Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. defter ve belgelerine göre davalının herhangi bir sermaye borcu olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalının O2 Oksijen Teknoloji Geliştirme ve Bilişim Sis. San. Tic. A.Ş.'ye olan sermaye koyma borcunu yerine getirmediği ileri sürülerek başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda O2 Oksijen A.Ş.'nin defter ve belgelerine göre davalının sermaye borcu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Tüm dosya kapsamının incelenmesinden alınan bilirkişi raporuna göre ; davacının sermaye koyma borcunu yerine getirdiği, bu kapsamda dava dışı şirkete sermaye koyma borcunun bulunmadığı, raporda her ne kadar araç satım sözleşmesinden dolayı ödemeye ilişkin muhasebe kaydının dava dışı şirket kayıtlarında yer almamasından dolayı davacının dava dışı şirkete 30.000,00 TL borcu olduğu yönünden tespit yapılmış olsa da noter huzurunda yapılan araç satış sözleşmesinin kesin nitelikte delil olduğu, sözleşmede bedelinin alındığı-ödendiği kaydının bulunduğu, aksinin ancak bunu iddia eden tarafından yazılı belgelerle ispat edilmesi gerektiği, araç satış sözleşmesi gereğince bedelin ödendiği karine olarak kabul edilmesi gerektiğinden bu durumda davacı tarafın dava dışı şirkete herhangi bir başkaca borcunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ; 1-Davanın KABULÜNE, Davacının Bursa 11....

      Davalı vekili, şirketin sermaye artırımı nedeniyle ortağından talepte bulunabilmesi için sermaye artırım işlemlerinin geçerli olması gerektiğini, davacı şirketin 14.07.2011 tarih ve 21 sayılı yeni bir ortaklar kurulu kararı almak suretiyle 28.01.2010 tarihli eski kararı ortadan kaldırdığını, 14.07.2011 tarihli ortaklar kurulu kararının tescil ve ilan edilmediğini, ayrıca toplantıya katılmayan müvekkilinin sermayenin erken ödenmesine ilişin ihtarnamenin de keşide edilmediğini, bu itibarla ortada sermeye artırımına ilişkin geçerli bir kararın bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir....

        Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı şirketin % 50’ şer sermaye payı ile kurulduğu, sermayenin davacı tarafından 5 adet banka dekontu ile ödendiği, davalının ise, üzerine düşen sermaye koyma borcunu ödemediği, şirketin nakdi sermayesinin 1/3’ünün şirket kuruluşundan itibaren 3 ay içerisinde, kalan ¾’ünün ise, 3 yıl içerisinde ödeneceği belirlenmiş olup, 304.250,00 TL’nin sermaye için şirket ortağı davacı tarafından yatırıldığı, davalı tarafından ise, 150.000,00 TL sermaye borcunun yerine getirilmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının şirkete olan 150.000,00 TL sermaye koyma borcunun yerine getirmediğinin tespitine, bu tutarın davalı ortaktan faiziyle tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

          Noterliğinin 13/01/2016 ve 13/03/2016 tarihli ihtarnameleri ile çağrıda bulunulduğu, sermaye koyma borcuna ilişkin olarak da 08/02/2016 ve 14/03/2016 tarihli sicil gazetesinde ilanlar yapıldığı, davacı T3'ın sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi üzerine 19/04/2016 tarihli yönetim kurulu kararıyla davacı T3'ın ilk sermayedeki %5'lik orandaki 2.500,00 TL'lik payı ayrı ve saklı tutularak sermaye artışı sonucu ödenmeyen 997.500,00 TL'lik 997.500 adet payın ıskat edilerek şirket bünyesine alındığı ve buna ilişkin nâma yazılı hisse senetlerinin iptal edildiği, aynı karar ile hisse senetlerinin pay sahiplerine teklif edilmesine karar verildiği, ıskat kararının 27/04/2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, akabinde ıskat konusu paylar üzerinde alım hakkı için diğer ortaklara çağrıda bulunulduğu ve Yapı ve Kredi Bankasından onay istendiği, 31/05/2016 tarihli yönetim kurulu kararıyla davacı T3'a ait iken ıskat edilen 997.500 adet payın şirketin hakim pay sahiplerinden T6...

          taahhüdünün tamamını ödediğini, şirketin 31.12.2005 tarihinde sonra defalarca yapılan genel kurullara sunulan tasdik edilen onaylanan şirket bilançolarında hiçbir şekilde müvekkilinin sermaye koyma borcunun ödenmediğine ilişkin kayıt bulunmadığını, aksine tüm kayıtların sermaye koyma borcunu ödediğini gösterdiğini, davalı şirketin 31.12.2005 tarihinden sonra müvekkilinin de katıldığı iki defa genel kurul kararı ile sermaye artırımına gittiği gözetildiğinde TTK.m.391’in emredici hükmüne göre esas sermayesi tamamen ödenmemiş şirketin sermaye artırımına gidemeyeceğini, hissesine düşen sermaye artırım bedelini ödediğini, müvekkilinin sermaye yapı taahhüdüne ilişkin ödemenin usulsüz olduğunu ileri süren davalının bu durumu şirket kayıtları ile açıkça ortaya koyması, eğer usulsüz bir ödeme var ise bu durumu usulsüz ödeme yapılan tüm ortaklara bildirmesi ve ortaklardan alacağın tahsilini gerektiren bir işlem iken bu durumun bir ortaklıktan çıkarma nedeni olarak ortayla konulmaya çalışılmasının...

            taahhüdünün tamamını ödediğini, şirketin 31.12.2005 tarihinde sonra defalarca yapılan genel kurullara sunulan tasdik edilen onaylanan şirket bilançolarında hiçbir şekilde müvekkilinin sermaye koyma borcunun ödenmediğine ilişkin kayıt bulunmadığını, aksine tüm kayıtların sermaye koyma borcunu ödediğini gösterdiğini, davalı şirketin 31.12.2005 tarihinden sonra müvekkilinin de katıldığı iki defa genel kurul kararı ile sermaye artırımına gittiği gözetildiğinde TTK.m.391’in emredici hükmüne göre esas sermayesi tamamen ödenmemiş şirketin sermaye artırımına gidemeyeceğini, hissesine düşen sermaye artırım bedelini ödediğini, müvekkilinin sermaye yapı taahhüdüne ilişkin ödemenin usulsüz olduğunu ileri süren davalının bu durumu şirket kayıtları ile açıkça ortaya koyması, eğer usulsüz bir ödeme var ise bu durumu usulsüz ödeme yapılan tüm ortaklara bildirmesi ve ortaklardan alacağın tahsilini gerektiren bir işlem iken bu durumun bir ortaklıktan çıkarma nedeni olarak ortayla konulmaya çalışılmasının...

            ve özel menfaatler hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü amirdir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ayni sermaye konulması ile ilgili “ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları” başlıklı 342. maddesi; “(1)Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir....

              ve özel menfaatler hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü amirdir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ayni sermaye konulması ile ilgili “ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları” başlıklı 342. maddesi; “(1)Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir....

                .- TL'sinin 100 hisse sahibi ... ve 2.500 TL'sinin 100 hisse sahibi... tarafından 1/4'ünün peşin, geri kalanı 31.08.1998 tarihine kadar ödenmesinin kararlaştırıldığını, ortaklardan...dışındakilerin sadece 1/4 peşin sermaye koyma borcunu yerine getirdiğini,...'nın hissesini davalı ...'e devrettiğini, ancak davalılara yapılan ihtara rağmen sermaye borçlarının ödenmediğini, davalıların şirket işleriyle ilgilenmediğini ileri sürerek davalıların şirket ortaklığından çıkarılmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili; davanın açılabilmesi için genel kurul tarafından kanunun aradığı çoğunluk nisapları sağlanılmak suretiyle alınan bir kararın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu