Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının bir adet pay karşılığı 2.000,00 TL sermaye koyma borcuna ilişkin taahhüdünün 1/4'ünü şirket kuruluşunun tescil tarihinden itibaren en geç üç ay içinde, kalan 3/4'nü ise üç yıl içinde ödemesi gerektiğine karar verildiğini, müvekkili şirketin ticaret siciline tescil tarihinden bu yana davalının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, davalıya sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmesi için ihtarname gönderildiğini, ticaret sicil gazetesinde ilan yapılmak suretiyle davalıya sermaye taahhüdünü ödemeye çağrıda bulunulduğunu, davalının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini belirterek davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, hisselerinin şirkete devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

nun şirkete sermaye koyma borçlarının yerine getirdikleri şirket defterlerine göre kayıt altına alınmış ise de, şirket kayıtları usulüne uygun tutulmadığından ve adı geçen ortakların sermaye koyma borçlarının nasıl yerine getirdiklerine dair tespitte bulunulamadığından bu ortakların sermaye koyma borcunu yerine getirdiklerinin kabulünün mümkün olmadığı, eşit işlem ilkesi gereğince, tüm sermaye borcu olan ortaklara apel çağrısının yapılması gerekirken yapılmadığı, bu yönüyle iskat müessesinin usulüne uygun yerine getirilmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/255 sayılı dosyasında davacı şirket vekilinin itirazın iptali talebinin reddine, birleşen Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/405 esas sayılı dosyasında, davacının sermaye koyma borcunu bir kısım menkul ile yerine getirdiği iddiası yerinde olmadığından borçlu olmadığının tespitine ilişkin davanın da reddine dair verilen karar, asıl ve birleşen Bakırköy 1....

    Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı müflis şirketin ....07.2008 tarihli toplantıda almış olduğu sermaye artırımına ilişkin kararının tescil edilerek, ticaret sicili gazetesinde ilan edildiği, ilan metninde her bir pay sahibinin ne miktar sermaye koyma taahhüdünde bulunduklarının açıkça belirtildiği, gerek sermaye artışına ilişkin kararın, gerekse toplantı tutanağının imzalanması için ... heyetine yetki verilmesine ilişkin kararın oy birliği ile alındığı, sermaye artışına ilişkin tüm yasal prosedürün tamamlanmış olduğu, alınan ve tescil edilen karara rağmen davalının sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmediği, davalının, davacı müflis şirkete takip tarihi itibari ile toplam 30.471,01 TL borcunun bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar dairemizce bozulmuştur. Davacı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

      ------sayılı dosyasındaki dava da, davacı şirketin sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen davacı şirketin ortağı hakkında sermaye borcunun tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın dayanağı TTK'nin 482. Maddesidir. Davacı şirket, davacı şirketin ortağı olan davalının TTK'nin 482. Maddesi uyarınca sermaye borcunu ödememesi nedeniyle borcun ve işlemiş faizinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmektedir. Yani her iki davanın davacısı, dava konusu, davanın dayanağı, davacı şirketin sermaye artırımına ilişkin ---- ---- kararı, davacı şirketin ödenmeyen sermayenin ödenmesi için ------- ilân aynıdır. Sadece davanın davalıları farklı olup her iki davalı da davacı şirketin sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen ortaklarıdır....

        Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin ortağı olan müvekkilinin sermaye koyma borcunu yerine getirmediğinden bahisle ortaklıktan çıkarıldığını, oysa müvekkile bahsedildiği gibi, ne ikinci ihtarnamenin ne de ortaklıktan çıkarıldığına ilişkin kararın usulüne uygun bir biçimde tebliğ edilmediğini ileri sürerek, 16...2008 tarihli ve 16.01.2009 tarihli 2009/... sayılı ortaklıktan çıkarılma kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket, ... ve ... vekili, davanın süresinde açılmadığını ve müvekkil şirket dışında diğer davalılara yöneltilemeyeceğini, sermaye koyma borcunda tüm ortaklara eşit davranıldığını, ihtarnamelerin usulüne uygun biçimde tebliğ edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

          Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi halinde şirketin ortağa karşı icra takibi yapacağı veya ortağın ıskat edilmesi yoluna gideceği, şirket tarafından sermaye koyma borcunun yerine getirilmesi için her ikisinin de yapılmadığı, ortakların dava açabilmeleri için yönetim kurulu üyelerinin genel kuruldaki ibra oylaması sırasında olumlu oy vermemiş olmaları gerektiği, sermaye koyma borcu nedeniyle ortakların temerrüdünün oluştuğu 01/05/2000 tarihinden sonra şirketin 02/08/2000, 20/07/2001 ve 10/06/2002 tarihinde olmak üzere 3 ayrı tarihte 3 ayrı genel kurul toplantısı yaptığı, belirtilen genel kurul toplantılarında yönetim ile denetim organlarının ayrı ayrı ibra edildiği, genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin gizledikleri veya yaptıkları kusurlu bir işlemin tespit edilemediği, davalıların kendi kusurları ile davacı şirkete vermiş oldukları herhangi bir zararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar...

            Davalı vekili, şirkete ortak olmadığını, sermaye koyma taahhüdünde bulunmadığını, ortak olduğu kabul edilse bile 46.000 TL banka kanalıyla, 41.000 TL elden davacı şirketin yönetim kurulu başkanına ödediğini, ayrıca ultrason cihazı ve muayene masasını da 13.000 TL karşılığı şirkete devrettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece Dairemiz tarafından verilen bozma kararına uyularak, davalının sermaye koyma borcunun 54.000,00 TL olduğu, tıp merkezindeki çalışmalarından ötürü tahakkuk eden 41.000,00 TL alacağın karşılıklı mutabakatla sermaye koyma borcu yerine kabul edildiği, bakiye olarak 13.000,00 TL borcu bulunduğu gerekçesiyle takibe itirazın kısmen iptaline, takibin 13.000,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili için devamına, alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

              7.maddesinde "...şeklinde muvazaadan ari olarak tamamen nakden taahhüt edilmiş ve taahhüt tutarlarının dörtte biri tescil tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ve kalanı ise üç yıl içinde ödenecektir." şeklinde hüküm bulunduğunu, ancak şirketin kuruluş ilanının yayınlandığı 02.10.2006 tarihinden bu tarihe kadar davacının borcunun gereğini yerine getirmediğini, Ticaret Sicil Gazetesi'nde 27.07.2018 tarihli ilanı ile çağrı yapılarak sermaye koyma borcunun ödenmesi gerektiği ve ödenmediği takdirde karşılaşılacak olan yaptırımın hukuki niteliğinin açıkça belirtildiğini, bunun akabinde davacı yana bu hususlara ilişkin bir bildirim daha yapıldığını, 02.08.2018 tarihinde şirketçe bilinen adresine iadeli taahhütlü posta yoluyla çağrı tebliğ edildiğini, yapılan tüm bu ihtar ve ilana rağmen davacının sermaye koyma borcunu ifa etmediğini, müvekkili şirket tarafından 12.09.2018 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında ortaklıktan çıkarılması yönünde karar alınması zorunluluk bulunduğunu ileri sürerek...

                ./4 sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, icra takibine davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirketin kâr ettiğini, bu nedenle sermaye koyma borcunun yerine getirilmesine ihtiyaç bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

                  Mali Müşavir bilirkişi 13/11/2019 tarihli raporunda; sermaye ödemesine ilişkin olarak ...’ın şirket hisselerini 03/08/2016 tarihinde devir etmek suretiyle yönetim kuruluna başvuruda bulunduğunu, şirket yönetiminin bu hisse devrine ilişkin işlemi şirketin ortaklar pay defterine işlendiğini ve...’ın şirket ortaklığından ayrıldığını, bu devir işlemi neticesinde sermaye borcuna ilişkin olarak sorumluluğun devir alan şahıslara ait olduğunu, ödenen sermaye miktarı göz önüne alındığında ödenen miktarlar kadar pay sahiplikleri olup ödenmeyen sermayeler nispetince ortaklık paylarının düşülmesi veyahut uygulanacak gecikme bedelleri ile birlikte tahsil etmek suretiyle ortaklarının devamı gerektiğini rapor etmiştir. Dava, davacıların, davalı anonim şirket ortaklığından ıskat edilmelerine ilişkin 01/06/2018 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısının (2) nolu kararının yoklukla malül olduğunun tespiti istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu