Yukarıda belirtildiği üzere şerh iki parsel sayılı taşınmazın satışının durdurulması için konulmuştur. Dosyada toplanan delillere göre satışın durdurulmasına ihtiyati tedbir yoluyla karar veren İzmir 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1970/184 – 126 sayılı dosyası bulunamadığı gibi icra müdürlüğünün dosyasına da ulaşılamamıştır. Öte yandan şerhin kim veya kimler yararına tapuya işlendiği de belli değildir. Ancak, Hazine taşınmazına külfet yüklediği ortadadır. Bu tür şerhlerin gelişen durum ve şartlara göre mahkemece kaldırılması mümkün olduğu gibi eğer tedbir kararı veren mahkeme dosyası ele geçirilemiyorsa ayrı bir dava ile karara bağlanması da mümkündür. Yine yukarıda belirtildiği üzere kayıttaki şerh 21.08.1970 tarihinde işlenmiş, eldeki dava bu tarihten 37 yıl geçtikten sonra 22.01.2007 tarihinde açılmıştır. Şerhin anlamı ve işlevi kalmadığı açık bulunduğundan terkini yerine istemin reddi maddi olayın gelişme şekline uygun düşmemiştir....
İstihkak davası sırasında icra mahkemesince verilen tedbir kararı davaya konu taşınırlar hakkında satışın durdurulmasına ilişkin olup takibin tümden durdurulmasına yol açmaz.Bu nedenle mahkemece yalnız istihkak davasının konusunu oluşturan mallar ve bu malların paraya çevrilmesi sonucu dosyaya giren bedelleri hakkında takibin durduğunun kabulüne karar verilmesi gerekirken, takibin tümden durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle bozulması cihetine gidilmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2008/28828 esas sayıl dosyasına konu haczin tezkerenin ilk oluşma tarihi olan 11.02.2009 tarihi itibari ile tapu üzerine şerh edilmesine, satışın telafisi güç zararlara sebebiyet verilmemesi amacı ile tedbiren durdurulması talep ettiği anlaşılmıştır.O halde, anılan hacze karşı şikayeti inceleme yetkisi haciz yazısını doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yazan icra dairesinin bağlı bulunduğu İcra Mahkemesine aittir. Bu durumda uyuşmazlığın İcra Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Silivri 1. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Haczedilmezlik şikayetlerinde, satışın durdurulması yönünde tedbir kararı verilmedikçe, sırf haczedilmezlik şikayetinin derdest olduğundan bahisle satış durmaz.Mahkemece, yazılı gerekçe ile icra müdürlüğü kararına yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan taşınmazın haczine yönelik şikayetin derdest olduğundan bahisle İİK'nun 364/son maddesi gereğince temyiz yoluna başvurunun, satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı hükmüne dayanılarak şikayetin reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden, sonucu itibariyle doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Şikayetçi alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
-KARAR- Davacı vekili; davalının taşınmazını satın almak üzere girilen ihaleyi müvekkilinin kazandığını, taraflar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, ödeme planına uygun olarak taksitlerin ödenmeye başlandığını, taşınmaya ilişkin olarak imar planının iptali için 3. kişilerce açılan davada yürütmenin durdurulması kararı verildiğinin öğrenildiğini, müvekkilinin sözleşme imzalama saikinin gerçekleşmeyeceğini anlaması nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini, davalının bir kısım bedeli iade etmediğini belirterek 589.112,70 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir....
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, satışın durdurulması talebine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 24/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Kaldi ki; İİK'nun 22. maddesi nazara alındığında ..........Esas sayılı dosyasından verilmiş icranın durdurulması kararı da bulunmadığından, taşınmazın ihaleye çıkartılabilmesi için meskeniyet şikayetine konu ilamın kesinleşmesinin beklenilmesine gerek olmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, .......... Hukuk Dairesinin 19.03.2018 tarih ve 2017/2553 E.-2018/596 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 21/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi. ........
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/1592 Esas sayılı dosyasında 08/01/2015 tarihli tensip ara kararı ile "İİK'nun 179/b maddesi gereğince rehin ile temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlamış veya başlayacak takiplerin devam edebileceğine, ancak bu takipler sebebiyle söz konusu takiplerde işleyecek mevcut rehin ile karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak kaydı ile muhafaza tedbirlerinin alınmasının ve rehinli malın satışın gerçekleşmesinin önlenmesine yönelik olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine” şeklinde tedbire ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır....
Sayılı kararı) davanın kabulüne karar verildiğini ve kesinleşen bu kararla, satışın durdurulması istenen icra takibinde alacaklı konumunda bulunan 3. Kişi ... Şirketinin mağdur olduğunun açıkolduğunu ve alacağının tahsili amacıyla icra takibi yapmasının olası olduğunu, tarafların arasındaki ticari ilişkilerin sürekli olduğunun görüldüğü, delillerin toplanmadığı dosyada verilen ara kararın hukuka aykırı olduğunu, en azından bilirkişi raporunun gelmesinin ardından bu konuda karar verilebilecekken, bu aşamada verilen satışın durdurulmasının ve vincin muhafazasına yönelik verilen kararın kaldırılmasını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasını istemiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir....
Kat 13 nolu bağımsız bölümün satışın tedbiren durdurulmasına, teminat yatırıldığında tedbiren satışın durdurulması için Batman İcra Müdürlüğün 2020/70E. Sayılı dosyasına müzekkere yazılmasına karar verilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN 09/02/2021 TARİHLİ ARA KARARI: Tarafların tedbir kararına itirazı üzerine yapılan duruşma neticesinde Mahkeme tarafından; dosya içerisinde bulunan tapu kaydından da söz konusu taşınmazın davacının eşi adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla HMK'nın 389. maddesinde belirtilen şartlar çerçevesinde davacının ilerde herhangi bir hak kaybına uğramaması açısından ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını gerektirir bir durum bulunmadığı, ihtiyati tedbir açısından şartların oluştuğu kanaatiyle; davacı vekilinin itirazının kabulü ile; mahkememizin 11/12/2020 tarihli ara kararının kaldırılarak, Batman İcra Müdürlüğünün 2020/70 Esas sayılı dava konusu taşınmaza (Batman İli, Merkez İlçesi, Tilmerç Köyü 347 ada, 7 parsel A blok 4....