Hükümlerde sanıklar ... ile ...’in soy isminin ... olmasına rağmen ... olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edildiğinden, bozma nedeni yapılmamıştır....
Evlilik dışı doğan çocuk yönünden babanın nafaka ile yükümlü tutulabilmesi için, çocuk ile babası arasında soy bağının kurulmuş olması zorunludur. TMK.'nun 333.maddesinde; "Babalık davası ile birlikte nafaka istenir ve hakim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir." hükmü yer almaktadır. Eldeki dava babalık davası değildir. Babalık davası ile birlikte nafaka istenmemiştir. Çocuk ile anne arasındaki soy bağı doğum ile kurulur. Baba ile soy bağı ise, tanıma, anne ile evlilik ve mahkeme kararı ile kurulur. Soy bağı, ayrıca evlat edinme yolu ile de kurulur (TMK. m.282). Dosyada yer alan nüfus kaydından, çocuğun (İlayda Büyük) baba adının E..., soyadının B... olduğu, taraflar amca çocukları olduğundan soy adlarının aynı olduğu, çocuğun evlilik dışı doğum nedeni ile annenin nüfus kaydına tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kurulan soy bağının (babalık) itiraz ve nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın tanımaya itiraz ve soy bağının düzeltilmesi ilişkin olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2. Aile Mahkemesince ise davanın uyuşmazlığın hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanununun 4. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Vesayet” başlıklı üçüncü kısmı hariç olmak üzere “Aile Hukuku” başlıklı İkinci Kitabından (m.118 ila 395 arası) kaynaklanan davalara bakmak görevi aile mahkemelerine aittir....
Maddesinde öngörülen hakimin reddi ve çekilmesini gerektirecek sebeplerinin bulunmadığı, reddeden davalı- karşı davacı tarafından yargılama sırasında karşı tarafın beyanlarının alınması sonrası kendi beyanlarının alınmadan bilirkişi incelemesi yönünde karar verildiği, kendi beyanlarının sonradan bilirkişilere gönderildiği, itiraz edilmesi sonrasında mevcut delillere göre karar verileceğinin açıklanması ile tarafsız davranılmadığı, taraflarca varlığı ve ibrazı husunda tereddüt bulunduğu iddia edilen protokol yönü ile karşı tarafın beyanı sonrasında kendilerinin beyanda bulunulması beklenmeksizin rapor alınması yönünde tahkikat işlemi yapıldığını, bu işleme yönelik itirazın ile yeni rapor alınması talebinin reddedilerek sözlü yargılamaya geçildiğini mahkemece tarafsız davranılmadığı yönündeki beyan ve diğer red sebebi olarak ileri sürülen hususların işin esası yönünden isitinaf ve temyiz sebebi olup hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği...
Ancak; a-) Hükümlünün katılana ait işyerine birden fazla kişiyle birlikte girdiklerinin anlaşılması karşısında, geceleyin işyeri dokunulmazlığınını ihlal suçundan kurulan hükümde TCK.nun 119/1-c maddesi uyarınca arttırım yapılmaması suretiyle eksik ceza tayini, b-) Hükümlü hakkında, 5237 sayılı TCK.nun 53.maddesinin 3. fıkrasına aykırı olarak 1.fıkranın (c) bendinde yer alan alt soy üzerindeki haklarından koşullu salıverilme tarihi yerine cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, maddi ceza hukukuna ilişkin infaz aşamasındaki lehe uygulamaların kazanılmış hak teşkil etmeyeceğinin gözetilmesine, 31.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; I) Sanık ... müdafiinin, sanığa yüklenen 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün temyizen bozulması istemi üzerine yapılan temyiz incelemesinde; Sanığın tekerrüre esas Şanlıurfa 1....
Hükmün, davalı Kurum tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, 22.12.2014 gün ve 2014/21681 Esas ve 2014/27604 Karar sayılı ilâmı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmış olup, davacı işveren vekili tarafından bu kez Dairemizin anılan kararında davacının, yanlış yazılan soy isminin düzeltilmesi 08.06.2015 havale tarihli dilekçe ile istenmiş olmakla, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı, “Köse” olan soy isminin Dairemizin, 22.12.2014 gün ve 2014/21681 Esas ve 2014/27604 Karar sayılı ilâmında “Kasa” olarak yazıldığını belirterek soy isminin düzeltilmesini istemiş olup bu talebin karar düzeltme niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından, maddî hataya dayalı düzeltme isteminin esastan incelenmesine karar verilmiş olmakla; onama ilamında; davacının “Köse” olan soy isminin “Kasa” olarak yazılması belirgin şekilde maddî hataya dayandığı anlaşıldığından, bu durumun düzeltilmesi gerekmiştir....
ında beyanlarının alınması, gerekirse; suça konu bononun tanzim tarihi ve ödeme tarihlerinin senede sonradan ilave edilip edilmediği konusunda bilirkişi raporuda alınarak yapılacak araştırma sonucunda; suça konu bononun tanzim tarihi ve ödeme tarihlerinin sonradan ilave edilmiş olduğunun anlaşılması halinde; eylemin "Özel belgede sahtecilik" suçunu oluşturacağı da gözetilerek sanığın hukuki durumunun takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, bu konuda da araştırma yapılmadan hüküm kurulmuş olması nedeniyle kurulan hükmün yasaya aykırı olduğu ” belirtilerek sanık hakkındaki hükmün bozulması istenmiştir....
Ayrıca ana taşınmaza sonradan ilave edildiği belirtilen 3. kata ilişkin alınan yapı kayıt belgesinin kat mülkiyeti kurulmasına yeterli olup olmadığı hususunun ilgili belediyesinden sorulmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de; bir kısım davacıların soy isimlerinin “...” olduğu halde hükme “...” olarak geçmesi infazda tereddüt yaratacağından bu husus da bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Sonradan Evlenme Yoluyla Kurulan Soybağına İtiraz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.06.2012 (Pzt.)...