Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davanın Kooperatif yönetim kurulu başkanı tarafından açıldığını ancak koopeatifin iki imza ile temsil edilmesi gerektiğinden davanın yetkisiz kişi tarafından açılmış olduğunu, müvekkili Birlik'in 14.12.2012 tarihli kararında davacının üyelik talebinin anasözleşmenin 11. ve 12. maddelerine uymak koşuluna bağlı olduğunun belirtildiğini, davacının ortaklığının şarta bağlı olduğunu, davacının maddede belirtilen şartlardan sermaye taahhüdünün tamamını süresi içinde yatırmaması nedeniyle 16.05.2013 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyeliğe kabul edilmediğine dair karar verildiğini, kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, 08.01.2014 tarihli genel kurul toplantısının 9. maddesinde davacı Kooperatifin durumunun görüşüldüğünü ve genel kurul kararlarına aykırı olduğu tespit edilen 30.11.2012 tarihli ortaklığa şartlı kabul yönündeki yönetim kurulu kararının iptaline karar verildiğini, genel kurul toplantısında alınan kararların usul ve yasaya uygun...

    kararı alındığını, anılan karara karşı İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin .../... esas sayılı dosyasında iptal istemi ile dava açıldığını, bu dosyanın İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin .../... esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini ve davaların derdest olduğunu, asıl amacın sermaye arttırmaktan ziyade yönetim kurulu üyelerinin paylarının arttırılarak şirketin tasfiyesi için karar nisabını sağlamak olduğu ve rekabet yasağı izni ile şirketin işlerinin ilintili şirketler üzerinden yapılarak şirketin içininin boşaltılıp, davacıları devre dışı bırakarak diğer büyük ortakların kendilerini nemalandırmak ve müvekkillerin zarara uğramalarını sağlamak olduğunu, davaya konu 9 nolu kararın yoksunluk ve kanunda öngörülen nisabın sağlanmamış olması nedeni ile kanuna açıkça aykırı olup yoklukla malul olduğunu, TTK 436(1) maddesine aykırı olarak yönetim kurulu üyelerinin kendileri için yapılan oylamada oy kullandıklarını, 27.10.2020 tarihli olağanüstü genel kurulunda yönetim kurulu üyeleri ......

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/1198 KARAR NO : 2023/185 DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) DAVA TARİHİ : 30/12/2022 KARAR TARİHİ : 23/02/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacılar vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 30/12/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; Müvekkillerinin davalı şirketin pay sahipleri olduğunu, toplam paylarının sermayeye oranının %10,25 olduğunu, davalı şirketin 30/12/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında sermaye artışı, yönetim kurulu seçimi ile yönetim kurulu üyelerine verilecek huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi mali hakların belirlenmesi, TTK md. 395 ve 306 uyarınca izin verilmesi hakkında karar aldığını, fakat bu kararın da içinde olduğu diğer genel kurul kararlarının butlanının...

        bilançonun kabulü, yönetim kurulu üyelerinin ibrası ve yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin genel kurulun 3-4-5 ve 6. maddelerinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

          Dairesi 20.11.2012 tarih ve 2783 sayılı kararı ile Sosyal Güvenlik Mahkemelerinin görev alanını ise şu şekilde belirlemiştir; a) 4857 sayılı İş Kanunun 65’ inci maddesinde yer alan kısa çalışma ödeneği ve primleri ile anılan 33. maddesi uyarınca hükme bağlanan ücret garanti fonu primleri ile ilgili uyuşmazlıklara ilişkin davalar, b) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından açılan rücuen tazminat davaları, c) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunundan kaynaklanan davalarla; ilgili diğer kanunlarda yer alan, sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan davalar, d) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunundan kaynaklanan davalar, e) 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunundan kaynaklanan ve idari yargının görev alanı dışında kalan davalar, f) 1479 sayılı (Bağ-Kur) Esnaf Ve Sanatkârlar Ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunundan kaynaklanan davalar, g) 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunundan kaynaklanan davalar,...

          nin 2007 yılından bu yana davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu; 03.06.2009 tarihli Genel Kurul'da Yönetim Kurulu'na, 04.06.2009 tarih ve 159 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı'na seçildiği, ancak kısa bir süre sonra yönetim kurulu toplantılarına iştirak etmemeye başladığı, yönetim kurulunun bilgisi dışında şirket adına bir kısım tahsilatlar yaptığının öğrenildiği, bu durum üzerine Bursa...Noterliği'nin ... yevmiyesinde kayıtlı toplantı gün ve saatini bildirir şekilde davet ihtarı yapıldığı, Bursa ...Noterliği'nin ... yevmiyesinde kayıtlı ihtar kapsamında kendi uhdesinde bulunan ve davalı şirket adına düzenlenmiş bulunan toplam 74.430,00 TL. miktarlı çeki ve bedelini davalı şirkete ödemediği gibi İstanbul ...Noterliği'nin ... yevmiyesinde kayıtlı cevabi ihtarı ile davalı şirkete önceden vermiş olduğu avanslardan mahsup ettiğini ve bu nedenle uhdesinde tuttuğunu beyan ve ikrar ettiği, davanın açılmasındaki temel mantığın davacı ...'...

            E.sayılı dosyasından kayyım olarak TMSF’nin atanmasına karar verildiğini, karar gereğince, TMSF dönem içinde değişiklikler yapmak suretiyle, Kanun Hükmünde Kararname ile tanınan yetki çerçevesinde davalı şirkete Yönetim Kayyımları atamış bulunduğunu, yönetimine TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerle ilgili dava konusu kapsamında yer alan önemli hususlar bulunduğunu ve bu kapsamda davacının taraf sıfatının bulunmadığını, davanın yasal süresinde açılmadığını bu nedenle davanın hak düşürücü süre yönünden usulden reddi gerektiğini, davacıların teminat göstermesi gerektiğini, dava dilekçesinde iptali talep edilen kararın sermaye artırımına ilişkin tasarruf mevduatı sigorta fonunun 22.03.2019 tarih ve .... sayılı kararı olduğunu ve işbu kararın iptal talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, iptali talep edilen yönetim kurulu kararlarının usule uygun olduğunu, bu nedenlerle davacının davada davacı taraf ehliyetinin bulunmaması sebebiyle davanın esasına girilmeksizin usulden reddine...

              Görüşlerinde kayıtlı sermaye sistemini benimsemiş olan şirketlerde rüçhan hakkının kısıtlanması yetkisinin yönetim kuruluna verilebileceğini, bu yetkinin verilmesinin mutlaka kullanılacağı anlamına gelmediğini henüz bu yetkinin kullanılmadığını, sermaye artırımının ihtiyaç olduğunu ve yasada aranan çoğunluk ile karar alındığını, tedbir kararı verilmesine şirketin zarara uğratacağını bildirmişlerdir. Yönetim kurulu üyeleri ..... ve ..... 16/04/2021 tarihli duruşmada görüşlerini bildirmişler ve ihtiyati tedbir kararının şirketi zararlandıracağını ifade etmişlerdir. Aynı zamanda davacı şirketlerin temsilcileri olan davalı şirket yönetim kurulu üyeleri ..... ve .....; davaya konu kararın uygulanmasının telafisi imkansız zarara yol açabileceğini, ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini bildirmişlerdir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Somut olayda;Kat Mülkiyeti Kanunundan Kaynaklanan Davalar (Kat Malikleri Kurulu Kararının İptali) talebinde bulunulduğu, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, her ne kadar verilen karara karşı yukarıda yazılı gerekçelerle davalılar vekili tarafından istinaf başvurusu yapılmış ise de; davalılar vekilinin Bursa 8.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/986 Esas, 2022/1417 Karar sayılı dosyasına UYAP üzerinden gönderdiği 10/04/2023 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinden vazgeçtiği anlaşıldığından HMK’nın 349/2 maddesi gereğince istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                Somut olayda davacının tedbiren durdurulmasını talep ettiği davalı şirket Yönetim Kurulu tarafından alınan 08/02/2022 tarihli kararında şirket yönetim kurulunun 01/02/2022 tarih 9 sayılı kararı ile sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen T1 şirket ortaklığından ıskatını genel kurula sunulmasına ilişkin karar olduğu, 01/02/2022 tarihli yönetim kurulu kararının ise 01/11/2021 tarihli genel kurul kararına istinaden alındığı, yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğuna yönelik yaklaşık ispatın sağlanamadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu