Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in ABD'de bulunması nedeniyle O'nun Türkiye'ye gelmesini beklediklerini, ancak daire sahibinin Türkiye'ye gelmesinin uzaması üzerine, davalı şirketin dava dışı malik adına hareket ettiğini gösterir 25.02.2011 tarihli satış vaadi anlaşması adı altında sözleşmenin yapıldığını ve kapora bedeli olarak da 10.000 TL'nin davalılardan ...'a teslim edildiğini, ancak daire sahibinin Türkiye'ye gelmeyip satışı gerçekleştirmediği gibi davalılara ödenen paranın kendisine iade edilmediğini, bu nedenle davalılar aleyhine icra takibi yapıldığını belirterek itirazın iptali ile %40 inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili savunmasında; davacı tarafından sunulan satış vaadi sözleşmesinin taraflarının davacı (alıcı) ile dava dışı ... (satıcı) olduğunu, davalı ...'...

    Davalı taşeron T3'ın, dava dışı müteahhit Tülin Kara'dan iş karşılığı aldığı taşınmazını davacı -alıcı T1 'a 160.000,00 TL bedelle satmak konusunda tarafların anlaştığı ve bu kapsamda imzalanan "EMLAK ALIM SATIM SÖZLEŞMESİ" başlıklı 11/12/2018 tarihli harici satış sözleşmesi ile de alıcının satış bedeline mahsuben 20.000,00 TL kapora ödemesi, satış bedelinin 70.000,00 TL'sinin kredi çekilerek, bakiye kısmın da 20/01/2019 tarihine kadar ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3....

    Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmeye göre ödenen bedelin cayma tazminatı niteliğinde olduğu, davacının iade talebinde bulunamayacağı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince ödenen kaporanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdatı istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; harici gayrimenkul sözleşmesi gereğince satıcıya ödenen kaporanın tapu devrinin gerçekleşmemesi halinde geri istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Kural olarak tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığı sürece geçersizdir. (TMK'nın 706, BK'nın 213, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60.maddesi) Geçersiz olduğu için de taraflarına hak ve borç doğurmaz. Ancak taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Zira; haklı bir sebep olmaksızın başkası zararına mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, taşınma satışı için davalıya kapora verdiğini, ancak kredinin onaylanmadığını dolayısıyla taşınması satın alamadığını ileri sürerek ödediği kapora bedelinin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 günlü ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca işbu davada temyizen incelenme görevi 01.02.2014 tarihinden itibaren Yargıtay 3.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        a satıldığının öğrenildiğini, ödenen kapora bedelinin sözleşme tarihi olan 12.04.2005 tarihinden itibaren işlemiş değişen oranlarda ticari reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesi istemi ile ... 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/282 esas ve 2014/71 karar sayılı dosyası ile kapora bedeli 50.000TL olmasına rağmen 9.000,00 TL'lik kısmi dava açtıklarını ve kabul kararının Yargıtay'ca onandığını, kalan 41.000,00 TL ve faizine ilişkin kısım için ... 4. İcra Müdürlüğünün 2014/24877 esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını ancak itiraz sonucu takibin durduğunu, itirazın iptali ile kötü niyetli borçlunun %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir....

          Mahkemece toplanan delillere göre; taraflar arasında imzalanan simsarlık sözleşmesi uyarınca davacının uygun alıcı bulma, davalının ise davacının simsarlık sözleşmesi gereklerini yerine getirmesi için gerekli kolaylıkları sağlama yükümlülüğü altına girdikleri, ayrıca bu sözleşmenin 8.maddesinde simsarın uygun alıcı bulduğunda satıcının satışa yanaşmaması veya satıcının aynı maddede belirtilen akrabalara ya da akrabaların ortağı veya ilgisi bulunan şirket ve kuruluşlara simsarın haberi olmadan satması halinde satım bedelinin %6 sı oranında tazminat ödemeyi kabul ettikleri, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin yapıldığı dönem itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanununun 404 ve devam maddelerinde düzenlenen simsarlık hükümlerine tabi olduğu, aynı yasanın 405.maddesi uyarınca simsarın ücret talep edebilmesi sözleşmenin kurulması için hazırlık hareketlerini yapması ya da taraflar arasında sözleşme imzalanması gerektiği, simsarın yaptığı aracılık faaliyetleri bulunması halinde sözleşme kurulmasa...

            Simsarlık sözleşmesinin geçerliliğinin bir şekle bağlı olmadığı, ancak TBK 520/3. maddesinde taşınmazlar hakkındaki simsarlık sözleşmesi için geçerlilik şekli kabul edilmiş olduğu, buna göre taşınmazlar hakkındaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı, söz konusu şartın ispat şartı olmayıp geçerlilik şartı olduğu, TBK' nun 12/2. maddesi uyarınca geçerlilik şekline uyulmaksızın yapılan sözleşmelerin hüküm doğurmayacağı, Somut olayda yazılı biçimde akdedilmiş bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığı, bu nedenle davacının tellallık sözleşmesinden kaynaklanan alacağını ispat edememiş olduğu, İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi uyarınca, davacı takip alacaklısı aleyhine takibinde haksız ve kötü niyetli olması durumunda kötüniyet tazminatına hükmedileceği, davacı tarafın simsarlık sözleşmesinden kaynaklı 60.000,00- TL alacağı olduğunu savunmuş olup bu meblağın tanıkla ispat sınırının üzerinde olduğu, ayrıca geçerlilik şekli olan yazılı şekilde yapılmış bir tellallık...

            Bu işlem sırasında da taraflarla simsarlık sözleşmesi imzalamakta olduğunu, taraflar arasında akdedilen 04/01/2023 tarihli simsarlık sözleşmesi uyarınca, sözleşmeye konu taşınmazın davalı tarafından müvekkillerin aracılığıyla kiralanması sonucu sözleşme uyarınca, bir aylık kira bedeli + KDV tutarında olan hizmet bedelinin fazlaya ilişkin haklarımızın saklı kalması kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte şimdilik 10.000 TL'sının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın görevsiz mahkemede açıldığı, öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE: HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır....

              Uyarınca indirim yapılması hususunun mahkemeye ait olduğu, davacı takip talebinde 9.840,00 TL talep etmiş olup her ne kadar 10.725,60 TL hesap edilmiş ise de, taleple bağlılık kuralı gereğince toplam rakamın 9.840,00 TL olabileceği, TBK m.117 hükmü gereğince davalıya keşide edilen herhangi bir ihtarname bulunmadığından işlemiş faiz talep edilemeyeceğinin bildirildiği görülmüştür. 6098 sayılı TBK' nun 520/1 maddesi uyarınca; "Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halide ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusumdaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkca geçerli olmaz" denilmektedir....

              Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, "taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz". Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme (asıl sözleşme), herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir. Simsarlık sözleşmesi vekâlet sözleşmesinin, konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK’nın 520/2. maddesinde (BK m.404/2) "simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır" denilmiştir. Simsarlığın önem ve yararı şu şekilde açıklanmaktadır: Bir akdin yapılması için tarafların birbirleriyle buluşmaları lazımdır....

                UYAP Entegrasyonu