DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir. (6100 sayılı HMK m. 33) Dosyanın incelemesinde; iddianın ileri sürülüş şekline göre, davacının dava dilekçesinde babalığın tespiti yanında soybağının reddi talebinde de bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince verilen karara bir kısım davalılar vekili süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Mahkemece “soybağının reddi” ve “babalık davası” olarak davalar tefrik edilip, eldeki davaya babalık davası olarak bakılması ve soybağının reddi davasının sonuçlanmasının babalık davası açısından bekletici sorun yapılması gerekirken yazılı şekilde iki ayrı davada birlikte karar verilmesi doğru olmamıştır....
Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmayla oluşan babalık karinesine (TMK m. 285), dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer....
Dava, soybağının reddi istemine ilişkindir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin 25/06/2009 tarih, 2008/30 Esas ve 2009/96 Karar sayılı kararında zikredildiği üzere, kişinin genetik-biyolojik kökeni kendisine ait olmayan çocuğu reddetme hakkı en temel haklarından birisidir. 4721 sayılı TMK'nun 286. m.sinde, kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği; 289. m.sinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkekle ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içerisinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler var ise bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır....
Davacı ile ilgili küçükler arasında babalık hükmünün tesis edilebilmesi için öncelikle çocuklar ile davalı İsmail arasındaki soybağının kaldırılması gerekir. TMK m 291/f hükmü, belirli şartlarla koca ve çocuk dışındaki kişilere de soybağının reddi davası açma hakkı tanımaktadır. Anılan hüküm çerçevesinde soybağının reddi davası açma hakkı tanınan kocanın altsoyu, anası, babası ve çocuğun gerçek babası olduğunu iddia eden kişi, ancak, dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde dava açabileceklerdir. Türk Medeni Kanununun 291.madde koşulları oluşmadığından genetik baba olduğunu ileri süren davacı tarafından soybağının reddi davasının açılması mümkün değildir. Davacının açtığı davanın aktif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmesi gerektiği"gerekçesiyle belirtilen şekilde karar tesis edilmiştir....
Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine (TMK mad. 285), dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer....
Şimdi sırasıyla çocuk ile baba arasındaki soybağının kurulması ve buna ilişkin davaları kısaca açıklayalım; 1- Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır (m.285/1). Bu halde çocukla baba arasındaki soybağı çocuğun evlilik birliği içinde doğmasıyla kendiğinden kurulmuştur. Koca, karısının doğurduğu çocuğun kendisinden olmadığını ileri sürerek, ana ve çocuğa karşı soybağının reddi davasını açar. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve babaya karşı açılır. Soybağına ilişkin davaların birincisi budur. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur; soybağının reddi davası ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma sözkonusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Soybağının iptali ile nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olarak açılan davada Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Mersin 2. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, soybağının iptali ile nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mersin 4.Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın soybağının reddi ile gerçek anne-baba ile annelik-babalık hükmünün kurulmasına ilişkin olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Mersin 2.Aile Mahkemesince, davanın gerçeğe aykırı beyana dayanılarak oluşturulmuş nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda; ..., ..., ..., ... ve ...'...
ın nüfusa 19.12.1974 tarihinde tescil edildikleri ve anne adlarının ...olduğunun anlaşılması üzerine; mahkemece, kayıt düzeltme talebinin nüfus kayıt düzeltme davası ile değil soybağının reddi davası ile istenebileceği ve soybağının reddi davasının açılma süresinin geçtiği ayrıca öncekinin değil sonraki kaydın iptali isteneceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, mükerrer kaydın iptali davasıdır. Mahkeme kararı dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere uygun düşmemektedir. Davacı bu dava ile ... ve ...'ın nüfus kayıtlarında bulunan...'...
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....