ın kayden maliki olduğu 617 ve 621 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında soy isminin sehven "...." olarak yazıldığını, kayden paydaşı olduğu 618 ve 619 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında ise mirasbırakanın soy adı ve baba adının yazılmadığını, nüfus kayıtları uyarınca mirasbırakanının soy adının " ..." , baba adının ise ".... olduğunu, nüfus kayıtları ile tapu kayıtlarının uyumlu hale getirilerek 617 ve 621 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında ise mirasbırakanının soy ismi olan "..." ile baba ismi olan "...." nin eklenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
ın kayden maliki olduğu 81 ada 3 ve 87 ada 13 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında ... olması gereken soy adının ... yazıldığını ileri sürerek, soy adının nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının miras bırakanı... oğlu ... ile kayıt maliki... oğlu ... ...'ın aynı kişi olduklarının belirlendiği, nüfus kayıtlarında soy ismi olmayan... oğlu ...'ın soy isminin düzeltilemeyeceği gerekçesiyle... oğlu ... ile kayıt maliki... oğlu ... ...'ın aynı kişi olduklarının tespitine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....
ilişkisi olmamalı ya da kurulmuş olan soy bağı ilişkisinin "soy bağının reddi davası" ile sonlandırılması gerekmekte olduğunu, bu şartları sağlamayan "soy bağının tespiti" davasının reddedilmesi gerektiğinin doktrin ve Yargıtay içtihatlarında tartışmasız olarak kabul edildiğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
, 07.11.2005 tarihli ek karara yönelik öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilip, uyarlama sonucu kurulan bu hükmün usulüne uygun kesinleşmemesi nedeniyle sonradan verilen ... 4....
Ağır Ceza Mahkemesinin 04.07.2005 tarihli kararıyla sabit olduğundan; hükümlünün bu itiraz dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak kabulüyle, temyizin, 10.06.2005 tarihli ek karara yönelik öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilip, uyarlama sonucu kurulan bu hükmün usulüne uygun kesinleşmemesi nedeniyle sonradan verilen ... (...)...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1)Sanık hakkında kaçak emval nakli suçundan kurulan hükme ilişkin yapılan incelemede, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 5. fıkrası uyarınca verilen "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara, aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itiraz yolu açık olup, temyizi mümkün bulunmadığından ve bu kararla birlikte veya hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararına konu dosyada sonradan yeni kararla verilen müsadereye dair kararın yasa yolu yönünden asıl hükme tabi bulunduğu cihetle, katılan vekilinin temyizinin itiraz olarak değerlendirilip, merciince gereğinin yapılması için dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 2)Sanık hakkında tapulu alandan ağaç kesme suçundan kurulan hükme ilişkin yapılan incelemede, Sanığın eyleminin 6831 sayılı Kanun'un 116/B maddesi kapsamında kalan tapulu araziden emval temini...
tarih ve 27256 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 47. maddesinin birinci fıkrası ile 403 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun "Tanımlar" Başlıklı 3'üncü maddesinin 1/a bendinde Bakanlığın İçişleri Bakanlığı'nı ifade ettiği, "Soy bağı" başlıklı 7. maddesinde, "Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır."...
Hatun binti Abdullah ve Fatma Sultan binti Ahmed Han-ı Salis isminde bilinen iki hanımı ve çocukları Ayşe ve Fatma Hanımlarında ne soy ağaçlarında ne de soy bağı iddialarında hiç hesaba katılmadıklarını, bu durumun söz konusu evladiyet davalarında kullanılan soy ağaçlarının ve kurutmaya çalışılan soy bağlarının tarihi kaynaklar ve araştırmalar ölçü alınmadan meydana getirildiğini gösterdiğini, davacı tarafın evladiyet iddiasını destekleyen tek kaynağın Yılmaz Öztuna'nın Devletler ve Hanedanlar: Türkiye isimli kitabı olduğunu, ayrıca bu vakıf hakkında açılan evladiyet davalarında kullanılan soy ağaçları ve bunlara istinaden kurulan soy bağlarının vakıf belgeleriyle tutarsızlık içinde olduğunu beyanla, vakıf uzmanlarınca yapılan detaylı inceleme ve araştırma sonuçları ışığında açılan davanın davacı tarafça ispat edilmesi, aksi takdirde reddine karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1139 KARAR NO : 2021/953 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YATAĞAN İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/05/2019 NUMARASI : 2018/73 ESAS 2019/39 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Yatağan İcra Dairesi'nin 2018/1509 E sayılı dosyası ile başlatılan takipte ödeme emrinin müvekkiline 19/12/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin hiçbir borcunun bulunmadığını, davalı şirketten hiçbir alışverişinin olmadığını, müvekkili tarafından müvekkilinin babasının sahibi olduğu Erkoç İnş. LTD....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından katılma yoluyla kusur belirlemesi, tazminat miktarları, soy isim kullanımına izin talebi hakkında verilen karar yönünden; davalı erkek tarafından ise boşanma davasınının tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının soy isim kullanımına izin talebi hakkında verilen karara yönelik katılma yoluyla temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı erkek, soy isim kullanımına izin hakkında verilen kararı temyiz etmediğine göre, bu talepler yönünden davacı kadının katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır....