Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının sermaye taahhüdünün yerine getirildiğine ilişkin faturalar ve belgeler sunduğu davacının 2008 yılında toplam sermaye borcuna istinaden şirkette almış olduğu bir takım emtialar karşılığında 37.688,82 TL’lik ödeme yaptığı, davacı ortağın şirketin işleyişi hakkında, alınan kararlar ve diğer konularda hiçbir şekilde bilgilendirilmediği, ortaklık haklarından haberdar edilmediği, genel kurul toplantılarına çağrılmadığı için ortaksal yetkilerinin kullandırılmadığı, mali haklara ilişkin olarak bilgilendirilmediği, davacının şirketle mutabakatla bir takım emtianın yurt dışından alınması ve bunların ödemelerinin ortak tarafından yapılmış olmasına rağmen bu ödemelerin sermaye taahhüdünün yerine getirilmesi olarak kabul edilip muhasebe kayıtlarına geçirilmesi gerekirken farklı hesaplarda gösterilmesinin MK’nin 2. maddesi kapsamında dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davacının TTK m. 638/2 kapsamında haklı nedenlerle...
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 21.07.2003 tarihli Değişikliği İşlemlerine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ'in “Nakdi Sermayenin Ödenmesi” başlıklı maddesine göre kuruluş ve sermaye artırımında ortakların nakdi sermaye taahhütlerine ilişkin ödemelerin şirket tarafından bir bankada veya özel finans kurumunda şirket adına açılan hesaplara yapılmasının gerekli olduğu, davacının bu hükme uygun bir ödemesi bulunmadığı, bu nedenle sermaye borcunu ödediğinin kabul edilemeyeceği, sadece davalıdan sermaye borcunun talep edilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu, her iki ortağın şirketi temsile yetkili bulunması nedeniyle münhasıran müdür seçiminde sonuç alınamamasının ortaklıktan çıkartılma için haklı neden sayılamayacağı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir. .../... -2- Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
nin davalı şirketten alacağı olduğu ve bu alacağın sermaye koyma borcuna karşılık takas edildiği, bu nedenle borcu olmadığı cevabına rağmen dava dışı Bagis Gıda Ltd Şti.'nin sermaye artırım taahhüdünün yerine getirdiğine dair dosyaya sunulmuş bilgi ve belgede bulunmadığı, davacının hisselerini satın aldığı Bagis Gıda Şti.'...
nin pay sahiplerinden olup, 04.08.2000 tarihli genel kurulda sermaye artırımı yönünde alınan karar dolayısıyla sermaye artırımı ödemesinden kaynaklanan taahhüdünü yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkilinin davalının payına düşen sermaye borcunu kendi mal varlığından ödediğini, müvekkili tarafından yapılan bu ödeme sayesinde davalının şirkette sahip olduğu hisselerde taahhüt etmiş olduğu oranda artış meydana geldiğini, müvekkilinin davalı adına yapmış olduğu ödeme miktarını davalıdan talep etmiş olmasına rağmen davalının müvekkiline olan borcunu ödemekten imtina ettiğini, bu sebeple davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkilinin alacak hakkının hukuksal dayanağını BK'nın 410 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümlerinin oluşturduğunu, sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen davalı yerine müvekkilinin ödemede bulunarak davalının şirkete taahhüt ettiği sermaye koyma borcunun sona ermesini sağladığını...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; sermaye borcunu yerine getirmeyen pay sahibinin ortaklıktan çıkarılmasına karar verme yetkisi yönetim kuruluna ait olup, yönetim kurulunca sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılmalarına ilişkin bir karar alınmadığının anlaşıldığını, Yönetim kurulunca ortaklıktan çıkarılmadığından pay sahiplerinin genel kurula katılması kanun ve sözleşmeye uygun olup, alınan kararların iptali için kanuni şartlar oluşmadığı, bu nedenle genel kurulun iptaline ilişkin talebin reddine karar verildiği, Diğer taraftan ıslah dilekçesi ile sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılması talep edilmiş ise de, sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen poy sahiplerinin ortaklıktan çıkarılacağına ilişkin emredici bir hüküm bulunmadığı, bu konuda karar alma yetkisinin yönetim kuruluna ait olduğu, yönetim kurulunun takdir hakkını kullanarak bu konuda bir karar almadığı anlaşılmakla, ıslah dilekçesi ile talep...
ın sermaye koyma borcunun vadesinin dolduğu, 997.500,00 TL sermaye koyma borcunun bulunduğu, sermaye borcunu süresi içerisinde ifa etmeyen pay sahibinin ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düştüğü, bu nedenle hem sermaye borcunun süresinde ifa edilmediği, hem de rehin hakkı sahibi bankadan izin/onay alınmamış olması dikkate alındığında davalı şirketin alıcı davacıyı yeni malik olarak tanımamakta ve deftere kaydetmemekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Davaya konu ıskata ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine gelince; 6102 Sayılı TTK’nun 480.maddesinde; pay bedelini ifa borcu ve ifa etmemenin sonuçları, 481.maddesinde, ödemeye çağrı, 482.maddesinde, temerrüt ve sonuçları ile 483.maddesinde ıskat usulü düzenlenmiştir. Düzenleme ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, davacının sermaye koyma borcu 18/01/2012 tarihinde Ticaret Siciline tescil edilen sermaye artırımından kaynaklanmaktadır....
nun şirkete sermaye koyma borçlarının yerine getirdikleri şirket defterlerine göre kayıt altına alınmış ise de, şirket kayıtları usulüne uygun tutulmadığından ve adı geçen ortakların sermaye koyma borçlarının nasıl yerine getirdiklerine dair tespitte bulunulamadığından bu ortakların sermaye koyma borcunu yerine getirdiklerinin kabulünün mümkün olmadığı, eşit işlem ilkesi gereğince, tüm sermaye borcu olan ortaklara apel çağrısının yapılması gerekirken yapılmadığı, bu yönüyle iskat müessesinin usulüne uygun yerine getirilmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/255 sayılı dosyasında davacı şirket vekilinin itirazın iptali talebinin reddine, birleşen Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/405 esas sayılı dosyasında, davacının sermaye koyma borcunu bir kısım menkul ile yerine getirdiği iddiası yerinde olmadığından borçlu olmadığının tespitine ilişkin davanın da reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen Bakırköy 1....
DAVA Asıl davada davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %33 oranında ortağı olduğunu, şirketin sermayesinin 50.000,00 TL’den 3.851.878,30 TL'ye çıkartıldığını, ancak aynı yıl içerisinde 30.03.2011 tarihli olağanüstü genel kurulda sermaye azaltımı kararı alarak, şirket sermayesinin tekrar 50.000,00 TL’ye indirdiğini, müvekkilinin sermaye artırımı öncesi 1.658.30 adet paya sahipken, sermaye artırımı sonrası 127.751.396 paya sahip olduğunu, ancak sonraki tarihte yapılan sermaye azaltımı ile şirketteki sermayesinin eski şekline döndüğünü, sermaye azaltımının, sermaye arttırımı ile oluşan payların yok edilmesi suretiyle gerçekleşmesi nedeniyle yok edilen paylara ilişkin pay sahipliğinin yitirildiğini ve sermaye koyma borcunun sona erdiğini, artırılan tutar kadar sermaye azaltımı işlemiyle yok edilen paylara ait pay sahipliği hakkı yitirildiğinden, paya bağlı olan sermaye koyma borcunun da sona erdiğini, buna rağmen yaklaşık 7 yıl sonra şirketçe sermaye borcu ve...
un davacı anonim şirkete ayni sermaye koyma borcunu ifa edip etmediği dolayıs ile şirketler hukukuna ilişkin bulunmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 7,10 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 26.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacılar her ne kadar sahibi ve yetkilisi oldukları dava dışı şirketin davalı şirketten ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu bu alacaklarının sermaye koyma borçlarına mahsubu gerektiğini ileri sürmüşlerse de ilk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, var olduğu iddia edilen alacak dava dışı şirkete ait olup, davacılar bu dava dışı şirketin yetkilileri olsalar bile mahsup talebini ileri sürmelerine imkan bulunmamaktadır. Şirketin kötü yönetilmesi, usulsüzlükler yapılması şirket yöneticilerinin sorumluluğunu gerektiren haller olup, ortakların şirkete olan sermaye koyma borçlarını yerine getirmemelerinin sebebi olamaz. Davacılar, davalı şirkete olan sermaye koyma borçlarını yerine getirdiklerini ispatlayamadıklarından istinaf sebepleri yerinde değildir....