Maddesine dayalı menfi tespite ilişkin olup tedbiren satış işlemlerinin durdurulması ve hacizlerin kaldırılması talep edilmektedir. İİK'nin 72/3. maddesinde; "İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." hükmü mevcuttur. Satışın durdurulması ve hacizlerin kaldırılması takibin durdurulması mahiyetinde bir talep olup İİK 72/3 maddesinin açık hükmü gereğince davacının bu talebinin kabulü yasal olarak mümkün değildir. Ancak ilgili yasanın devam eden hükmü gereğince, uygun teminat karşılığında, icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi mümkündür....
Bu madde hükmüne göre icra takibinden sonra açılacak menfi tespit davasında teminat karşılığında olsa dahi ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin ya da satışın durdurulması imkanı bulunmamakta ise de İİK'nın 72/3. Maddesinde düzenlenen icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; 02/03/2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik 2004 sayılı İİK'nın 363/1. maddesi ''İcra Mahkemesince 85. maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti, 103. maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikâyet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263. maddenin uygulanma biçimi, iflâs idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflâs idaresinin işlemleri hakkında şikâyet üzerine verdiği kararlara karşı, iflâs idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36. maddeye göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları dışındaki kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının yedi bin Türk...
Davacı tarafın talebi, satışın durdurulmasına ilişkin olup, İİK'nın 72/3 maddesine göre tedbiren satışın durdurulması da mümkün değildir. İlk derece Mahkemesi'nce ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin 23/09/2021 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ve davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İlk derece mahkemesi 17/05/2019 tarihli ek kararında; davacı vekili tarafından karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu, istinaf kanun yoluna başvurulması sebebiyle satış işleminin durdurulması gerektiği belirtilerek bu yönde karar verilmesi istemli dilekçe sunulmuş, mahkemece dosyadan el çekildiğinden dolayı talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir....
, haksız ve kanunsuz bir şekilde imal ettiği ve/veya ettirdiği ve akabinde piyasaya sürmek gayret ve faaliyetinde bulunduğu tecavüz mahsulü ürünlerin gerek delil tespiti dosyasında belirtilen adreste ve gerekse tespit edilecek adreslerde toplanmasına ve üretimin durdurulması yanı sıra satışın yapıldığı--- tedbir kararının verilecek karar kesinleşinceye kadar devamına ve kesinleşmesi üzerine tüm el konulan ürünlerin imhasına, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı üçüncü kişi vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2.İİK’nun 97/13. maddesi kapsamında, alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için teminat karşılığında takibin durdurulması kararının verilmesi gerekir. Somut olayda, tensip tutanağı ile satışın durdurulması yönünde verilen tedbir kararı teminat karşılığı verilmemiştir. Bu nedenlerle yasal şartları oluşmayan tazminat talebinin reddi yerine yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
Somut olayda borçlu şirketin başvurusu üzerine icra müdürlüğünce ........2015 tarihinde, takibin durdurulması talebinin reddi ile “borçlu vekilinin satışın durdurulması talebinin satış aşamasında değerlendirilmesine, (satış ve muhafaza işleminin yapılmamasına)” denilmek sureti ile şikayete konu karar verilmiştir. O halde mahkemece, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması ve takibe devam edilmesinde usulsüzlük olmadığı ve dosyada satış talebi bulunmadığı gibi icra müdürlüğünce borçlunun talebinin satış aşamasında değerlendirilmesine karar verilmiş olması nedeni ile borçlunun şikayette hukuki yararı bulunmadığından istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı ....A.Ş.'...
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını, borcun taksitler halinde ödenmesi hususunda tarafların anlaştıklarını, müvekkilinin taksit sözleşmesine uygun olarak ödeme yapmasına rağmen davalı bankanın takip başlattığını ve ipotek tesis edilen taşınmazın satışına yönelik işlemlere başladığını ileri sürerek, satışın ve takibin durdurulmasına ve taraflar arasındaki taksit sözleşmesinin geçerli olarak devam ettiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, satışın durdurulması istemine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin REDDİNE, 24/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....