, kararda sermaye koymanın gerekip gerekmediği hususunun ve müvekkilinin ne miktar borcu bulunduğunun belli olmadığını, kurucu ortak olmayan müvekkilinin sermaye koyma borcunun bulunmadığını, hisse bedelini satın aldığı kişiye ödediğini, davalı şirkete fazladan ödeme dahi yaptığını ileri sürerek 15.05.2011 tarih ve 2011/4 sayılı sermaye borcunu ödemeyen ortakların ihracına ilişkin kararın iptalini talep ve dava etmiştir....
Dava, davalının sermaye koyma borcunu ifa etmemesi nedeniyle oluşan davacı şirket zararının tazmini istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, anılan karara karşı davalı tarafça yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. 6762 sayılı TTK’nın 140/4. maddesi (6102 sayılı TTK md.128/7) şirketin, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebileceği hükmünü haizdir. Şu halde, şirket kural olarak, ortağının sermaye koyma borcunu ifa etmemesi yahut sermaye koyma borcunu ifada gecikmesi nedeniyle uğradığı zararı talep ve dava edebilecektir....
ın sermaye koyma borcu yerine nakit sermaye konuluncaya kadar davacı şirkete taşınmazların devredilmiş olduğunun ikrar edildiğini, 31/12/2009 tarihli genel mizan ile davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlara göre davalı ...'ın sermaye tutarının 300.000,00-TL olup sermaye borcunun ödendiği, bakiye herhangi bir borcunun bulunmadığının tespit edildiği, davacı şirketin davalıdan talep edebileceği herhangi bir sermaye taahhüt borcu bulunmadığını, karşı dava ile ilgili olarak davacı karşı davalı şirketin yönetim kurulu başkanı yardımcısı olan ... tarafından davalı karşı davacı ...'...
ın sermaye koyma borcu yerine nakit sermaye konuluncaya kadar davacı şirkete taşınmazların devredilmiş olduğunun ikrar edildiğini, 31/12/2009 tarihli genel mizan ile davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlara göre davalı ...'ın sermaye tutarının 300.000,00-TL olup sermaye borcunun ödendiği, bakiye herhangi bir borcunun bulunmadığının tespit edildiği, davacı şirketin davalıdan talep edebileceği herhangi bir sermaye taahhüt borcu bulunmadığını, karşı dava ile ilgili olarak davacı karşı davalı şirketin yönetim kurulu başkanı yardımcısı olan ... tarafından davalı karşı davacı ...'...
ın sermaye taahhüt tutarı olan 250.000,00-TL arsa bedeli olan 1.625.000,00-TL'den mahsup edildiğinde, 1.375.000,00-TL sermaye ödemesinin şirket ortakları olan ... tarafından yapılmış olduğu durumu söz konusu ise de, nakit ödemeye dair muhasebe kayıtlarında bulunmadığı, sermaye borcunun ödenmesine ilişkin, davacı hakkında ıskat kararının alınabilmesi için, davacının gönderilen ihtara rağmen sermaye borcunu ödememiş olması gerektiği, davalı şirketin ticari defterlerindeki kayıtların, bu kayıtların sahibi aleyhine delil oluşturacağı, ticaret sicilinde sermaye paylarının ödenmiş olduğuna ilişkin şirketin beyanı ve davalı şirketin kuruluştan kaynaklanan sermaye taahhüdünün şu ana kadar ödenmemiş olduğuna ilişkin iddiasına karşılık bu sermaye payının uzun süreden beri neden istenmediğine ilişkin makul bir izahat vermemesi karşısında, davacının sermaye borcunu ödemediğine ilişkin iddianın ispata muhtaç olduğu, bu bakımdan verilen ıskat kararının yerinde olmadığı tespit edilmiştir....
Davalı vekili, davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğinden ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini, sermaye arttırımına ilişkin karar alınmadığını, toplantı gününün tüm ortaklara 1 ay öncesinden noter kanalı ile tebliğ edildiğini, davacının hisselerini devir aldığı ...’in şirkete olan şahsi borcunu ortadan kaldırmak sureti ile hisse devir bedelinin ödediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamada mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 15/05/2011 tarihli davalı şirket ortaklar kurulu kararı ile şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verildiği, çıkarılma gerekçesinin sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi olarak belirtildiği, davalı şirket tarafından çekilen ihtarnameden, davacının dava dışı ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda"...Davacı dava dilekçesinde 04.11.2009 tarihinde davacı ve davalının ortak olduğu limited şirket hakkında sermaye arttırımı kararı alındığı, yine 22.12.2010 tarihinde tekrar sermaye arttırımı kararı alındığını, davacının şirkete ilişkin sermaye koyma borcunu yerine getirdiği, diğer ortak davalının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, belirtilen sebeplerle davacının davalının şirkete yatırmış oldukları paranın belirlenmesi, ortakların ayrı ayrı sermaye koyma borçlarının tespit edilmesi, ayrıca sermaye koyma borcunu aşacak şekilde şirkete yapılmış olan ödemeler kapsamında şirketten alacaklı olup olmadıklarının tespitini talep etmiştir. Davacı 22.02.2017 havale tarihli dilekçesinde davasının tespit davası olduğunu beyan etmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının bir adet pay karşılığı 2.000,00 TL sermaye koyma borcuna ilişkin taahhüdünün 1/4'ünü şirket kuruluşunun tescil tarihinden itibaren en geç üç ay içinde, kalan 3/4'nü ise üç yıl içinde ödemesi gerektiğine karar verildiğini, müvekkili şirketin ... siciline tescil tarihinden bu yana davalının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, davalıya sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmesi için ihtarname gönderildiğini, ... sicil gazetesinde ilan yapılmak suretiyle davalıya sermaye taahhüdünü ödemeye çağrıda bulunulduğunu, davalının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini belirterek davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, hisselerinin şirkete devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Sermaye Artırım Borcundan Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin % 33 oranında ortağı olduğunu, şirketin sermayesinin 18.01.2011 tarihli Sicil Gazetesinde ilan edildiği üzere 50.000,00 TL’den 3.851.878,30 TL'ye çıkartıldığını, ancak aynı yıl içerisinde 30.03.2011 tarihli olağanüstü genel kurulda sermaye azaltımı kararı alarak, şirket sermayesinin tekrar 50.000,00 TL’ye indirdiğini, müvekkilinin sermaye artırımı öncesi 1.658.30 adet paya sahipken, sermaye artırımı sonrası 127.751.396 paya sahip olduğunu, ancak sonraki tarihte yapılan sermaye azaltımı ile şirketteki sermayesinin eski şekline döndüğünü, sermaye azaltımının, sermaye arttırımı ile oluşan payların yok edilmesi suretiyle gerçekleşmesi nedeniyle yok edilen paylara ilişkin pay sahipliğinin yitirildiğini ve sermaye koyma borcunun sona erdiğini, artırılan tutar kadar sermaye azaltımı işlemiyle yok...
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin % 33 oranında ortağı olduğunu, şirketin sermayesinin 18.01.2011 tarihli Sicil Gazetesinde ilan edildiği üzere 50.000,00 TL’den 3.851.878,30 TL'ye çıkartıldığını, ancak aynı yıl içerisinde 30.03.2011 tarihli olağanüstü genel kurulda sermaye azaltımı kararı alarak, şirket sermayesinin tekrar 50.000,00 TL’ye indirdiğini, müvekkilinin sermaye artırımı öncesi 1.658.30 adet paya sahipken, sermaye artırımı sonrası 127.751.396 paya sahip olduğunu, ancak sonraki tarihte yapılan sermaye azaltımı ile şirketteki sermayesinin eski şekline döndüğünü, sermaye azaltımının, sermaye arttırımı ile oluşan payların yok edilmesi suretiyle gerçekleşmesi nedeniyle yok edilen paylara ilişkin pay sahipliğinin yitirildiğini ve sermaye koyma borcunun sona erdiğini, artırılan tutar kadar sermaye azaltımı işlemiyle yok edilen paylara ait pay sahipliği hakkı yitirildiğinden, paya bağlı olan sermaye...