WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL, vade tarihi 01.01.2004 olan bir senet imzalayıp verdiği, davalının senet üzerindeki vade tarihini 01.01.2005 yazıp miktar kısmına da sonradan farklı kalemle 4 rakamı ilave ederek 4.435.000.000.-TL olarak yazdığı, farklı kalemle elle değeri yazı ile "Dört milyar dört yüz otuz beş" ibarelerini yazdığı, düzenleme, ödeme tarihleri, alacaklı, isim, soy isim yazıları ve diğer boşluktaki yazıların da yazılması suretiyle senedin mevcut hale dönüştürüldüğü gerekçesiyle davanın kabülüne ,İstanbul 13 İcra Müdürlüğünün 2010/10465 esas sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlığın işçi-işveren ilişkisi nedeniyle düzenlenen senetten kaynaklanmasına göre somut olay bakımından görevli mahkemesinin iş mahkemesi olduğu gözetilmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    karara yönelik ve öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilip, uyarlama sonucu kurulan bu hükmün usulüne uygun kesinleşmemesi nedeniyle sonradan verilen İzmir 4....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; "Müşterek çocukların anne ve babaya ait soyisimleri birlikte kullanmaları halinde de yine anne ile soy isimlerinin farklı olacağı iki soy ismin birlikte kullanılmasıyla dava dilekçesinde ileri sürülen ve sosyal hayatta ulaşılması istenilen sonucun bu durumda da elde edilemeyeceği, hatta çift soy isminin kullanılmasının uygulamada ve resmi işlemlerde müşterek çocuklar için sıkıntı yaratabileceği, soyadının, bireyin yaşamıyla özdeşleşen ve kişiliğinin ayrılmaz bir unsuru hâline gelen, birey olarak kimliğin belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri ve vazgeçilmez, devredilmez, kişiye sıkı surette bağlı bir kişilik hakkı olduğu, çift soy isiminin kullanılması halinde çocukların kimliğinin belirlenmesinde kargaşaya yol açabileceği, bu durumun çocukların yararına aykırı olacağı, diğer taraftan evli kadınların çit soy isim kullanabileceğine ilişkin TMK 187. madde düzenlemesi dışında çift soy isim kullanılmasına cevaz veren yasal düzenlemenin...

      Hukuk Dairesi'nin 19.03.2019 tarihli 2017/8832 Esas, 2019/2910 Karar sayılı kararı ile de hükmün onanmasına karar verildiğini, müvekkili Berceste Arıkan'ın, merhum Ataullah Arıkan’ın kızı olduğunu, müvekkilinin annesi ile babasının 05.07.1988 tarihinde evlendiklerini, müvekkilinin bu tarihten 195 gün sonra 16.01.1989 tarihinde doğduğunu, babasının, kızının doğumundan çok sonra 30.12.1992 tarihinde vefat ettiğini, müvekkili ile babası arasında yasal olarak soybağı kurulduğunu, işbu davanın, "kurulan soybağına" itiraz davası olduğunu, nüfus kayıtlarına göre müvekkilin evlilik birliği içerisinde doğduğunu, somut olayda soybağının sonradan evlenme yoluyla kurulmadığından davacının dava açma hakkı olmadığını ve hukuki yararı olmadığını, davacının, hukuki yararının olmadığı bir dava açarak dava hakkını kötüye kullandığını, davacının talebinin usulen kabul edilebilir olmadığını, TMK'nın, kurulan soybağına itiraz davasında “Tanımanın iptali”ne ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağını belirttiğini...

      Hukuk Dairesi'nin 19.03.2019 tarihli 2017/8832 Esas, 2019/2910 Karar sayılı kararı ile de hükmün onanmasına karar verildiğini, müvekkili Berceste Arıkan'ın, merhum Ataullah Arıkan’ın kızı olduğunu, müvekkilinin annesi ile babasının 05.07.1988 tarihinde evlendiklerini, müvekkilinin bu tarihten 195 gün sonra 16.01.1989 tarihinde doğduğunu, babasının, kızının doğumundan çok sonra 30.12.1992 tarihinde vefat ettiğini, müvekkili ile babası arasında yasal olarak soybağı kurulduğunu, işbu davanın, "kurulan soybağına" itiraz davası olduğunu, nüfus kayıtlarına göre müvekkilin evlilik birliği içerisinde doğduğunu, somut olayda soybağının sonradan evlenme yoluyla kurulmadığından davacının dava açma hakkı olmadığını ve hukuki yararı olmadığını, davacının, hukuki yararının olmadığı bir dava açarak dava hakkını kötüye kullandığını, davacının talebinin usulen kabul edilebilir olmadığını, TMK'nın, kurulan soybağına itiraz davasında “Tanımanın iptali”ne ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağını belirttiğini...

      Görüldüğü gibi davacının buradaki talebi sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağına itiraz niteliğindedir. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise, ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. (TMK.nun 282/1-2 md.) Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi halinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olur. (TMK.nun 292. md.) Eşler, evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirmek zorundadırlar.(TMK.nun 293. md.) Ana ve babanın yasal mirasçıları, çocuk ve Cumhuriyet Savcısı sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebilirler. İtiraz eden, kocanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür. Çocuğun altsoyu da, çocuğun ölmüş ya da ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmiş olması halinde itiraz hakkına sahiptir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süreye uğradığını belirterek öncelikle bu sebeple reddine, aksi kanaat halinde davacının çocuğu olduğu yönünde müvekkilinin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, kaldı ki davacının nüfusta görünen baba ile soy bağı ilişki kaldırılmadıkça elde davayı açamayacağını, tazminatlar yönünden mahkemenin görevli olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının başka bir erkekle soy bağının bulunduğu, bu soy bağı geçersiz kılınmadıkça eldeki davanın dinlenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

        CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süreye uğradığını belirterek öncelikle bu sebeple reddine, aksi kanaat halinde davacının çocuğu olduğu yönünde müvekkilinin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, kaldı ki davacının nüfusta görünen baba ile soy bağı ilişki kaldırılmadıkça elde davayı açamayacağını, tazminatlar yönünden mahkemenin görevli olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının başka bir erkekle soy bağının bulunduğu, bu soy bağı geçersiz kılınmadıkça eldeki davanın dinlenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

          soy isminin davalı açısından önem arz etmediğini gösterdiğini, taraflar arasında husumet olduğu açık olup, davalının, davacının soy ismini kullanmasının davacı ve eşine zarar verdiğini, bu nedenlerle anlaşmalı boşanma kararıyla soy isminin kullanılması için verilen iznin kaldırılarak davalının kullandığı "Akman" soy isminin iptali ile nüfus kayıtlarına işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin hiçbir gerekçe açıklamadan görev yönünden ret kararı verdiğini gerekçesinin hatalı ve çelişkili olduğunu, nesebe itiraz ve nüfus kaydının düzeltilmesi davasının görev yönünden farklılıklarının bulunduğunu, davalılardan T9 baba adının nüfusta kayden Metin Aşıkoğlu olarak gözükmesi nedeniyle baba adının iptaline Metin Aşıkoğlu kütüğünden çıkarılarak nüfus kütüğünün düzenlenmesine şeklinde olduğundan 5490 sayılı yasaya göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, ayrıca sonradan evlilik nedeniyle kurulan soy bağının iptaline ilişkin açtıkları Karşıya 4.Aile Mahkemesinin 2019/832 Esas 2020/40 sayılı kararıyla, görevsizlik kararı verildiği, her iki dosyanın birleştirilerek görev konusunda karar verilmesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, soybağının düzeltilmesi istemine ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu