın ------Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi yönünde talepte bulunmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır....

              Diğer bir anlatımla kiraya veren sözleşme süresince kiralananın kullanmaya elverişli halde bulunması için gerekli önlemleri almak durumundadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK'nun 112. (818 sayılı BK md. 96) maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır, kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Kâr kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir....

                Noterliği'nin 15.10.2009 tarihli ihtarnamesi ile tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşme süresi dolmadan haksız sebeple sözleşmeyi feshettiğinden sözleşmenin 6. maddesi gereği cezai şart ve mahrum kalınan kârı ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla şimdilik 5000 USD cezai şartın fesih tarihi 15.10.2009 tarihinden itibaren yabancı paraya uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden; mahrum kalınan karın şimdilik 5000 TL'lik kısmının fesih tarihi 15.10.2009 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

                  İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, taraflar arasında tanzim olunan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve protokolü kapsamında açılan alacak ve mahrum kalınan kira bedeline ilişkindir. Dava, adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ve protokol kapsamında talep edilen sözleşmeden dönmeye bağlı olarak sözleşme bedeline ilişkin alacak ve mahrum kalınan kira bedeli istemini içermektedir. Mahkemece, taraflar arasında yapılan bila tarihli sözleşmenin davalı tarafın sunmuş olduğu cevap dilekçelerinde de doğrulandığı dikkate alınarak varlığının ihtilafsız olduğu belirlenmiştir. Taraflar, yapmış oldukları bila tarihli protokolle taşınmazın rayiç değerini belirlemişler ve kalan 260.000,00 TL nin 15/05/2017 tarihinde ödeneceğine ilişkin sözleşme imzalamışlardır....

                  -TL'nin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte karşı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesine, ayrıca gecikmeden kaynaklanan ve bu nedenle mahrum kalınan kazanç miktarından değeri bilirkişilerce belirlenecek tazminattan şimdilik 1.000,00.-TL mahrum kalınan zararın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte karşı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu