in diğer eşi Mümine'den olma kızı olduğunu, nüfus kayıtlarında davalı ile kardeş gözükseler de anne ve babalarının farklı olduğunu, müvekkilinin ... ile olan babalık soy bağının reddini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamından davalı ...'ın ise cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmadığı, süresinden sonra yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. Soybağına ilişkin davalarda yetkiyi düzenleyen Türk Medeni Kanununun 283. maddesi hükmü kesin yetki kuralı getiren bir düzenleme olmadığından; mahkemece yetki durumu re'sen gözönüne alınamaz. Davalılar tarafından yasal süresi içinde yapılmış bir yetki itirazı bulunmadığı ve süre geçtikten sonra yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın ... 1. Aile Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/12/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/05/2023 NUMARASI : 2021/50 ESAS 2023/296 KARAR DAVA KONUSU : Babalık (Babalık Davası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin müteveffa Ali Dadalı'nın oğlu olduğunu belirterek babalığın tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılar / vekili cevap dilekçesi sunmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile davacının müteveffa Ali DADALI'nın oğlu olduğunun tespitine, davacı ile müteveffa arasında soy bağının tesisine karar verilmiştir....
Maddesinde soy bağının reddi davasını açabilecek kişiler baba ve çocuk olmak üzere sınırlı olarak sayılmış olduğunu, çocuğun hukuken evlilik birliği içinde doğmuş olduğunu, çocuk veya baba olarak gözüken kişi soy bağının reddi davası açmadığı sürece kendisinin ne böyle bir dava açması ve ne de çocuğun kendisinden olduğunu belirterek tanıma yapmasının mümkün olmadığını ,baba bu durumla ilgilenmediği gibi anne dahi çocuğu bırakarak terk edip gitmiş olduğunu, çocuğu nüfusa dahi kaydettirmemiş olduğunu, çocuğun soy bağının reddi davası açması için kendisine bir kayyım atanması ve atanan kayyım eliyle nüfus kaydının gerçekleştirilmesinden sonra da kayyım vasıtasıyla dava açılması gerektiğini ,bu açılacak davada yine kendisinin taraflığının söz konusu olmayacağını ,sadece çocuk adına kayyımlık görevi olacağını ,soybağı reddedilirse çocuk anne nüfusuna kaydedilecek olup bu takdirde de kendisinin nüfus müdürlüğünde tanıma senedi düzenlemesinin yeterli olacağını , ayrıca bir dava açılması ve...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava TMK.nun 301. maddesine dayalı babalık davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı kararın tamamı yönünde süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Somut olayda; Davanın baba olduğunu iddia eden T1 tarafından T4 ve çocuğa karşı açıldığı, davanın babalık davası olup, davacının dava hakkı bulunmadığı gibi çocuğun nüfus kaydında babası olarak gözüken kişi ile soy bağının da halen devam ettiği, soy bağı reddedildikten biyolojik baba olduğunu iddia eden davacının tanıma yoluyla ya da anne ile evlenme yoluyla çocukla soybağı kurabileceği dolayısıyla mahkeme kararının red gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava TMK.nun 301. maddesine dayalı babalık davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı kararın tamamı yönünde süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Somut olayda; Davanın baba olduğunu iddia eden T1 tarafından T4 ve çocuğa karşı açıldığı, davanın babalık davası olup, davacının dava hakkı bulunmadığı gibi çocuğun nüfus kaydında babası olarak gözüken kişi ile soy bağının da halen devam ettiği, soy bağı reddedildikten biyolojik baba olduğunu iddia eden davacının tanıma yoluyla ya da anne ile evlenme yoluyla çocukla soybağı kurabileceği dolayısıyla mahkeme kararının red gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....
Soy bağının reddi davasını kimlerin açabileceği, taraf teşkili ve diğer hususlar ancak görevli mahkemede tartışılabilir. Davaya bu niteliğiyle bakma görevi Aile Mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/02/2020 NUMARASI : 2019/490 ESAS 2020/96 KARAR DAVA KONUSU : Babalık (Soybağının Reddi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı T4 evli olduklarını, taraflar arasında derdest boşanma davasının bulunduğunu, müvekkilinin çocuklar Betül, Şengül, T8 DNA testi yapılması talebinde bulunduğunu, müvekkiline soy bağının reddi davası açıp açmayacağı hususunda süre verildiğini, bu sebeple müvekkili tarafından soybağının reddine ilişkin işbu davayı açtıklarını, müvekkili ile çocuklar arasındaki soybağının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddini talep etmiştir....
davacıya annelerinin bir dönem evden bir kaç kez kaçıp iki sene sonra geldiğini ve yanında kardeşleri Hatice ve Resul ile döndüğünü söylediğini, davalıların davacının annesinin başka bir erkekle olan ilişkisinden dünyaya geldiklerini, davalıların kardeşleri olmadığını belirterek davalıların, davacının kardeşi olmadığının tespiti ile soy bağının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
olduğunun anlaşıldığı, doğan çocuğunun davacının nüfusuna kayıt ettirildiği, soy bağının reddi davasının kabul edilerek küçüğün soy bağının düzeltildiği anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalıların eyleminin davacının aile bütünlüğüne ve kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenip davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle manevi tazminat isteminin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle manevi tazminat yönünden BOZULMASINA; davacının maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut dosyada, dava dilekçesinde iddianın ileri sürülüş şekli ve talebe göre davanın soy bağının tespiti (babalık) davası olarak mahkemece değerlendirilmesi doğru ise de, aşağıdaki belirtilen yönlerden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır. 1- Soy bağının tespitine ilişkin dava HMK 118 vd.maddeleri uyarınca yazılı yargılama usulüne tabi olduğu halde, mahkemece tensiben basit yargılama usulüne tabi olduğu belirtilerek işlem yapılmıştır. 2- Babalık davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir....