Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 128/1. maddesine göre "satışın başlamasından evvel" tapu kaydı getirtilip buna göre mükellefıyetler listesinin hazırlanması ve tebliği, satıştan önce taşınmazın son imar durumlarının araştırılması, satış ilanının İİK.'nun 114 ve 126. maddelerine göre düzenlenip yapılması gibi işlemlerin talimat icra dairesince yürütülmesi ve memurun anılan işlemlerinin denetlenmesinin ise o yer tetkik merciince yerine getirilmesi sağlıklı ve amacına uygun bir satış için gerekli bulunmaktadır.Her ne kadar "satışın durdurulması" yönünde karar verme yetkisi asıl icra dairesinin ise de, somut olayda satışın durdurulması istemine dayanak yapılan ve yukarıda tartışılan nedenler talimat icra dairesinin yetkisinde olup, İİK.'nun 360. maddesinde öngörülen kuralı değiştirmez. O halde, özel daire bozma ilamına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” denilmiştir....

Ancak, İİK’nun 97/13. maddesi uyarınca alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için istihkak iddiasının reddi ile birlikte teminat karşılığı takibin ertelenmesi veya satışın durdurulması kararı da verilmiş olmalıdır. Somut olayda davanın yargılaması aşamasında bu şekilde verilmiş bir takibin durdurulması kararı bulunmamaktadır.Alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için aranan yasal koşulların oluşmadığı dikkate alınmadan yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün, HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenler ile davalı (üçüncü kişi) ......

    (İİK’nun 97/3. maddesi) Somut olayda teminat alınmadan verilen satışın durdurulması kararı tazminata hükmedilebilmesi için elverişli nitelikte değildir. Tazminata ilişkin yasal koşulların oluşmadığı dikkate alınmadan yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın hüküm fıkrasının 2. bendindeki “İİK’nun 97/13. maddesi gereğince 6.814,00....

      Bu durumda satışın durdurulması gerekirken ihalenin yapılmış olması İİK'nın 363/son maddesine aykırılık teşkil ettiğinden ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalının istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 3....

      kaldırılarak, satışın durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebiyle başvurulmuştur....

        durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, aynı tedbir kararının taşınmazın tapu kaydında hacizleri görülen ancak henüz satış aşamasına geçilmemiş olan davalıların borçlarından ötürü Tarsus İcra Dairesi'nin 2021/3744, 2021/3743, 2021/3742 ve 2022/46 Esas sayılı dosyaları üzerine de konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, satış ilanındaki bilgilerin kıymet takdir raporunda yer alan bilgiler olduğunu, satış ilanının düzeltilmesine ilişkin şikayetin reddi kararının hukuka uygun olduğunu, kesin olarak verilen bu karara uygun olarak yapılan satışının usulüne uygun olduğunu, satışın durdurulması kararı ilan edilmediğinden ihaleye katılımı etkilemeyeceğini, dava dilekçesinde bildirilen nedenlerin ihalenin feshi nedenlerinden olmadığını, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını bildirerek davanın reddine, davacının İİK'nın 134. maddesi uyarınca ihale bedelinin %10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, Tire İcra Müdürlüğü’nün 2018/203 Talimat sayılı dosyasında, davalı Ziraat Bankası A. Ş.'...

        Davacı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de; 02/03/2005 Tarih 5311 Sayılı Kanunun 24 maddesi ile değişik İİK 363 maddesi ile icra mahkemesince verilen kararlardan hangileri için istinaf yoluna başvurulabileceği ve istinaf yoluna başvuru süresi açıkça düzenlenmiştir. 5311 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değiştirilen 2004 sayılı İİK'nın 363/1. maddesinde "İcra mahkemesince 85 inci maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti, 103 üncü maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikâyet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263 üncü maddenin uygulanma biçimi, iflâs idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflâs idaresinin işlemleri hakkında şikâyet üzerine verdiği kararlara...

        engellenmesi amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığını, davacının meskeniyet iddiasında, "haline münasip evi" yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığından bahisle; öncelikle davacının satışın durdurulması yönündeki tedbir talebinin reddine, davacının meskeniyet iddiasının, haczin kaldırılması ve satışın düşürülmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....

        Davalı ihale alıcısı vekili 15/02/2021 tarihli dilekçesinde özetle, davacının satıştan haberdar olmadığına yönelik iddialarının gerçekten uzak olduğunu, zira davacının satışı durdurmak için alacaklı bankanın Söke Şubesine gittiğini, oradaki görevliler ile alacaklı vekilini tehdit ettiğini, bu nedenle davacı hakkında şikayette bulunulduğunu, yine davacının eşi tarafından satışın durdurulması talepli dava açıldığını, Çavdar Mahalle Muhtarlığında hoparlör ve ilan sistemi bulunmadığını, taşınmazın bulunduğu yer, özellikleri, kullanım şekli, hitap edeceği alıcı kitlesi itibarı ile satışın gazete ile ilanının yeterli olduğunu, taşınmazın satışa gösterilen ilgi nedeniyle ilk artırmada satıldığını, satışın usulüne uygun yapıldığını, ayrıca dava konusu taşınmazın satışa çıkarılması ve satılmasında müvekkilinin bir katkısı ve kusuru bulunmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

        UYAP Entegrasyonu