Mahkemece ... aleyhine açılan davanın reddine, ... aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dava konusu taşınmaza hangi tarihte (gün, ay, yıl olarak) fiilen el atıldığı taraflardan, 2-Dava konusu 3251 ada 2 parsel sayılı (eski 473 ada 25 parsel) taşınmaz ile somut emsal alınarak incelenen ......
Davacı ile davalı arasında 17/09/2013 tarihinde 4 adet konut alımına ilişkin satış vaadi sözleşmelerinin düzenlendiği, davalı tarafın 17/09/2013 tarihinde davacıdan 4 adet konut satışı için toplam KDV dahil 1.118.000 TL tahsil ettiği, sözleşmelerde yer alan 4 adet konutun KDV hariç bedelleri toplamının 947.458 TL olduğu, aradaki 170.542 TL'nin %18 oranından hesaplanan KDV olduğu, konutların tesliminin yapıldığı ve KDV'nin doğduğu, 19/01/2017 tarihindeki KDV oranının %8 olduğu, satıcı davalının teslim tarihinde düzenlediği faturada %8 KDV oranını uygulayarak faturada 82.281,88 TL KDV hesapladığı, satıcı davalının toplam bedelin değişmemesi için de konutların fiyatlarını artırmış olduğu bu durumun taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine aykırı olduğu, satıcı davalının Bakanlar Kurulu Kararı ile getirilen KDV indirimini kendi lehine kullanarak hasılatına dahil ettiği, davacının satış vaadi sözleşmeleri düzenlendiğinde davalı satıcıya ödediği KDV tutarı olan 170.542 TL'den davalının konutları...
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava konusu aracın 10 Aralık 2010 tarihinde mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla yapılan satış sözleşmesi ile davacı tarafından borçluya satıldığı, satış bedelinin tamamının ödenmediği ve bu nedenle aracın mülkiyeti davacıya (satıcı) ait olduğundan, davacı 3. kişi tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 3.kişinin, İİK’nun 96. maddesine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma karar vermeye yeterli değildir....
Köyü çalışma alanında bulunan 218 parsel sayılı 6.600,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz önce ... adına 1959 yılında tespit ve 1966 yılında hükmen tescil edilmiş, aynı yıl hibe nedeniyle kayden eşi ... adına tescil edilmiş, adı geçenin ölümüyle mirasçıları olan davalılar adına 2007 yılında intikal görmüş, eldeki davanın açılmasından sonra satış nedeniyle dava dışı ... ve akabinde yine satış nedeniyle ... adına kaydolunmuştur. Davacılar ... ve arkadaşları kadastro tespitinden sonra ancak kesinleşmesinden önce 1962 yılında murisleri ... tarafından harici senetle taşınmazın tespit maliki ...'...
Aksi hâlde satıcı, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez. (2) Satıcı, geçerli bir sözleşme yapılmış olmadıkça tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez.” hükümleri getirilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 21/03/2015 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre; davalı adına kayıtlı arsada davalı tarafından yapılacak binadan net satış alanı 94,37 m2 bağımsız bölümün davacı tarafından taksitler halinde ödenmesi suretiyle satışına dair anlaşma yapıldığı, davalı-satıcının belirtilen süre ve şartlarda teslim etmeyi, davacı-alıcının da satış bedelini ödemeyi taahhüt ettiği görülmektedir....
Borçlar kanununun 190. maddesinin son fıkrası hükmüne göre, davanın ihbar edilmemesi sorumluluğu satıcıya isnat edilemeyen hallerde, satıcı kendisine zamanında haber verilmiş olması farz ve taktirinde ne derecede daha müsait bir neticei hükmiye istihsal edebileceğini ispat ederse, sorumluluktan o derece beri olur. Yani üçüncü kişinin alıcı aleyhine açtığı davanın, alıcı tarafından satıcıya ihbar edilmemesi, satıcıyı sorumluluktan kurtaramaz. Satıcı ancak, üçüncü kişinin alıcı aleyhine açtığı davayı bizzat takip etse idi, ne yolda ve ne derecede daha elverişli bir hüküm elde edebileceğini ispat ettiğinde sorumluluktan kurtulur. Aksi takdirde alıcının ödediği satış parası ile yaptığı masrafları ödemek zorundadır....
KARAR Davacı, davalı TOKİ ile yapılan gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince 20 ay içerisinde teslim edilmesi gereken dairenin süresinden sonra geç teslim edildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak geç teslimden kaynaklanan kira alacağı tazminatı olarak 500,00 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, konut teslimi için belirli bir tarih verilmediğini, belirlenen program dâhilinde teslimlerin yapıldığını, sosyal projelerde ödemelerin teslimden itibaren başladığını, hak kaybı bulunmadığını, kampanyalı satışlarda geç teslimden söz edilemeyeceğini, Sözleşmeye göre idareye olan borç bitene kadar konutun kiraya verilmesinin mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalının savunması esas alınarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava gayrimenkul satış sözleşmesine dayalı geç teslim sebebiyle kira alacağı tazminatına ilişkindir....
Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2. maddesinde 'İş bu sözleşmenin konusu; satıcı mülkiyetindeki ..., İnaz (...)...
Vergi Mahkemesinin ... günlü, E:...; K:... sayılı kararının; ithale konu eşya hakkında yetkili merciler nezdinde kıymet araştırması yapılmadığı, ortada, satıcı firma tarafından düzenlenen ancak ayrı tutarları içeren iki ayrı fatura bulunduğu, gümrük idaresince satıcı firma tarafından İtalya gümrük idaresine ibraz edilen yüksek tutarlı faturaya ve satıcı firma yetkililerinin ifadesine itibar edildiği halde, yine aynı firma tarafından tanzim edilip kendilerine verilen faturaya itibar edilmediği, iki fatura arasındaki çelişkinin giderilmesi için Gümrük Kanununda öngörüldüğü şekilde bir kıymet araştırması yapılması gerekirken bu yola gidilmediği, zira, satıcı firmanın aynı satış için iki fatura düzenlediği açık olduğuna göre, kendi ülkesindeki ihracat avantajlarından istifade etmek amacıyla kasıtlı olarak yüksek tutarlı fatura düzenleyebileceğinin düşünülmesi gerektiği, öte yandan, olayda, aynı veya benzer eşya kıymetinin ek tahakkuka esas alınması...
Taraflar arasındaki 17/10/2005 tarihli "gayrimenkul satış sözleşmesi" başlıklı sözleşmede taşınmazın 150.000 USD bedeli mukabilinde davalı alıcıya satıldığı, sözleşmenin 4. maddesinde "satışa konu gayrimenkulün çekişmeli kısmının mülkiyetine ilişkin satıcı tarafından alıcı adına yapılacak tapu devrinin arsa sahipleri tarafından satıcıya devrinden sonra yapılabileceği kabul edilmiştir. Satıcı sözleşmeye konu bağımsız bölümün zilliyetliğini bu sözleşmeyle alıcıya devretmiştir. Satıcı tarafından açılmış bulunan tapu iptal ve tescil davasının reddi halinde diğer hissedarlar tarafından alıcıdan talep edilebilecek ecrimisil kira her türlü bedel sebebiyle sorumluluk satıcı firmaya aittir. Satıcı, satış konusu gayrimenkulün mülkiyetinin arsa sahiplerinden satıcı lehine tapu devri yapıldığı tarihten itibaren en geç 7 iş günü içerisinde alıcı adına tapu devrimi yapacaktır....