un temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün istem gibi ONANMASINA, II-Sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hüküm fıkrasında sanığın soy isminin "Ok" yerine "Kaplan" olarak yazılması, 2-Sanık hakkında, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından dolayı suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK'nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağına itiraz (TMK.md.292-294) niteliğinde olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 60.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.31.03.2010 (Çrş.)...
Ancak, evlilik dışı doğan çocuk yönünden babanın nafaka ile yükümlü tutulabilmesi için, çocuk ile babası arasında soy bağının kurulmuş olması zorunludur. TMK.'nun 333.maddesinde; "Babalık davası ile birlikte nafaka istenir ve hakim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir." hükmü yer almaktadır. Eldeki dava babalık davası değildir. Babalık davası ile birlikte nafaka istenmemiştir. Çocuk ile anne arasındaki soy bağı doğumla kurulur. Baba ile soy bağı ise, tanıma, anne ile evlilik ve hakim hükmüyle kurulur. Soy bağı ayrıca evlat edinme yolu ile de kurulur (TMK. 282 . maddesi ). Dosyada yer alan nüfus kaydından, çocuğun ( E.. D.. ) baba adının Yasin, soyadının Delice olduğu, çocuğun anne soyadı ile annenin nüfus kaydına tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Diğer bir deyiş ile; davalı ile bu çocuk arasında, kanunda gösterilen yöntemlerden biri ile bir soy bağı kurulmadığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında...öyü 117 ada 10 parsel sayılı 21036.76 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ... ve ... ... adlarına tesbit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir....
Davacının mezun olduğu ve diplomanın düzenlendiği tarihteki soy isminin … olduğu, diplomanın bu hukuksal durumu yansıttığı açıktır. Diplomanın düzenlenmesinden sonra davacının kimlik bilgilerinde meydana gelen değişiklik ise, önceki durumu geçersiz kılmayacağı gibi, diplomanın değiştirilmesini gerektiren hukuki bir neden de değildir. Bu durumda davacının ancak Fakülte İdaresine başvurarak diplomasının uygun yerine, sonradan mahkeme kararıyla soy isminin değiştirildiğine dair bir açıklama yapılmasını veya bu hususu bildiren bir belge verilmesini isteme hakkı vardır. Bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine 4.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi....
in ... ve ... oğlu 1907 doğumlu olup, 25/01/1983 tarihinde vefat ettiği, prim belgelerinde 1954-1955 yılları arası ... adına bildirim bulunduğu, Kurum tarafından bu bildirimlerin isimlerin farklı olması nedeniyle davacının murisine mal edilmediği, bildirim yapılan işyerinden 16/12/1954 tarihli işe giriş bildirgesinin ... oğlu 1323 doğumlu ... adına verildiği, nüfus kayıtlarında ... adında herhangi bir şahsın bulunmadığının belirtildiği, dinlenen tanıklar murisin 1954-1955 yıllarında havaalanı inşaatında çalıştığını ve murisin soyadının önce ... olduğunu, sonradan ... olduğunu beyan ettikleri anlaşılmaktadır. Somut olayda, dönem bordrolarının getirtilip bordro tanıkları resen tespit edilip beyanları alınmadan, kolluk araştırması ile murisin yaşadığı çevrede hangi soy isimle anıldığı belirlenmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur....
in, suça konu aracı Kayseri ilinde araba pazarında DSİ'de çalışan soy ismini bilmediği ... isimli birinden satın aldığını, vekaletin sonra geldiğini, 500 Avro'yu kaparo olarak elden verdiğini, kalan 32.200 TL parayı da .... 'e sonradan verdiğini savunmasına rağmen, tanık olarak dinlenen ve DSİ'de çalışan.... ın sanıkları tanımadığını ve olayla ilgisinin olmadığını söyleyerek sanığın savunmasını doğrulamaması; sanığın galericilik yapmasına rağmen araç aldığını ve 32.200 TL ödeme yaptığını söylediği kişinin soy adını bilmediğini belirtmesi ve hiç bir belge sunmaması nedeniyle savunmasının samimi olmadığı; İstanbul'dan çalınan aracın sahte plaka, sahte tescil belgesi ve sahte vekaletname ile birlikte sanıkta ele geçirilmiş olması karşısında; sanığın üzerine atılı zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçunun sübut bulduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir....
Asıl dava babalığın hükmen tespitine, birleşen dava ise soy bağının reddine ilişkidir Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; birleşen soy bağının reddi davası dava yönünden, davaya konu çocuğun, davalı Süleyman'ın çocuğu olmadığı 30/04/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporu doğrultusunda sabittir. Birleşen davanın tarafları soy bağının reddi yönünde verilen karara karşı yasa yoluna başvurmamış olup esasen birleşen soy bağının reddi davası yönünden karar kesinleşmiştir. Kaldı ki, soy bağının reddi davasının tarafı olmayan davalı Adnan'ın tarafı olmadığı karara ilişkin istinaf başvurusu yersizdir. Babalık davası yönünden ise 30/04/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporu doğrultusunda davalı Adnan'ın davaya konu küçüğün babası olduğu ispatlanmış olup, çocuğun kayyımına, babalığın tespiti davasında çocuğu temsil etmek üzere Gaziantep 3. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/101 Esas 2016/621 Karar sayılı ilamı ile yetki verilmiş olup verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....
Asıl dava babalığın hükmen tespitine, birleşen dava ise soy bağının reddine ilişkidir Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; birleşen soy bağının reddi davası dava yönünden, davaya konu çocuğun, davalı Süleyman'ın çocuğu olmadığı 30/04/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporu doğrultusunda sabittir. Birleşen davanın tarafları soy bağının reddi yönünde verilen karara karşı yasa yoluna başvurmamış olup esasen birleşen soy bağının reddi davası yönünden karar kesinleşmiştir. Kaldı ki, soy bağının reddi davasının tarafı olmayan davalı Adnan'ın tarafı olmadığı karara ilişkin istinaf başvurusu yersizdir. Babalık davası yönünden ise 30/04/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporu doğrultusunda davalı Adnan'ın davaya konu küçüğün babası olduğu ispatlanmış olup, çocuğun kayyımına, babalığın tespiti davasında çocuğu temsil etmek üzere Gaziantep 3. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/101 Esas 2016/621 Karar sayılı ilamı ile yetki verilmiş olup verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soy bağının tashihi istemine ilişkin davada ... 9.Aile ve ... 9.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, soy bağının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesi, HMK’nun 1,2. ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanun’un 36. maddeleri gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise; açılan davanın nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğinde olmayıp, soy bağının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir....