Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2020 NUMARASI : 2019/68 ESAS 2020/443 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 15.10.2014 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başladığını, haşarılı ve istikrarlı performansı ile önce 01.11.2016 tarihinde Satış Liderliği görevine getirildiğini, 01.07.2017 tarihinde ise terfi alarak satış koçluğu pozisyonuna yükseldiğini, davacıya verilen bu terfi ile bildirilen ve 6 yöneticisi tarafından imzalı olan görev değişikliği formunda müvekkilin terfi almadan önce satış yapıp karşılığında prim alacağını, satış koçluğu görevi ile satış yapmayacağı ve prim almayacağının bildirildiğini, davacıya terfi ile tebliğ edilen görev tanımında satış yapacağına dair bir emare bulunmadığını, davacının satış danışmanı yetiştirmek, satış danışmanlarının çağrılarını dinleme, teknikleri öğretme, eğitim verme, raporlama yapmak, ek olarak işe alım sürecinde mülakatlara katılmak...

esnasında işlemin uzadığı gerekçesiyle "iştirakçilerin aralarında anlaşmaları" için ihaleye 15 dakika ara verdiğini, bu durumun yasalarda ve satış usulünde hiçbir şekilde var olmayan ve ihalenin sağlıklı yapılmasını engelleyen bir durum olduğunu, iştirakçilerin daha satış bitmeden satış mahallinden ayrılmalarına neden olduğunu, satış bitmeden bazı iştirakçilere teminatlarının iade edilmiş olup satış mahallinden uzaklaştırıldığını, satış memurunun kanuna aykırı işlemi sonucunda artırmanın sona ermiş olup taşınmazın taşınmazın ihalesinin diğer hissedarlar vekiline kapalı zarf usulüne geçildikten sonra taraflarınca verilmiş olan teklif üzerinde değil kapalı zarf usulüne geçilmeden önce taraflarınca yapılan teklif üzerinden satışın gerçekleştirildiğini, müvekkilinin mağdur edildiğini, satış memurunun ihale sonucunda ihale bedelinin yatırılması için ihale alıcısına 10 günlük mehil verdiğini, satış memuruna 10 günlük yasada olmayan bir süreyi mehil olarak vermesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin...

İcra Dairesi'nin 2020/8524 esas sayılı dosyasında, alacaklı tarafından 13.07.2021 tarihinde ipotekli taşınmazın satılması için İstanbul Gayrimenkul Satış Müdürlüğü'nün 2021/284 Talimat dosyasına satış talimatı yazılması talep edilmiş, icra dairesi tarafından alacaklıdan satış avansı talep edilmeden aynı gün taşınmazın satışı için talimat yazıldığını, talimat dosyasında ipotekli taşınmazın kıymet takdirine itiraz edildiğinden Bursa 12. İcra Dairesi'nin talimat yazısının reddine karar verildiğini, ayrıca talimat dosyasına alacaklı tarafından satış avansı yatırılmadığını, satış talebiyle birlikte kıymet takdiri ve satış giderinin peşin olarak yatırılması gerektiğini ancak davacı tarafından icra dosyasına kıymet takdiri ve satış giderinin peşin olarak yatırılmadığını beyanla; haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Şöyle ki; Dava konusu taşınmaza emsal alınarak incelenen 59 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 08.02.2010 olan satış tarihli alıcısı, satıcısı, satış bedeli ve miktarını gösterir tapu kaydı ile akit tablosu istenildiği halde emsalin 09.05.2011 tarihli satış akit tablosunun geldiği anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmaza emsal alınarak incelenen 59 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 08.02.2010 olan satış tarihli alıcısı, satıcısı, satış bedeli ve miktarını gösterir satış akit tablosunun ve ilk tesis tarihinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte (satış yapılmışsa satış bedellerini de gösteren) tapu kaydının tapu müdürlüğünden getirtilip dosya içerisine konulmasından ve istenilen hususun yerine getirildiğinin mahkeme hakimince bizzat denetlenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine yeniden GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu nedenle icra müdürlüğünce satış avansı ile ilgili bir süre verilmemiş ve alacaklı satış talebinden sonra satış avansı yatırmış ise, satış talep tarihi olarak satış avansının yatırıldığı tarihin kabulü zorunludur. İlgili maddelerde yer alan satış isteme süreleri hak düşürücü nitelikte olup, mahkeme, satış talebinin öngörülen süreler içinde yapılıp yapılmadığını re'sen gözetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine karşın şeklen varlığını sürdüren haciz İcra İflas Kanunu'nun emredici nitelikteki anılan maddelerine aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir. Somut olayda, Gebze 1. İcra Müdürlüğü'nün 2016/2471 esas sayılı dosyasında; taşınmaz üzerine haczin 14/04/2016 tarihinde işlendiği, alacaklının 22/03/2017 tarihinde satış talebinde bulunduğu, aynı tarihte istenen 500,00 TL satış avansının yatırıldığı, 26/04/2019 tarihinde 5.000,00 TL satış giderinin yatırıldığı görülmektedir....

    ın da vekaletname ile aracın kati satışını Feyzullah'a devrettiğini, ancak satış bedelinin kendisine ödenmediğini bildirerek 9000 TL nin satış sözleşmesi tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, kati satış sözleşmesinde yazılı 7.259 TL satış bedelinin davalı ...'tan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dosyanın incelenmesinde; davacının trafikte adına kayıtlı aracı 9.12.2003 tarihli harici satış senedi ile 9000 TL ye galerici davalı ...'ya sattığı, devrinin verilmesi için davalı çalışanı ...'...

      Noterliğinde düzenlemiş olan taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin konusunun taşınmaz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi davası kesinleşmiş, üçüncü kişi olan davalılara satış yapılarak taşınmaz adlarına tescil edildiğinden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı kalmamıştır. Taşınmazın, satış vaadi sözleşmesi şerhi ile birlikte satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan davalılara satılmış olması davacılara artık ifa olanağı kalmayan bu sözleşmeye dayanarak tescil isteme hakkı vermez. Davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile satış vaadi sözleşmesinin konusunun dava konusu taşınmaz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; davanın konusu 443 ada 14 parsel sayılı taşınmazda vaat borçlusu dava dışı ...'...

        tarih esas alınarak, bu tarihe göre iki haftalık sürede ek satış avansının yatırılmadığı gerekçesi ile hacizlerin düşmesine karar verildiğini, ek satış avansı yatırılması kararının kendisine tebliğ edilmediğini, UYAP'tan gönderdiği 28.11.2014 tarihli talep dilekçesi ile de bu karardan haberdar olamayacağını, kararı öğrendiği tarih itibariyle ek satış avansını yatırdığını iddia ederek icra müdürlüğünce hacizlerin düşmesine dair verilen 15.01.2016 tarihli kararın kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece; şikayetçinin icra dosyasından talepte bulunduğu 28.11.2014 tarihinde ek satış avansı yatırılmasına dair müdürlük kararını öğrenmiş sayılacağı, bu tarihten itibaren ihtar edilen onbeş günlük süreden sonra ek satış avansı yatırıldığından, icra müdürünün kararının yerinde olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir....

          Ancak, satış vaadi sözleşmesine dayanan tarafın (davacının), satış vaadinde bulunan kişiye (...’e) ve sonrasında davalıya taşınmazı temlik eden satış vaadi borçlusunun kızı ...’a karşı da satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğini kanıtlaması gerekeceğinden ... ve ...’un da davada yer alması gerekmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece davacıya adı geçen kişilere karşı da dava açması için uygun bir süre verilmeli, açılırsa o dava görülmekte olan bu dava dosyası ile birleştirilmeli, satış vaadi borçlusu ve taşınmazı devrettiği ...’un HMK’nın 27. maddesi uyarınca savunma ve delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, taraf teşkili tam olarak sağlanmadan davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

            Bu durumda satış talebinin geçerli olabilmesi için satış talebi ile birlikte bir miktar avansın da yatırılması gerekir. Satış talebi, satış avansının yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır. İİK'nun 110. maddesi hükmüne göre, satış talebi yapıldığında, icra müdürünün, alacaklıdan, satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerekir. İcra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, anılan hüküm gereği haciz kalkar. Kanunda icra müdürünün, ne kadarlık bir sürede satış avansı olarak yatırılması gereken miktarı belirleyeceği hususu yazılı değildir. Bu nedenle, icra müdürlüğünce, satış avansı ile ilgili bir süre verilmemiş ve alacaklı satış talebinden sonra satış avansı yatırmış ise, satış talep tarihi olarak satış avansının yatırıldığı tarihin kabulü zorunludur....

            UYAP Entegrasyonu