İş Mahkemesi TARİHİ : 04/02/2014 NUMARASI : 2013/862-2014/36 Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili; davacının, davalı Bakanlığın Ankara İl Müdürlüğü emrinde çalıştığını, Tarım-İş Sendikasının üyesi ve sendika işyeri baş temsilcisi olduğunu, 14.02.2012 tarihinde işyeri baş temsilcisi olarak atandığını, işletme toplu iş sözleşmesi yetkisinin ilgili sendikaya verilmesi üzerine 10.06.2013 tarihli sendika yazısı ile aynı göreve atandığını, davacının işyeri satın almada görevini yıllarca sürdürdüğünü, Ankara Valiliği İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 09.11.2012 günlü yazısı ile İl Müdürlüğü İdari ve Mali İşler Şube Müdürlüğü kat görevlilerinin hizmet binası temizliğinin kontrolü ile koordinasyonunu sağlamakla görevlendirildiğini, davacının işyerinde huzurun...
Diğer yandan; davacının davalı işyerinde üretim müdürlüğü, kırma, eleme müdürlüğünde çalıştığı ve sendika üyesi olduğu, dosyaya getirtilen emsal işçi bordroları gereğince daha evvel sendika üyesi iken sendika üyeliğinden istifa eden işçilere davalı işveren tarafından ciddi oranlarda zam yapıldığı, sendika üyeliğinden istifa etmeyen davacı ile aynı işi yapan aynı ücreti alan işçilere ise daha düşük zam uygulandığı ve düşük ücretlerle çalıştırıldığı, işçiler arasında ciddi ücret farklarının ortaya çıktığı, bu şekilde sendika üyeliğinden istifanın teşvik edildiği, işyerinde ücret zammı konusunda ayrımcılık yapıldığı, davacının sendikal ayrımcılık tazminatı talebinde haklı olduğu, dosya kapsamı itibariyle davacının yaptığı iş, emsal alınan işçi ücretleri değerlendirilerek ücret tespiti ve buna göre yapılan hesaplama neticesinde alacağın belirlenmesinde bir hatanın bulunmadığı, davalı tarafından ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle ilk derece...
Diğer yandan; davacının davalı işyerinde üretim müdürlüğü, kırma, eleme müdürlüğünde çalıştığı ve sendika üyesi olduğu, dosyaya getirtilen emsal işçi bordroları gereğince daha evvel sendika üyesi iken sendika üyeliğinden istifa eden işçilere davalı işveren tarafından ciddi oranlarda zam yapıldığı, sendika üyeliğinden istifa etmeyen davacı ile aynı işi yapan aynı ücreti alan işçilere ise daha düşük zam uygulandığı ve düşük ücretlerle çalıştırıldığı, işçiler arasında ciddi ücret farklarının ortaya çıktığı, bu şekilde sendika üyeliğinden istifanın teşvik edildiği, işyerinde ücret zammı konusunda ayrımcılık yapıldığı, davacının sendikal ayrımcılık tazminatı talebinde haklı olduğu, dosya kapsamı itibariyle davacının yaptığı iş, emsal alınan işçi ücretleri değerlendirilerek ücret tespiti ve buna göre yapılan hesaplama neticesinde alacağın belirlenmesinde bir hatanın bulunmadığı, davalı tarafından ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle ilk derece...
Somut uyuşmazlıkta, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 13.02.2017 tarih ve 10419 sayılı yetki tespiti kararı ile, davacıya ait (...) ve (...) sicil numaralı işyerlerinden oluşan işletmede, 06.02.2017 başvuru tarihi itibariyle toplam 130 işçi çalıştığı ve 61 sendika üyesi bulunduğu, işletmede aranan %40 oranın mevcut olduğu gerekçesiyle davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek gerekli çoğunluğu sağladığı tespit edilmiştir. Yetki tespiti işlem dosyasına göre de, yukarıda belirtilen iki ünite esas alınarak sonuca gidilmiştir. İşlem dosyasına göre, (...) sicil numaralı işyerinde 130 işçi çalışmakta, 61 sendika üyesi bulunmaktadır. Bununla birlikte (...) sicil numaralı ünitede ise çalışan işçi ve sendika üyesi mevcut değildir. Diğer taraftan, dosya kapsamında yer alan SGK kayıtlarına göre, (...) sicil numaralı ünitede en son 03/2015 döneminde iki işçinin çalıştığı, bu dönemden sonra ise hiçbir zaman işçi çalışmadığı anlaşılmaktadır. Yine SGK kayıtlarına göre işyeri faaldir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline 08.04.2022 tarih ve 116336 sayılı “Yetki Tespiti” konulu yazının 13.04.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, usul ve kanuna aykırı olarak düzenlenmiş bulunan karara karşı itirazda bulunduklarını, ... Metal Sendikasının toplu ... sözleşmesi yapma yetkisinin bulunmadığını, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) yetki tespiti için aradığı koşulların oluşmadığını, başvuru esaslarına göre işçi sendikasının, yetki tespiti talebi ile Bakanlığa müracaat ederken kendisinde bulunan üyelik fişlerini yetki için başvurduğu tarihten itibaren üç ... günü içinde işverene vermek zorunda olduğunu, buna karşın ......
Bakanlığı'nın 11/11/2010 tarihli kararı ile diğer davalı Nakliyat iş Sendikasının, müvekkili işyerine ait işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki tespiti talebinde bulunduğunu ve bu talebe istinaden yapılan incelemede, Nakliyat İş Sendikasının işletmede çoğunluğu sağladığının tespit edildiğini, Bakanlığın yetki tespiti yazısının müvekkil işverence 06/12/2010 günü tebellüğ edildiğini, Bakanlığın bu kararının hukuka aykırı olduğunu, davalı sendikanın yetki tespiti için başvuruda bulunduğu 27/10/2010 tarihinde müvekkili işverene ait işletmede çalışan işçi sayısının 95 olmayıp 98 olduğunu, davalı sendikanın işletmede toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi alabilmesi için başvuru tarihi itibarıyla işçi sayısının yarıdan fazlasının sendika üyesi olması gerektiğini, Bakanlık yazısında işletmede sendikaya çalışan üye sayısının 49 olduğunu bildirildiğini, müvekkili şirketin işyerlerinin kara taşımacılığı iş koluna dahil olmadığını, sendika üyeliğinden ayrılan personel sayısının 27/10/2010 tarihinden...
İncelemeler : A-Başvuru dilekçesindeki itirazlar gözetilerek belirlenen uyuşmazlık konusu hususlar, teker teker aşağıda irdelenmiştir: İstinaf yoluna başvuran davacı yönünden anlaşmazlık konusu hususların incelenmesi: 1- Sendika temsilcisini değiştirme yetkisi tüzükte herhengi bir şarta bağlanmamış ise, bu yetkinin görevi devam eden temsilci yönünden keyfi olarak kullanılabileceği anlamına gelmez. Sendika tüzüğünde gerekli görüldüğü takdirde bu yetkinin kullanılabileceğinin düzenlendiğinden sendikaca gerekli görülen hallerin ortaya konulup ispatlanması gerekir. Sendikalar niteliği gereği demokratik bir kuruluştur. Sendika yönetim kurulu veya şube yönetim kurullarının aldıkları kararın demokratik toplum niteliklerine uygun olması elzemdir. Bu da yönetim kurulu kararının keyfi olmaktan uzak olmasıyla, hukuka uygunluğunun denetlenebilir olmasıyla sağlanır. Nitekim davalı sendika da davacının sendika yöneticilerine hakaret ettiği gerekçesi ile görevden alındığını savunmuştur....
İş Mahkemesi nezdinde, sendika yetkisinin tespiti istemi ile 2019/641 Esas Sayılı davasının açıldığını, bilirkişi raporunda, davacı Hizmet İş Sendikası'nın başvuru tarihi itibariyle 408 işçiden 49'unun üyesi olduğu ve yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağlayamadığı için itirazlarının yasal dayanağının olmadığının bildirildiği, davacının da dava dışı sendika ile ilişkisini sonlandırdığının kuvvetle muhtemel olduğunu, davacının üyeliğini sonlandırdığı sendikanın tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden faydalanmayacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının sendika üyeliğinin sona erdiği tarihten sonraki haklara ilişkin taleplerinin reddi gerektiğini, Mahkemece bu hususlara dikkat edilmediğini, yeterli araştırma yapılmadığını, hatalı hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alındığını bilirkişi raporuna itirazlarının gözardı edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ettiklerini bildirmiştir....
Çünkü müvekkil şirkete Sendika yetki tespiti kararı 11/09/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup, müvekkilin bu tarih öncesinde sendika üyeliğine ilişkin bir bilgisi bulunmamaktadır. Herhangi bir tebligat söz konusu olmadığı için müvekkil şirket, Nakliyat-İş Sendikasına hangi işçilerin üye olduğu ya da sendikanın TİS sözleşmesi imzalamak için yasanın aradığı çoğunluğa sahip olup olmadığı konusunda bir bilgiye sahip değildir. Kaldı ki söz konusu yetki tespiti usule ve hukuka aykırı olduğundan tespite tarafımızca süresi içerisinde itiraz edilmiş ve Şanlıurfa 3. İş Mahkemesi'nde 2018/213 E. sayılı dava açıldığını, 2016 yılında işyerini devralan müvekkil şirket çalışanların performansına, iş yerindeki durumlarına, hatalı muayenelerine ve müşterilerle kötü ilişkilerine binaen işçi çıkartmıştır. Toplamda 18 işçi bu sebeplerle işten çıkartılmış olup, sonradan öğrendiğimiz üzere çıkarılan işçiler arasında sendikaya hiç üye olmamış 5 işçi de mevcuttur....
Dosyadaki yazılara, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle ,davacı vekilinin dava dilekçesi ile yol ve yemeğin işverence karşılandığını belirtmiş olması ,davalı tarafça feshe dayanak yapılan maske ve mesafe kuralına uyulmadığının ispat edilememiş olması ,tanık beyanları dışında davalı işveren vekilinin 25 Temmuz tarihli mesaj içeriği ile dosya kapsamına alınan Öz –çelik iş sendikasının yazı cevabından anlaşıldığı üzere davacının sendika üyesi olup 2020 yılı Ağustos ayında yapılacak yetki tespiti başvurusu öncesi temmuz ayında davacı ile birlikte 71 sendika üyesi işçinin işten çıkarıldığı ve yine davacının işten çıkarıldığı dönemde 129 işçinin , ağustos ayında 46 sendika üyesinin sendikadan istifa etmiş oldukları değerlendirildiğinde mahkemece iş akdinin sendikal sebeple sona erdildiği yönünde ki tespitinde isabetsizlik olmadığının anlaşılmış olmasına göre...