"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğun soy isim tashihi çerçevesinde, iddianamede "...." olan soyadının '....'' olarak yerinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. A) Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Mala zarar verme suçundan hükmolunan adli para cezasına ilişkin hüküm miktar itibariyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK.un 305/1. maddesi uyarınca kesin olup temyiz kabiliyeti bulunmadığından suça sürüklenen çocuk ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalıya izafeten Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek- 4. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında, Narlıdere Köyü 101 ada 2456 parsel sayılı 2/B parselinin kadastro tutanağının beyanlar hanesine "1970 doğumlu...’nin zilyetliğinde" olduğu şerhi verilmiştir. Davacı, soy isminin ve doğum tarihinin yanlış yazıldığı iddiasıyla dava açmıştır....
İcra Müdürlüğünün .... sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının borçlarının birlik aidatı, soy kütük ıslah bedeli, küpeleme bedeli, vb kaynaklandığını, bu alacak kalemlerine ilişkin birlik kayıtlarının fatura, üyelik taahhütnamesi, küpleme hizmetini gösteren evrakların, davalı işletmesine ait destekleme durum raporlarının, muavin defter kayıtları ve cari hesap ekstresinin sunulduğunu, bilirkişi incelemesinde bu durumun ortaya çıkacağını, davalının birliğe olan borçlarını ödemediğini, yapılan takibe haksız ve kötü niyetli olarak 13/12/2016 tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu nedenle itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz eden davalı aleyhine %20'den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 28/08/2007 havale tarihli dilekçesi ile; ... Kadastro Mahkemesinin 31/05/2002 tarih ve 1990/353 - 2002/119 sayılı kararı ile ...Köyü 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak açılan orman kadastrosuna itiraz davası sonucunda, taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, ancak sözkonusu yerle ilgili olarak, 1 Ağustos 2007 tarihinde Tapu Sicil Müdürlüğünde başka bir konu araştırılırken Mayıs 1288 tarih ve 4 numaralı tapu kaydına rastlanıldığını, dolayısıyla 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde yazılı 10 yıllık itiraz süresinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek, ......
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve Orman Yönetimince açılan asliye hukuk mahkemesinin 1998/233 sayılı tapu iptali ve tescil davasında davanın kabulü yönünde verilen hükmün 26.04.2001 tarihinde kesinleştiği, 1336 sayılı parselin önceki malikleri tarafından açılan asliye hukuk mahkemesinin 1997/911 sayılı orman tahdidine itiraz davasının kabulüne dair verilen kararın 28.04.2001 tarihinde kesinleştiği birbiriyle çelişen iki mahkeme kararı bulunması halinde sonradan kesinleşen hükmün kaldırılmasının yargılamanın iadesi yoluyla istenebileceği, somut olayda sonradan kesinleşen orman tahdidine itiraz davasının kabulü yönündeki kararın davanın lehine olduğu, davacının bu hükmün kaldırılması yönünde bir talebi olmadığı gibi hukuki yararının da bulunmadığı, aleyhinde olan hükmün önce kesinleşmesi ve Hazine lehine kesin hüküm meydana gelmesi nedeniyle de kaldırılmasını istemeyeceği, ayrıca çekişmeli taşınmazın ......
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının soy hanesinin kocanın soy hanesine taşınması ve tescili ile evlenmenin nüfus kütüğüne tescili arasında fark olmadığını, iki işlemin de Nüfus Hizmetleri Kanunu uyarınca yerine getirilen işlemlerden olduğunu, bu iki işleme karşı da açılacak davalarda görevli yargı kolunun bu kanunun 36. Maddesi uyarınca adli yargının alanına girdiğini, davanın esasına girilerek çözümlenmesi gerektiğinden görevsizlik kararının kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, nüfus kütüğünün değiştirilmesi istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 23/2 maddesinde "Evlenen kadının kaydı kocasının hanesine taşınır. Kocası ölen kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalır....
Medeni Kanun kapsamında geçerli bir şekilde kurulan evlatlık ilişkisinin sona erdirilmesi söz konusu olamaz. Zira kan bağına bağlı olan soy bağının tarafların anlaşması yoluyla sona erdirilmesi mümkün olmadığı gibi evlat edinme yoluyla kurulan soy bağının da sona erdirilmesi mümkün olmamalıdır. Bu ilkeye evlatlık ilişkisinin çözülemezliği denmektedir. Kanun Koyucu yaptığı düzenleme ile evlatlık ilişkisi ve soybağı ilişkisi arasındaki farkları en aza indirgemeyi amaçlamaktadır. Yukarıdaki anlatımla somut olay değerlendirildiğinde, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına konu evlat edinme kararının Aksaray Aile Mahkemesinin 04/06/2004 tarih 2003/64 Esas 2004/658 Karar sayılı ilamı ile davacıların davalıyı evlatlık olarak edindikleri, işbu kararın 26/08/2004 tarihinde kesinleştirilerek nüfus kayıtlarına işlendiği, eldeki davanın 06/02/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
Medeni Kanun kapsamında geçerli bir şekilde kurulan evlatlık ilişkisinin sona erdirilmesi söz konusu olamaz. Zira kan bağına bağlı olan soy bağının tarafların anlaşması yoluyla sona erdirilmesi mümkün olmadığı gibi evlat edinme yoluyla kurulan soy bağının da sona erdirilmesi mümkün olmamalıdır. Bu ilkeye evlatlık ilişkisinin çözülemezliği denmektedir. Kanun Koyucu yaptığı düzenleme ile evlatlık ilişkisi ve soybağı ilişkisi arasındaki farkları en aza indirgemeyi amaçlamaktadır. Yukarıdaki anlatımla somut olay değerlendirildiğinde, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına konu evlat edinme kararının Aksaray Aile Mahkemesinin 04/06/2004 tarih 2003/64 Esas 2004/658 Karar sayılı ilamı ile davacıların davalıyı evlatlık olarak edindikleri, işbu kararın 26/08/2004 tarihinde kesinleştirilerek nüfus kayıtlarına işlendiği, eldeki davanın 06/02/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece; sanığın eyleminin çocuğun soy bağını değiştirme suçunu oluşturduğu ikrar içerikli savunma ve tüm dosya kapsamı ile sanığın atılı suçu işlediği sabit kabul edilerek, temyize konu mahkûmiyet hükmü kurulmuştur. IV. GEREKÇE 1....
ki kendisinin atalarının soy ismini haklı gerekçe ile almak istediğini, atalarının kökenine bağlı kalarak kendisini evladı görmeyen, sürekli manevi olarak yıpratan birinin soy ismini taşımaktansa atalarının soy ismini taşımak istediğini belirterek, yerel mahkeme kararının talebi doğrultusunda kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....