Ancak, satış vaadi sözleşmesine dayanan tarafın (davacının), satış vaadinde bulunan kişiye (...’e) ve sonrasında davalıya taşınmazı temlik eden satış vaadi borçlusunun kızı ...’a karşı da satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğini kanıtlaması gerekeceğinden ... ve ...’un da davada yer alması gerekmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece davacıya adı geçen kişilere karşı da dava açması için uygun bir süre verilmeli, açılırsa o dava görülmekte olan bu dava dosyası ile birleştirilmeli, satış vaadi borçlusu ve taşınmazı devrettiği ...’un HMK’nın 27. maddesi uyarınca savunma ve delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, taraf teşkili tam olarak sağlanmadan davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
tarih esas alınarak, bu tarihe göre iki haftalık sürede ek satış avansının yatırılmadığı gerekçesi ile hacizlerin düşmesine karar verildiğini, ek satış avansı yatırılması kararının kendisine tebliğ edilmediğini, UYAP'tan gönderdiği 28.11.2014 tarihli talep dilekçesi ile de bu karardan haberdar olamayacağını, kararı öğrendiği tarih itibariyle ek satış avansını yatırdığını iddia ederek icra müdürlüğünce hacizlerin düşmesine dair verilen 15.01.2016 tarihli kararın kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece; şikayetçinin icra dosyasından talepte bulunduğu 28.11.2014 tarihinde ek satış avansı yatırılmasına dair müdürlük kararını öğrenmiş sayılacağı, bu tarihten itibaren ihtar edilen onbeş günlük süreden sonra ek satış avansı yatırıldığından, icra müdürünün kararının yerinde olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir....
ın da vekaletname ile aracın kati satışını Feyzullah'a devrettiğini, ancak satış bedelinin kendisine ödenmediğini bildirerek 9000 TL nin satış sözleşmesi tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, kati satış sözleşmesinde yazılı 7.259 TL satış bedelinin davalı ...'tan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dosyanın incelenmesinde; davacının trafikte adına kayıtlı aracı 9.12.2003 tarihli harici satış senedi ile 9000 TL ye galerici davalı ...'ya sattığı, devrinin verilmesi için davalı çalışanı ...'...
Noterliğinde düzenlemiş olan taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin konusunun taşınmaz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi davası kesinleşmiş, üçüncü kişi olan davalılara satış yapılarak taşınmaz adlarına tescil edildiğinden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı kalmamıştır. Taşınmazın, satış vaadi sözleşmesi şerhi ile birlikte satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan davalılara satılmış olması davacılara artık ifa olanağı kalmayan bu sözleşmeye dayanarak tescil isteme hakkı vermez. Davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile satış vaadi sözleşmesinin konusunun dava konusu taşınmaz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; davanın konusu 443 ada 14 parsel sayılı taşınmazda vaat borçlusu dava dışı ...'...
Şöyle ki; Dava konusu taşınmaza emsal alınarak incelenen 59 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 08.02.2010 olan satış tarihli alıcısı, satıcısı, satış bedeli ve miktarını gösterir tapu kaydı ile akit tablosu istenildiği halde emsalin 09.05.2011 tarihli satış akit tablosunun geldiği anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmaza emsal alınarak incelenen 59 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 08.02.2010 olan satış tarihli alıcısı, satıcısı, satış bedeli ve miktarını gösterir satış akit tablosunun ve ilk tesis tarihinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte (satış yapılmışsa satış bedellerini de gösteren) tapu kaydının tapu müdürlüğünden getirtilip dosya içerisine konulmasından ve istenilen hususun yerine getirildiğinin mahkeme hakimince bizzat denetlenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine yeniden GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda satış talebinin geçerli olabilmesi için satış talebi ile birlikte bir miktar avansın da yatırılması gerekir. Satış talebi, satış avansının yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır. İİK'nun 110. maddesi hükmüne göre, satış talebi yapıldığında, icra müdürünün, alacaklıdan, satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerekir. İcra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, anılan hüküm gereği haciz kalkar. Kanunda icra müdürünün, ne kadarlık bir sürede satış avansı olarak yatırılması gereken miktarı belirleyeceği hususu yazılı değildir. Bu nedenle, icra müdürlüğünce, satış avansı ile ilgili bir süre verilmemiş ve alacaklı satış talebinden sonra satış avansı yatırmış ise, satış talep tarihi olarak satış avansının yatırıldığı tarihin kabulü zorunludur....
Yakalama işlemi satış isteme süresini kesmeyeceğinden, İİK'nun 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmemesi için alacaklının yasal sürede satış talep etmesi ve satış avansını yatırması zorunludur. Somut olayda borçluya ait aracın 29.01.2020 tarihinde ihtiyati haciz kararına dayalı olarak haczedildiği, borçluya 04.02.2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü bu tarihten itibaren 6 aylık yasal süre içinde dosyaya 31.03.2020 günü 500,00 TL satış avansı yatırıldığı, devam eden takip işlemleri sırasında alacaklının 23.06.2020 günü satış talep ettiği anlaşılmaktadır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Yaşar ÇERİBAŞI'nın 07/09/2007 tarihinde vefat etmiş olduğunu, geriye müvekkillerinin kaldığını, Bor Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğuna, Satış Memurluğunca düzenlenmiş 24/03/1988 tanzim tarihli, 1983/20 Satış sayılı resmi belgeye dayanarak 02/04/2021 tarihinde Bor Bentkavak Mahallesi, 542 Ada 10 Parsel'de bulunan taşınmaza ilişkin müvekkilleri adına tescil talebinde bulunmasına rağmen ilgili Satış Memurluğunca aleyhlerine ve hukuka aykırı olarak red kararı verildiğini, bu red kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kararda taleplerinin red gerekçesinin ihaleyi alanların kimlik tespiti yapılamadığı, sadece isim ve soy isimlerinin belli olmadığı gerekçesiyle reddolunduğunu, mahkemeye sunacağı Bor Satış Memurluğunun 1983/20 Satış sayılı dosyasında bulunan 24/03/1988 tanzim tarihli resmi belgeden de anlaşılacağı üzere muris Yaşar ÇERİBAŞI tarafından 11/04/1984 Tarihinde 091011 sayılı makbuzu ile satış bedeline istinaden...
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/229 Esas ve 2014/1099 sayılı Kararı ile İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2015/42 Esas sayılı dosyasında satış aşamasında olduğundan davacı ...'ın alacaklı olarak satış dosyasında taraf olması ve kesinleşmiş alacaklarının dikkate alınması için kararın kesinleştiğinde ilgili satış dosyasına gönderilmesine, satış memurluğuna bu aşamada karar ile ilgili bilgi mahiyetinde yazı yazılmasına karar verilmiş olması doğru değildir. Çünkü ortaklığın giderilmesi davası ortaklık devam ettiği sürece her zaman açılabileceği gibi satış aşamasında da alacaklının kesinleşmiş alacağı dikkate alınacağından alacaklının satış dosyasında taraf olmasına ilişkin hüküm fıkrasının hükümden çıkarılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Somut olayda, asıl icra dosyası ve İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğünün 2014/1002 talimat sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde, icra emrinin takip borçlusu T3 e 05.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, İİK 150/e maddesi uyarınca icra emrinin tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde alacaklı vekilinin satış talep etmesi ve bu süre içerisinde satış masrafının yatırılması gerektiği, borçluya icra emrinin tebliğinden sonra 1 yıl içinde, alacaklının 23/12/2014 tarihinde satış talep ettiği, fakat bu süre içinde yatırılmış satış masrafının bulunmadığı, İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğünün 2014/1002 talimat sayılı dosyasında 24/10/2014 tarihinde yatırılan masrafın satış avansına ilişkin değil bilirkişi ve vasıta ücretine ilişkin olduğu, ayrıca satış isteme süresi başlamadan önce ve satış talebinden önce yatırıldığı görülmekle, satış masrafı olarak değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından ( bu hususta Yargıtay 12.HD 2015/27036 Esas, 2015...